English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I came looking for you

I came looking for you translate Turkish

203 parallel translation
Jeff's asleep, so I came looking for you.
Jeff uyuyor, ben de size bakmaya geldim.
- I came looking for you.
- Pasquale. - Seni arıyordum.
I came looking for you.
Sana bakmaya geldim.
I came looking for you.
Seni aramaya geldim.
Just now. I came looking for you.
Şimdi. Seni arıyordum.
I came looking for you... Spike.
Seni arıyordum, Spike.
I came looking for you.
Sizi aramaya gelmiştim.
We took a short break, and I came looking for you.
Kısa bir ara verdik ve ben de sana bakmaya geldim.
- Well, I came looking for you.
- Sana bakmaya geldim.
Yeah, I came looking for you.
Seni aramaya gittim.
Ok, well, you weren't in the archives, so i came looking for you.
Tamam, Arşivde değildin, ben de seni aramaya geldim.
That's why I came looking for you
Bu yüzden seni aramaya geldim.
I never came looking for you.
Sana bakmak için hiç gelmeyeceğim.
But I Was looking for you When I came out.
Ama çıktığımda seni aradım.
Figured you'd be walking around a couple of hours before you finally came to the garage, so i come looking for you.
sizi bulmaya çalışıyordum... bu yüzden 1 saattir etrafa bakıyordum. size bunu söylemek için etrafta sizi aradım, sonunda burada buldum.
- I guess Manetta told you I came looking for a job.
- Sanırım Manetta sana iş aradığımı söylemiş.
So I took the boy and came looking for you.
Çocuğu aldım ve seni aramaya geldim.
I came here looking for you.
Ben buraya seni bulmaya gelmiştim.
Since I came here, I've been looking for you.
Buraya geldiğimden beri seni arıyorum.
So... I came here looking for you.
Burada olduğunu duyduğumda akşam yemeğine gitmek üzereydim.
I was looking for you, so I came here because every time you and I have a problem, you go running straight to Boubier.
Seni arıyordum, ben de buraya geldim çünkü ne zaman bir problemimiz olsa, doğruca Boubier'e geliyorsun.
¤ From the beginning of time, I came looking for you... ¤ on behalf of the crying Indian's request. ¤
¤ ağlayan yerlilerin istekleri için. ¤ ¤ Bu topraklardaki Tanrılar...
- I came there looking for you.
Buraya seni aramaya geldim.
I came looking for Quentin, and I found you instead.
Quentin'i aramaya gelmiştim, sizi buldum.
You're wondering why I came looking for Mr. Dunstan in the first place.
Ne oldu da Bay Dunstan'ı arıyorum, onu merak ettiniz.
I didn't until you came looking for chemicals,
Sen gelip kimyasal maddeleri arayıncaya dek...
You know, I remember the first time he came in here looking for a job.
Biliyorsun, onun buraya iş aramak için ilk geldiği zamanı hatırlıyorum.
I thought you came here looking for a challenge.
Buraya mücadele etmek için geldiğini sanıyordum.
I came here looking for you.
Buraya seni aramaya geldim.
He's right, sir. A few moments before you came in.. I was looking for my cupboard keys under this very mattress.
Bu doğru efendim, siz gelmeden birkaç dakika önce... dolabın anahtarlarını arıyordum.
You know, a long time ago it must have been a couple of months after my mom passed away I was digging through this drawer in the kitchen looking for a pen or something and I came across this grocery list she had made and it was filled with all these little heart-shaped doodles and I just lost it.
Çok uzun süre önce, annem öldükten birkaç ay sonraydı sanırım. Mutfakta, çekmecelerden birinde kalem falan arıyordum sanırım. Onun yaptığı bir alışveriş listesi buldum.
If you came looking to collect more money for Anthony's funeral I'm all tapped out at the moment.
Eğer Anthony'nin cenazesi için daha çok para istemeye geldiysen su anda cebim delik.
Man, that's why I'm not about to tell you... that some guy came by here looking for you today.
Adamım, işte bu yüzden sana bugün buraya seni aramaya bir adamın geldiğini söylemeyeceğim.
You know, I had a nice, normal life... until White came looking for you and found me instead.
White yanlışlıkla senin yerine beni yakalayana kadar.
- You came here looking for Audrey?
- Buraya Audrey'i aramaya mı geldin?
THAT CAN HAPPEN AT ANY AGE. DID THESE TWO GENTLEMEN TELL YOU THAT I CAME LOOKING FOR YOU?
Bu iki beyefendi seni aramaya geldiğimi söyledi mi?
I once came across a place that might be just what you're looking for.
Bir keresinde tam aradığın şey olabilecek bir yer görmüştüm.
( Boris ) I still am not believing you came looking for me.
Beni aramak için geldiğine, hala inanamıyorum.
I'm looking for a macaw. Well, you came to the right place.
Ben bir papağan arıyorum.
I was just looking for you. Homicide came up big.
Cinayet Masası büyük iş başardı.
Well, at least that explains why that Fed was looking for you and why you weren't broken up when I came to see you.
Eh, en azından o Fed Aradığınız neden açıklar ve seni görmeye geldim zaman kırık değildi neden.
Why else do you think I came to smellyville looking for you, man?
Neden seni aramaya geldim sanıyorsun? Gidip biraz eğlenelim.
So I came in here looking for you.
Bende sana bakmaya buraya geldim.
She came looking for you when I was writing.
Tam bir şeyler yazıyorken, seni sormaya geldi.
I heard you came looking for me.
Beni aradığınızı duydum.
You know, I came up here looking for answers, and I got them.
Buraya bazı yanıtlar almaya gelmiştim ve onları aldım.
I've been looking for you. I thought you came to receive me
Ben de seni ariyordum. Beni almaya gelecegini düsünmüstüm
Well, I shouldn't really tell you this, but I came with a friend, you know, he's looking for The New Sound.
Neden burada olduğumu bilmiyorum, fakat bir arkadaşla geldim. O, yeni bir ses bulmak için burada.
So I guess when Mandy and I came looking for Chester, you realised you screwed up, dognapped from a poor girl.
Mandy ile Chester'a bakmaya geldiğimizde zavallı bir kızdan köpeğini çalma işi batırdığını anladın sanırım.
Right now, I'm looking for something, and I know I came to the vending machine, then I dropped a quarter, which rolled over here, and, yep, there you are.
Şimdi olduğu gibi, bir şey arıyorum, kola makinesine geldiğimi biliyorum, sonra bir çeyreklik düşürdüm, şuraya yuvarlandı ve evet, işte burada.
Look, I came here looking for you, buddy, so... don't shoot or you'll ruin my entire plan.
Buraya seni aramaya geldim dostum ateş etme yoksa bütün planımı mahvedeceksin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]