I am not your enemy translate Turkish
57 parallel translation
I am not your enemy.
Düşmanın değilim.
I am not your enemy, Pilot.
Düşmanın değilim, Kılavuz.
I do not understand the threat that I bring to you, but I am not your enemy.
Sizin için oluşturduğum tehlikeyi anlamıyorum ama düşmanınız değilim.
I am not your enemy.
Düşmanınız değilim.
In time you will learn I am not your enemy.
Zamanla düşmanın olmadığımı anlayacaksın.
I just want to remind you that I am not your enemy.
Sadece senin düşmanın olmadığımı hatırlatmak istedim.
I am not your enemy!
Ben senin düşmanın değilim!
I am not your enemy.
Sizin düşmanınız değilim.
I am not your enemy!
Sizin düşmanınız değilim!
- Each one of that is we, we are not alone - l know, look I agree, I am not your enemy?
Yalnız değiliz. Biliyorum. Burada hemfikiriz.
I am not your enemy!
- Ben senin düşmanın değilim!
i've tried to tell you... i am not your enemy.
Sana anlatmaya çalışıyorum... ben senin düşmanın değilim.
I am not your enemy!
Düşmanınız değilim!
I am not your enemy.
Ben senin düşmanın değilim.
I am not your enemy.
- Ben düşmanın değilim.
I am not your enemy.
Ben, senin düşmanın değilim.
I am not your enemy, not anymore.
Ben senin düşmanın değilim. Artık değil.
I am not your enemy, Hood is.
Sizin düşmanınız ben değilim, Hood.
Ms. Bechet, I am not your enemy.
Bayan Beckett, ben sizin düşmanınız değilim.
And I am not your enemy!
Ben senin düşmanın değilim!
I am not your enemy, Katy.
Düşmanın değilim Katy.
I am not your enemy!
Düşmanın değilim!
I am not your enemy, I am your friend.
Ben senin düşmanın değil, dostunum.
And you look hard, because I am not your enemy.
Çünkü senin düşmanın değilim. Olamam.
- I am not your enemy, sir!
- Ben sizin düşmanınız değilim!
Look, Danny, I know it is rough riding this out on the sidelines, and if it were happening to me, I'd probably be paranoid, too, but I am not your enemy.
Bu soruşturmayı bir kenardan... izlemenin zor olduğunu biliyorum. Bu benim başıma geliyor olsaydı ben de paranoyaklık ederdim. Ama ben düşmanın değilim.
I am not your enemy, do you understand?
Ben düşman değilim, anlıyor musun?
I want to thank Bo here for helping you guys to know that I am not your enemy.
Düşmanınız olmadığımı bilmenizi sağlayan Bo'ya teşekkür etmek istiyorum.
I am not your enemy.
Senin düşmanın değilim.
I know you do not trust me right now, but I promise I am not your enemy.
Şu anda bana güvenmediğini biliyorum ama seni temin ederim düşman değilim.
I am not your enemy, Elijah.
Ben senin düşmanın değilim Elijah.
I am not your enemy, and I am not your friend.
Ben, senin düşmanın değilim, ama dostun da değilim.
I am not your enemy. And I am not your friend.
Ben, senin düşmanın değilim, ama dostun da değilim.
Nik, I am not your enemy, nor Rebekah's.
Nik, senin düşmanın değilim, Rebekah'ın da.
David, I-I don't know what you think is happening, but I am not your enemy, OK?
Zıvanadan çıkmaya başlıyorum. David, ne düşündüğünü bilmiyorum ama ben senin düşmanın değilim, tamam mı?
I am not your enemy, Prince.
Ben düşmanınız değilim Prens.
But I am not your enemy.
Ama ben senin düşmanın değilim.
Now I--I know that you have no reason to trust me, but I am not your enemy.
Bana güvenmek için nedeninizin olmadığını biliyorum ama ben düşmanınız değilim.
I am not your enemy.
Ben düşmanı değilim
I am not your enemy, Rau.
Senin düşmanın değilim Rau.
But I am not your enemy.
Ama senin düşmanın değilim.
I am not your enemy.
Düşmanınız değilim ben.
I am not your enemy!
Ben düşmanın değilim!
I... am... not... your enemy.
Ben... senin... düşmanın... değilim.
I know he's your friend, but he has to realise I am not the enemy.
Senin dostun olduğunu biliyorum. Ama bir düşman olmadığımı anlamalı.
I am your enemy, am I not?
Ben sizin düşmanınızım.
Well, your Kryptonian instincts must be on the fritz because I am not the enemy here.
Kryptonlu hislerin güçlü olabilir ama buradaki düşman ben değilim.
Am I right? I'm not your enemy, Carlos.
Ben düşman değilim, Carlos.
I am your friend not your enemy
Neden bu kadar sessizsin? Ben senin dostunum, düşmanın değil.
Mike, I'm not your enemy, and I don't appreciate being treated like I am.
Mike, düşmanın değilim ve öyle davranılmak hiç hoşuma gitmiyor.
Well, if this is a war, and I am your enemy, then why not take out a gun and shoot me right now?
Eğer bu bir savaş ise, ben de düşmanın isem neden şimdi silahını çıkarıp beni vurmuyorsun?