English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I can't believe my eyes

I can't believe my eyes translate Turkish

54 parallel translation
I can't believe my eyes.
Gözlerime inanamıyorum.
Well, I just can't believe my eyes.
Gözlerime inanamıyorum.
I see this demonstration, but I can't believe my eyes.
Bu gösteriyi görüyor ama gözlerime inanamıyorum.
I just heard the news. I can't believe my ears or my eyes.
Haberlerde duydum şimdi.Gözlerime ve kulaklarıma inanamadım.
- I can't believe my eyes!
Hafize Hanım, şu önlüğü bir değiştirsek.
I can't believe my eyes! Please forgive me for what I've said!
Kusura bakmayın, hiçbirinizin elini sıkmayacağım.
I can't believe my eyes, Your Majesty.
Gözlerime inanamıyorum, Majesteleri.
I can't believe my eyes- -
Evet, evet. Gördüklerimiz dehşet verici.
I can't believe my eyes, you here, after so many years.
Telefonda kulaklarıma inanamadım ablacığım. Yıllar sonra adada.
I can't believe my eyes!
Gözlerime inanamıyorum!
I can't believe my eyes
İnanamıyorum gözlerime
There's frost in every window Oh, I can't believe my eyes
Buz var tüm pencerelerde Ah, inanamıyorum gözlerime
You're jokin', you're jokin I can't believe my eyes
Şaka herhalde, şaka herhalde İnanamıyorum gözlerime
I can't believe that woman pulled the wool over my eyes.
O kadının gözlerimi kör ettiğine inanamıyorum.
My heart is pounding like a drum I can't believe my eyes
Kalbim davul gibi vuruyor Gözlerime inanamıyorum
Wait a minute. I can't believe my eyes, folks.
Gözlerime inanamıyorum, sayın seyirciler.
Four years! You're in front of me, I still can't believe my eyes.
Senin karşımdasın, buna hala inanamıyorum.
Because when I look in the mirror... and see the wrinkles around my eyes... and the sagging skin on my neck... and the hair in my ears and the veins on my ankles... I can't believe it's really me.
Çünkü aynaya baktığımda... gözlerimin kenarlarındaki kırışıklıkları sarkan boynumu kulaklarımdaki kılları ve ayaklarımdaki varisleri görünce bunun ben olduğuma inanamıyorum.
I can't believe my eyes.
İnanamıyorum! Martinet burada ne yapıyorsun?
I can't believe my eyes!
İnanmıyorum.
I can't believe my own eyes!
Gözlerime inanamıyorum!
- I can't believe my eyes!
İnanılmaz.
Oh, my God, I can't believe my eyes.
Aman Tanrım gözlerime inanamıyorum.
Oh, man, I can't believe what my goddamn eyes are seeing right now!
Dostum, gözlerime inanamıyorum be!
And I can't believe my eyes.
Ve gözlerime inanamıyorum.
I don't believe in anything my eyes can't see.
Gözlerimin görmediği birşeye inanmam.
I can't believe my eyes, mom!
Yani anne, sana inanamıyorum!
I can't believe my eyes, mate.
Gözlerime inanamıyorum, dostum.
# I look with my eyes Can't believe what I see
# Şöyle bir baktım. Gözlerime inanamadım.
- I can't even believe my own eyes.
Kendi gözlerime bile inanamıyorum.
I can't believe you're here in the middle of the night. I can't believe my eyes.
Yerini öğrenmek benim için zor olmadı.
I can't believe my eyes. It's been such a long time.
Gözlerime inanamıyorum.
I really can't believe my eyes
Gözlerime inanamıyorum
Ah, my old friend, I still can't believe my eyes.
Eski dostum, hala gözlerime inanamıyorum.
I can't believe my eyes.
Gözlerime inanamadım.
I still can't believe my eyes - what you've grown into.
Ben hala inanamıyorum Gözlerimi - Eğer haline büyüdüğümüz ne.
I can't believe my eyes.
Gözlerime inanamıyorum
What if I can't believe or trust my own eyes?
Ya kendi gözlerime inanamıyor veya güvenemiyorsam?
I can't believe my eyes either.
Gözlerime bile inanamıyorum.
I can't believe my eyes.
Gözlerime inanmıyorum.
I can't believe my eyes.
Şahit olmama rağmen hâlen inanamıyorum.
You are here I can't believe my eyes
~ Buradasın gözlerime inanamıyorum. ~

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]