English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I can't do it alone

I can't do it alone translate Turkish

224 parallel translation
Well, I can't do it alone.
Bunu tek başıma yapamam.
I'll do the best I can for them. lf l can't do it with you, I'll do it alone.
Onlar için en iyisini yapacağım. Seninle yapamazsam, tek başıma yaparım.
Don't leave me alone. Because I can't do it all by myself.
Çünkü bütün bunlarla tek başıma baş edemem.
Can't do a thing well, leave it alone, I always say.
Bir şeyi, iyi yapamazsan hiç yapma derim hep.
I wanted to leave, but I can't do it alone.
Çekip gitmek istiyorum, ama tek başıma yapamam.
I can't do it all alone.
Bütün bunları tek başıma yapamam.
I want to be like those people, but i can't do it alone.
O insanlar gibi olmak istiyorum ama bunu yalnız başaramam.
I can't do it alone.
Bunu yalnız yapamam.
I can't do it alone!
Tek başıma yapamam!
- I can't do it alone. - Go, Kaltai!
Eniklerinizle baş edemiyorum.
I know, but you can't do it alone.
Biliyorum, ama bunu yalnız başına yapamazsın.
Help me, I can't do it alone.
- Yardım edin, tek başıma taşıyamam.
I can't do it alone and I can only trust you.
Bu işi tek başıma başaramam ve sadece size güveniyorum.
I can't do it alone.
Tek başıma yapamam.
We're going across that bridge... and you're going to guide me... because I can't do it alone.
Bu köprüyü geçeceğiz... ve sen bana rehberlik edeceksin... Çünkü tek başıma yapamam.
Cy, I can't do it alone.
Cy, bunu tek başıma yapamam.
I can't do it alone.
Ben bunu yanlız yapamam.
I can't do it alone.
Bunu tek başıma yapamam.
I can't do it alone, Peter.
Tek başına yapamam bunu, Peter.
I need to hitch it onto my car, but I can't do it alone.
Onu arabama takmam lazım, ama tek başıma yapmam mümkün değil.
- I can't do it alone.
- Bunu tek başıma yapamam.
But I can't do it alone.
Ama bunu yalnız başıma başaramam.
I see what I've been waiting for, but I can't do it alone.
Ne istediğimi biliyorum, ama tek başıma yapamam.
Stan, I can't do it alone.
Stan, bunu yalnız yapamam.
I can do it again but this time I won't be alone.
Tekrar yapabilirim ama bu sefer yalnız olmam.
But I can't do it alone, Colonel. I need your help.
- Ama yardımın olmadan başaramam, Albay.
I am prepared to do whatever it takes to accomplish that goal, but I can't do it alone.
Her ne pahasına olursa olsun bu amaca ulaşmak istiyorum ama tek başıma yapamam.
I know, but I can't do it all alone.
- Elimden geleni yapıyorum. İşinin çok olduğunu biliyorum ama tek başıma idare edemem.
I can't do it alone.
Tek başıma yapamıyorum.
Of course I can't do it alone, but there are 50,000 soldiers out there and 800 Imperial Guards...
Elbette tek başıma yapamam, ama dışarda 50 bin asker var ve plus 800 muhafız...
I'm willing to help... but I can't do it alone.
Yardım etmek isterim... ama bu işi tek başıma yapamam.
See,'cause as big and tough as I am, I can't do it alone.
Çünkü ne kadar büyük ve güçlü olursam olayım, tek başıma yapamam.
I can't do it alone.
- Tek başıma yapamam.
I can't do it alone.
Bunu yalnız başıma yapamam.
If I decide to help you I can't do it alone.
Yardım etmek istese bile bunu tek başıma yapamam.
I can't do it alone.
Bunu tek başıma yapabilirim
I can't do it alone.
Ben artık yapamayacağım.
But I can't do it alone.
Ancak tek başıma yapamam.
But I can't do it alone.
Ama yalnız başıma olmaz.
And I can't do it alone, so...
Ve bunu yalnız yapamazdım, bu yüzden....
Stand up, I can't do it alone!
Ayağa kalk, tek başıma yapamam!
I must use it to fight, but I can't do it alone.
Savaşmak için onu kullanmalıyım, ama bunu yalnız yapamam.
Come down tomorrow, I can't do it alone
Yarın gel. Tek başıma yapamam.
00, 00 : 56 : 46 : 00, "Look, I think there are some people alive in there... 00, 00 : 56 : 47 : 13,... and I'm gonna try and get them out." 13, 00 : 56 : 50 : 00, "Well, nobody else is and you can't do it all alone."
"Tek başıma olmayacağım,... o da benimle geliyor."
I have to save her and I can't do it alone.
Kızı kurtarmalıyım ama bunu tek başıma yapamam.
I've been trying to get okay with this, but I can't do it alone anymore.
Bu durumu kabullenmeye çalışıyordum. Ama artık yalnız yapamıyorum.
I have to try to go to Canada and speak with the new Canadian Prime Minister, but I can't do it alone.
Kanada'ya gidip yeni başbakan ile görüşmeliyim, fakat tek başıma yapamam.
I can't do it alone How about your eyes?
Tek başıma yapamam. Gözlerine ne dersin?
But I can't do it if I'm alone everywhere I go.
Ama gittiğim her yerde yalnız kalacaksam, bunu yapamam.
But I can't do it alone.
Çok üzgünüm, Baba!
I can't do it alone, or I'd have done it long ago. I have something to tell you :
Bunu tek başıma yapamam, zannettiğinden daha uzun sürer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]