English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I can't believe you guys

I can't believe you guys translate Turkish

271 parallel translation
"I just don't believe it." I mean, if two guys like you and Ted can't make it, what hope is there for the rest of us?
Sizin gibi bir çift, Ted başaramıyorsa geri kalanların ne şansı kalıyor?
Come on. - I can't believe you guys.
- Size inanamıyorum çocuklar.
I can't believe this if I'd work on my own I would be convicted for 3 years... I do this for you, guys and you're wiping out 3 years!
İnanamıyorum. Bu işi kendim için yapsaydım 3 sene yerdim ama sizin için yapıyorum ve 3 senemi siliyorsunuz!
I can't believe you guys, you know?
Size inanamıyorum, biliyor musun?
I can't believe you're making such a fuss over two guys in a bar.
Bara gelen iki adamı bu kadar büyüttüğünüze inanamıyorum.
I can't believe you guys.
Size inanamıyorum.
I just can't believe the way you handled these guys.
Bu adamlarla baş etmeniz inanılmazdı.
I can't believe you guys stole an armored truck.
Zırhlı bir araç çaldığınıza inanamıyorum.
Come on. I can't believe you are losing to these guys.
Bu adamlara karşı kaybettiğine inanamıyorum.
I can't believe you guys.
Size inanmıyorum çocuklar.
I can't believe you guys.
Size inanamıyorum millet.
Oh you guys are my heroes, I can't believe I've finally met you
Siz benim idollerimsiniz, sonunda sizlerle tanışma fırsatı buldum.
Just give me the money, I'll be on my way. I can't believe how you guys do business out here. I can't believe how fucked up your organization is.
Bu organizasyon bozukluğuna inanamıyorum.
I can't believe you have the nerve to come to my mall and pick up guys!
İnanamıyorum! Çalıştığım yere gelip, erkek tavlama küstahlığını gösteriyorsun!
I can't believe you guys.
Sizlere inanamıyorum.
I can't believe you guys are cleaning for a total stranger.
Tümüyle yabancı biri için temizlik yaptığınıza inanamıyorum.
I can't believe you guys dumped me in that raggedy-ass hospital I'll fucking kill you when I get home.
Sizin beni bu berbat hastanede bırakıp gittiğinize inanamıyorum... eve geldiğim zaman sizi öldüreceğim.
I can't believe you guys think you're moving in here.
Aman Tanrım! Gerçekten buraya taşınmayı düşündüğünüze inanamıyorum.
I can't believe I'm taking you guys to see Hagerty
Sizi Haggerty'i görmeye götürdüğüme inanamıyorum.
I can't believe you guys are doing this to me!
Bunu bana yaptığınıza inanamıyorum, çocuklar.
You guys sound terrible. I can't believe how terrible you sound.
Bu kadar kötü çaldığınıza inanamıyorum.
I can't believe you guys have lasted a whole year!
Koca bir yılı geçirdiğinize inanamıyorum!
I can't believe you guys did this for me.
Benim için bunu yaptığınıza inanamıyorum.
I can't believe you guys would pass up a chance to get out of this heat.
Bu sıcaktan kurtulmak için çıkan fırsatı teptiğinize inanamıyorum.
I can't believe you guys didn't get enough for us.
Bulamadığınıza inanmıyorum.
I can't believe you guys talked about me!
Sizim benim hakkımda konuştuğunuza inanmıyorum.
I can't believe you guys!
Size inanamıyorum beyler!
I can't believe you guys are doing this.
Bunu yaptığınıza inanamıyorum.
I can't believe you guys.
- Sizlere inanamıyorum
I can't believe you guys kept this cat.
Bu kedinin hala burada durduğuna inanamıyorum.
Hey, I can't believe you guys missed Paula Cole.
Hey, Paula Cole'u kaçırdığınıza inanamıyorum.
I can't believe you guys are gonna bail on me!
Beni satacağınıza inanamıyorum!
I can't believe I'm asking you guys this... but if any of you losers had a girlfriend... would you still look at those magazines? Okay.
Pekâlâ.
You guys, I can't believe we made it.
Çocuklar, bunu başarabildiğimize inanmıyorum.
I can't believe this. You know you guys are gonna get caught. - The one with the blue handles.
- Eminim yakalanacaksınız.
I can't believe you guys never noticed them before.
Daha önce fark etmediğinize inanamıyorum.
I can't believe you guys.
Duyduklarıma inanamıyorum.
I can't believe you guys.
Size inanamıyorum çocuklar.
- I can't believe you guys.
- Size inanamıyorum çocuklar.
You know, I can't believe this doesn't make sense to you guys.
Size nasıl mantıklı gelmiyor bu inanamıyorum.
- I can't believe you guys want me to get married.
Benim evlenmemi istediğinize inanamıyorum.
- I can't believe you guys are making jokes.
- Şu an şaka yaptığınıza inanamıyorum.
I can't believe you guys are moving.
Sizin taşınacağınıza inanamıyorum.
You guys, I can't believe you did this.
Çocuklar, bunu yaptığınıza inanamıyorum.
I can't believe you guys didn't notice my billboards downtown.
Şehir merkezindeki reklam panosundaki fotoğraflarımı farketmediğinize inanamıyorum.
I can't believe you guys!
Size inanamıyorum!
Man, I can't believe you guys knocked over an Alliance hospital.
Vay be, bir ittifak hastanesini soyduğunuza inanamıyorum.
I can't believe it's been two weeks since I've seen you guys!
Sizi iki haftadır göremediğime inanamıyorum arkadaşlar.
You guys, I can't believe that Mr. Burkhart might actually be going to prison.
O değil de Bay Burkhart'ın ciddi ciddi hapisaneye girebileceğine inanamıyorum.
I can't believe you guys showed up.
Geldiğinize sevindim arkadaşlar.
- I can't believe you guys.
- Sizlere inanamıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]