English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I can't believe i'm saying this

I can't believe i'm saying this translate Turkish

191 parallel translation
And I can't believe I'm saying this.
Bunu söylediğime inanamıyorum.
- I can't believe I'm saying this.
- İnanamıyorum buna inanamıyorum.
I really can't believe I'm saying this.
Bunu söylediğime inanamıyorum.
I can't believe I'm saying this.
Bunu söylediğime inanamıyorum.
I can't believe I'm saying this, but that's not a bad idea.
Bunu söylediğime inanamıyorum, ama bu hiç te fena bir fikir değil.
I can't believe I'm saying all this to you.
Bunları sana anlattığıma inanamıyorum.
I can't believe I'm saying this.
Bunu söylediğime inanmıyorum.
I can't believe I'm saying this but I think we were better off when Wally was here.
Bunu söylediğime inanamıyorum ama Wally buradayken daha iyiydik.
You know, I can't believe I'm saying this, but thank you.
Biliyor musun, bunu söylediğime inanamıyorum ama teşekkür ederim.
I can't believe I'm saying this, but it feels weird without her here.
Bunu söylediğime inanamıyorum, ama burada onsuz olmak çok acayip.
I can't believe I'm saying this, but yes.
Bunu söylediğime inanamıyorum, ama evet.
Can't believe I'm saying this, but, Wonder Woman, you're next.
Bunu söylediğime inanamıyorum ama, Wonder Woman sıradaki sensin.
I can't believe I'm saying this, but we're here to help.
Bunu söylediğime inanamıyorum ama yardım etmek için buradayız.
I can't believe I'm saying this... but I'm not sure about this wedding thing.
Bunu söylediğime inanamıyorum ama... bu evlilik meselesi hakkında emin değilim.
You know, that was very rude of you. And I can't believe I'm saying this to someone wearing cashmere, but, well, I don't think we can be friends.
Biliyor musun, bu senin kabalığın ve kaşmir giyen birine bunu söylediğime inanamıyorum ama
Oh my God. I can't believe I'm saying this.
Bunları söylediğime inanamıyorum.
I can't believe I'm saying this, but what I need to be doing, I can't do here.
Bunu söylediğime inanamıyorum fakat yapmam gereken şeyi... burada yapamam.
I can't believe I'm saying this, but... drink up.
Bunu söylediğime inanamıyorum ama... iç şunu.
I can't believe I'm even saying this, but... even though these people tried to kill me...
Bunu söylediğime bile inanamıyorum, ama... bu insanlar beni öldürmeye çalışmış olsalar da...
I can't believe I'm saying this.
Bu söylediğime inanamıyorum.
I can't believe I'm saying this but I'm not even hungry.
Bunu söylediğime inanamıyorum ama aç bile değilim.
Well, sometimes... I can't believe I'm saying this. Sometimes it isn't about that.
Bunu söylediğime inanamıyorum ama bazen bu önemli değildir.
Can't believe I'm saying this, but I think I'm gonna... miss the old Carl.
Bunu söylediğime inanamıyorum ama galiba eski Carl'ı özlüyorum.
I can't believe I'm saying this... it's not hard to understand.
Bunu söylediğime inanamıyorum. Anlamak çok zor değil.
Oh, I can't believe i'm saying this.
Of, bunu söylediğime inanamıyorum.
I can't believe I'm saying this, but... thanks Zuko.
Bunu söylediğime inanamıyorum ama teşekkürler Zuko.
I can't believe I'm saying this, But i'm bummed We're leaving.
Bunu söylediğime inanmıyorum,... ama ayrılmaya hazırım.
Look, I'm not saying I believe any of this for a second, but if you're asking me if I will be there for Eric when he comes back, I can't do that.
Bak bunlara inandığımı söyleyemem Ama Eric geri döndüğünde bana onun için orda olup olamayacağımı soruyorsan bunu yapamam
Yeah, well, I can't believe I'm saying this, but, um, I think I've changed my mind. I have changed my mind.
Bunu söylediğime inanamıyorum ama fikrimi değiştirdim galiba.
Turns out, and I can't believe I'm saying this, he does need a lawyer.
Ayrıca bunu söylediğime inanamıyorum ama bir avukata ihtiyacı varmış.
I can't believe I'm saying this, but that was really exciting.
Bunu söylediğime inanamıyorum, ama bu gerçekten heyecan verici.
Yes! I can't believe I'm saying this, but Michael is actually killing it with Holly.
Bunu söylediğime inanamıyorum ama Michael, Holly'i tavlıyor.
I can't believe i'm saying this to the great gavin volure, but liz lemon is too good for you.
Bunu büyük Gavin Volure'a söyleyeceğime inanamıyorum, - ama Liz Lemon senin için fazlasıyla iyi.
I can't believe I'm saying this, but I've made someone else.
Bunu söylediğime inanamıyorum, ama ben başka birini yaptım.
You know, Emmit, I can't believe I'm saying this...
Emmit, Bunu söylediğime inanamıyorum...
I can't even believe I'm saying this... considering you just survived a heart attack.
Daha yeni bir kriz atlattığını düşünürsek bu söyleyeceğime ben bile inanamıyorum.
I can't believe I'm saying this.
Şu sözünü ettiğim alkol sorunu var ya? - Evet.
I can't believe I'm saying this, but the Hurl Scouts are tied.
Bunu söylediğime inanamıyorum ama Fırlama Öncüler maçı berabere sürdürüyorlar.
I can't believe I'm saying this, do you two think you could have spoken up a little bit?
Bunu söylediğime inanamıyorum ama onunla bir kaç kelime konuşmayı akıl edemediniz mi?
I can't believe I'm saying this, but I'm going to miss you, too.
Bunu söylediğime inanmıyorum ama, ben de seni özleyeceğim.
I can't believe I'm saying this, but let's get to dance class a little early today.
Bunu söylediğime inanamıyorum ama bugün dans dersine biraz erken gidelim.
I can't believe I'm saying this, but maybe you could persuade him?
Bunu söylediğime inanamıyorum ama, belki onu ikna edebilirsin.
Chuck, I can't believe I'm saying this but that was really sweet.
Chuck, ben bunu söylediğime inanamıyorum, ama bu gerçekten çok tatlı.
How does something like that happen? I can't believe I'm gonna be saying this.
Böyle bir şey nasıl olabilir?
I like being a cheerleader... and I can't believe I'm actually saying this, but I really like being in Glee Club.
Amigo kız olmayı seviyorum. Bunu söylediğime inanamıyorum ama Glee kulübünde olmayı da çok seviyorum.
I can't believe I'm saying this, but you need to put more clothes on.
Aman Tanrım. Bunu söylediğime inanamıyorum ama daha fazla kıyafet giyinmelisin.
Okay. I can't believe i'm even saying this.
Pekala... bunu söylediğime inanamıyorum.
I can't believe I'm saying this but, uh, I think you might be right.
Bunu söylediğime inanamıyorum ama sanırım haklısın.
Gods, I can't believe I'm saying this.
Tanrılar aşkına, bunu söylediğime inanamıyorum.
I can't believe i'm saying this about a gangbanger,
Bunu bir gangster için söylediğime inanamıyorum ama
And... I can't believe I'm saying this out loud, but...
Bunu sesli bir şekilde söylediğime inanamıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]