I can't believe it either translate Turkish
62 parallel translation
I can't believe it either.
Ben de inanamıyorum.
I can't believe it either.
Takıma tüm yıldızları alamadınız.
I can't believe it either, I'm on the television!
Ben de inanamıyorum. Televizyona çıktım!
If someone with the IQ of a french fry can get a job you can too. I know, I didn't believe it either, but it's true.
Buna bende inanamadım, ama bu doğru.
I can't believe it either.
Bende inanamıyorum.
Believe me, I wouldn't wanna come home to it either, if I could avoid it, but I can't.
İnan bana, eğer yapabilseydim ben de normal bir eve gitmek isterdim, ama yapamam.
I can't really believe it, either.
Ben de inanamadım.
I can't believe it either.
Başta ben de inanamamıştım.
- I can't believe it either.
- Ben de inanamıyorum.
I know, I can't believe I said it, either.
Biliyorum fazla aceleci... - Yo, yo...
I can't believe it, either, you know.
Ben de inanamıyorum.
I can't believe it either.
Buna ben de inanamıyorum.
You heard right, folks. I can't believe it either.
- Doğru duydunuz, millet, bende inanamıyorum.
I can't believe it. I can't believe it either.
Ben buna da, ona da inanamıyorum.
- I can't believe it, either.
- Bende inanmıyorum
I can't believe it, either.
Ben de inanamıyorum.
What if the second our baby's born, I start screwing things up? Oh, baby, I can't believe it! OK, either the heat in my office is broken or I drifted off and fantasized about Rudy Giuliani again.
Ya bebeğimiz doğar doğmaz, çuvallamaya başlarsam? Yenidoğan Aman Tanrım!
I said, " I can't believe it either.
"Ben de inanamıyorum," dedim.
I can't believe it's me either.
Ben de geldiğime inanamıyorum.
- I can't believe it either.
Evet, ben de inanamıyorum.
I know. I can't believe it either.
Biliyorum ben de inanamıyorum.
I can't believe it was you, either.
Ben de senin kaçırdığına inanamıyorum.
I can't believe it either.
Ben bile inanamıyorum.
I didn't believe it, either, but the voice prints match. Can you tell where he is?
- Ben de inanmadım ama sesi eşleşti.
- I can't believe it either.
Ben de inanamıyorum.
I know. I can't believe it either.
Ben de inanabilmiş değilim.
I can't believe it either.
Ben de inanamadım.
It may come as a surprise to you but they don't believe this whole Martian business and I can't say that I do either.
Bu sizi şaşırtabilir ama bu marslı hikayesine hiç inanmadılar. Ve ben de pek inanmadım aslında.
I can't believe it either!
Bende inanamadım!
I know. I can't believe it either.
Biliyorum, ben de inanamıyorum.
- Yeah, I can't believe it either.
- Evet ben de inanamıyorum.
I can't believe it, either.
Bende inanamıyorum.
Believe me I can't stand it either.
İnan bana buna ben de dayanamıyorum.
I can't believe it either.
Ben de.
- I can't believe it either.
- İkisine de inanamıyorum.
I know, I can't believe it either.
- Aynen, ben de inanamıyorum.
I know, I can't believe it either.
Ben de inanamıyorum.
I can't believe it either.
Buna da inanamıyorum.
I know. I couldn't believe it either, but there is something they can do.
Ben de inanamadım ama yapabilecekleri bir şey var.
I CAN'T BELIEVE IT EITHER.
Hala buna inanamıyorum.
I know, right? I can't believe it either.
Biliyorum bende inanamıyorum
I don't like it either, Daniel, but I'm starting to believe we can't trust him.
Benimde hosuma gitmiyor daniel, Ama artik ona guvenebilecegimize inanmaya basladim
I really don't understand what you just said... and I can't believe it either, so talk to my first daughter when she comes home.
Neden bahsettiğin hakkında hiçbir fikrim yok. Üstelik hiç inanasım da gelmiyor. Bu yüzden büyük kızım geldiğinde derdini ona anlatırsın.
I can't believe I said it, either.
Bunu söylediğime inanamıyorum.
- Yeah, I can't believe it, either.
- Ben de inanamıyorum.
You won't believe it, but I can't remember that either.
İnanmazsınız ama hatırlayamıyorum.
Yeah, I can't believe it, either.
Evet, ben de inanamıyorum.
I know you don't want to believe it, but you can't ignore it, either.
İnanmak istemediğini biliyorum, ama göz ardı da edemezsin.
Yeah, I can't believe it either.
Evet, ben de inanamıyorum.
I can't quite believe I'm doing it, either, but it is so worth it.
Yaptığıma ben de inanamıyorum ancak buna çok değdi.
Uh-huh, yeah, I can't believe it either.
Evet, ben de inanamıyorum.