I've seen translate Turkish
33,108 parallel translation
- But I won't say another word... Until I've seen my wife.
- Ama karımı görene kadar bir kelime daha söylemeyeceğim.
I've never seen so much before.
Hiç o kadar para görmemiştim.
Don't worry, I've seen you naked plenty of times.
Merak etme. Seni çok çıplak gördüm.
And I'll have to kneel down on photo day, knees get all wet... despite my bad attitude, I'm thrilled by the nonstop action... kids running towards me with a look of joy I've never seen before...
Çocuklarım da büyük ihtimâlle oynamayı beceremeyecek ve fotoğraf gününde yere diz çöküp dizlerim sırılsıklam bir şekilde kötü düşüncelerimi bir yana bırakıp daha önce görmediğim bir neşeyle bana koşan çocukların bitmeyen aksiyonuyla heyecandan titreyeceğim.
So the gun control routine... got... got seen on so many different platforms, and all this stuff, put up and taken down... that it's actually been seen five times more than anything else I've done in my career.
Silah kontrolü esprisi birçok platformda görüldü ve yüklenip çıkarıldı, öyle ki kariyerim boyunca yaptığım diğer her şeyden beş kat fazla izlendi.
I've seen about five ones in my life.
Hayatımda beş tane falan bir gördüm.
Oh, that's a fucking one if ever I've seen one. "
Hiç bu kadar fenasını görmemiştim " dersiniz.
I've seen her make movie stars cry, won't say who.
Onu bir film yıldızını ağlatırken görmüştüm. Ama kim olduğunu söyleyemem.
I've done stints in hellholes you haven't seen in a decade, superstar.
Senin on senedir görmediğin bu boktan yerlerde oynadım süper star.
But as luck will have it, the best that I've ever seen will be 60 feet and six inches away.
Ama şans da olduğu sürece bu zamana kadar en iyi gördüğüm oyuncu 18 metre 15cm karşımda duruyor olacak.
I just want to know if you've seen or heard anything out of the ordinary.
Sadece normal dışı bir şey gördün mü ya da duydun mu, onu sormak istemiştim.
I've seen the virus.
Virüsü gördüm.
I get a real kick out of looking at data from an object or from a surface or from something that no one's ever seen before.
Benim için bunlar oraya hayat veren şeyler. Bir nesneden, yüzeyden, bir şeyden gelen ve daha önce kimsenin görmediği verilere bakarken çok heyecanlanıyorum.
I've never seen them before.
Daha önce hiç görmedim.
I suppose you must've seen a lot of that sort of thing.
Sanırım bu türden bir çok şeyi görmüş olmalısın..
I've seen photos.
Fotoğrafları gördüm.
- I've never seen how beautiful it is in here at night. - Beautiful.
- Geceleri buranın ne kadar güzel olduğunu hiç görmemiştim.
- You should've seen yourself thunder away at Kendrick today.
Kendrick'i parçalayışını görmeliydin.
- I'm asking if you've seen the movie "A Few Good Men."
- "Birkaç İyi Adam" filminden bahsediyorum.
It's not the best wrapping job I've ever seen.
Hiç güzel paketlenmemiş. Nedir bu?
That's some of the most hateful stuff I've seen in my life, and yet there it is.
Hayatımda izlediğim en iğrenç şey.
I had fun, I didn't think about my problems, and I won this ugly yellow toddler, which is one of the most beautiful things I've ever seen.
Eğlendim, sorunlarımı düşünmedim ve bu çirkin oyuncağı kazandım. Ki gördüğüm en güzel şeylerden biri olabilir.
I've seen it all already.
Ben zaten hepsini gördüm.
The technology in this whip fragment is unlike anything I've ever seen before.
Bu kırbaç parçasındaki teknoloji daha önce gördüklerime hiç benzemiyor.
I've seen some weird shit, but I've never seen that before.
Çok garip şeyler gördüm ama hiç böyle birşey görmedim.
I've seen this sort of thing wipe out whole cities in a matter of days.
Bu tür bir şeyin, günler içinde koca şehirleri temizlediğini gördüm. Bu tür bir şeyin, günler içinde koca şehirleri temizlediğini gördüm. Yani gitmeye hazır değil misin?
I've seen a lot of crazy shit.
Çok fazla delilik gördüm.
She's the most beautiful thing I've ever seen.
Şimdiye kadar gördüğüm en güzel şey.
I know it isn't, Louis, and that's why I haven't sent you anything I've seen so far, because I haven't found the right thing yet.
- Olmadığını biliyorum Louis. Henüz uygun evi bulmadığım için sana hiçbir şey göstermedim.
No, I came down here to tell you I've been doing this a long time, and I've seen a lot of inmates come and go.
Hayır, bu işi çok uzun zamandır yapıyorum birçok mahkumun gelip gidişini gördüm.
I haven't seen Henry in six months, and I'm getting a little sick and tired of this interrogation.
Altı aydır Henry'i görmedim ve bu görüşmeden de sıkılmaya başladım.
I should let it go, it's just I have seen this before and the truth is, it could be anyone, it could be us...
Boş vermem lazım, daha önce de gördüm ve gerçek şu ki, bu herkese olabilir, bize olabilir..
I had to go into the history on my computer to find something I'd seen on the HM website this morning and...
Bu sabah HM sitesinde gördüğümbir şeyi bulmak için bilgisayarımın geçmişine göz atmam gerekti ve...
I've seen those before.
Bunları daha önce görmüştüm.
I used to live in the park, and I've seen all sorts of things... haints, Gorgons, poltergeists.
Eskiden parkta yaşardım ve her türlü şeyi gördüm... haintler, Gorgonlar, hortlaklar.
I've seen you in the building at 5 : 00 AM all week.
Seni tüm hafta sabah 5'te ofiste gördüm.
Some of you out there may know me, some of you have seen me play, and I'm sure just as many of you have no idea who the fuck I even am.
Bazılarınız beni tanıyor olabilir bazılarınız oynarken izlemiş olabilir ve eminim birçoğunuz da kim olduğumu bile bilmiyordur.
I've seen it take a man's arm clear off.
Bir adamın kolunu kopardığını gördüm.
See, I died, but anything I would've seen or felt was wiped away.
Bak, ben öldüm ama görmüş ya da hissetmiş olabileceğim her şey silindi.
Okay, this looks bad, but I've seen Coulson talk his way out of tighter spots than this.
Pekâlâ, durum kötü görünüyor ama Coulson'ın konuşarak daha beter durumlardan sıyrıldığını gördüm.
I've seen your picture.
Fotoğraflarını görmüştüm.
But it worried Coulson in a way I've rarely seen.
Ama Coulson'ı nadir gördüğüm bir şekilde tedirgin etti.
I've seen that setup before.
Bu düzeneği daha önce de görmüştüm.
- Long story. Regardless, I don't think we've seen the last of Mr. Reyes.
Ne olursa olsun, Bay Reyes'i son görüşümüz olduğunu sanmam.
I take it you've seen my other half.
Anlaşılan ikinci yarımla görüşmüşsün.
I've never seen anything like this.
Hiç böyle bir şey görmemiştim.
I mean, we had climate summit after climate summit, and we've seen so little action.
Üst üste iklim zirveleri yaptık ama buna dair çok az gelişme gördük.
After everything I've seen, it's become pretty obvious that we're no longer living in that first, unspoiled depiction of Eden.
Gördüğüm onca şeyden sonra, artık cennet bahçesi tasvirinin bozulmamış o ilk hâlinde yaşamadığımız ortada.
As a U.N. Messenger of Peace I have traveled all over the world for the last two years, I have seen cities like Beijing choked by industrial pollution, ancient boreal forests in Canada that have been clear cut, and rainforests in Indonesia
BM barış elçisi olarak, geçtiğimiz iki yılda dünyanın dört bir yanına gittim. Endüstriyel kirlilik yüzünden boğulan Pekin gibi şehirlerde, Kanada'nın dümdüz edilmiş eski kutupaltı ormanlarında ve Endonezya'daki yakılmış yağmur ormanlarında bulundum.
All that I have seen and learned on my journey has absolutely terrified me.
Yolculuğum sırasında gördüğüm ve öğrendiğim şeyler beni dehşete düşürdü.
Okay, well, I'm just saying that I've seen. A lot of guys in your position, charlie,
Peki, sadece senin durumunda çok insan gördüm diyorum, Charlie.
i've seen enough 79
i've seen that before 21
i've seen it all 30
i've seen it with my own eyes 16
i've seen worse 83
i've seen you 71
i've seen it 326
i've seen everything 18
i've seen them before 17
i've seen better 26
i've seen that before 21
i've seen it all 30
i've seen it with my own eyes 16
i've seen worse 83
i've seen you 71
i've seen it 326
i've seen everything 18
i've seen them before 17
i've seen better 26