I can't go on like this translate Turkish
173 parallel translation
I can't go on like this without her knowing something about Margaret... and I haven't got the nerve to come out and tell her, that's all.
Margaret'dan haberi yokken böyle devam edemem. Ve çıkıp bunu ona söyleyecek cesaretim yok.
I can't go on living like this.
Bu şekilde çekip gidemem.
Please, I can't go on explaining things like this to your right ear.
Lütfen. Böyle yüzünü asarsan sana açıklayamam ki.
But we can't wait. I can't go on like this.
Bekleyemeyiz, böyle devam edemem.
I can't go on like this, she won't give you the keys
Bu şekilde devam edemem, sana anahtarları vermeyecek.
Sometimes I feel I can't go on like this forever.
Bazen, hayatıma böyle devam edemeyeceğimi düşünüyorum.
I mean, we can't go on meeting this way, like in a borrowed apartment or a railroad shack.
Yani, başkalarının dairelerinde, demiryolu kulübelerinde buluşmaya devam edemeyiz.
I haven't stopped loving you, but I can't go on like this.
Sana olan sevgim bitmiş değil, fakat bu şekilde devam edemem.
I can't go on like this.
Böyle devam edemem.
But how long they will if violations like this go on I can't promise you.
Ama bu ihlaller bu şekilde devam ettikçe, daha ne kadar kalacaklarını bilemem.
I don't want to hurt you, Carl, but I can't go on living like this.
Seni incitmek istemem, Carl, fakat bu şekilde yaşamağa devam edemem.
Darling, I just can't go on like this.
Sevgilim ben bu şekilde devam edemeyeceğim.
I just can't go on like this anymore.
- Artık o şekilde çekip gidemem.
No more, Valentina. I can't go on like this.
Valentina, daha fazla bu şekilde devam edemiyorum.
I can't go on living like this.
Bu şekilde yaşamaya devam edemem.
I can't go on like this.
Daha fazla dayanamayacağım.
♪ And feeling like this I just can't go on anymore
And feeling like this l just can't go on anymore
I can't go on like this anymore...
Artık buna daha fazla dayanamam...
I can't go on like this, I'm feeling sick!
Böyle devam edemem, hasta oluyorum!
I can't go on living like this.
Bu şekilde yürümüyor.
I can't go on like this anymore.
Hal, böyle devam edemeyeceğim.
I can't go on like this.
Hal, böyle devam edemem.
I don't see how I can go on like this much longer.
ben... böyle nasıl... daha fazla... devam edebilirim bilemiyorum.
I can't go on like this forever.
Sonsuza dek böyle yaşayamam.
But I can't go on like this!
Ama bu şekilde devam edemem.
I can't go on like this.
Bu şekilde devam edemem.
I can't go on like this.
Böyle devam edemezsin.
I can't go on like this.
Bu böyle devam edemez.
DR. WILBUR, I CAN'T GO ON LIKE THIS.
Bunun resmen bir sessiz sinema olduğunu düşünüyordum.
I can't go on living like this.
Böyle yaşamaya devam edemem.
I can't go on like this!
Daha fazla dayanamayacağım.
I know one thing. I can't go on like this anymore.
Benim tek bildiğim buna artık dayanamayacağım.
I can't stand this anymore, it can not go on like this!
Bu böyle devam edemez, artık burada duramam!
- Wayne, I can't go on like this.
- Wayne böyle devam edemem.
I don't know how much longer I can go on like this.
Bu şekilde ne kadar devam edebilirim bilmiyorum.
we can't hide alf forever, and i can't go on like this ;
- Sonsuza kadar Alf'ı saklayamayız ve işler böyle yürümez...
I can't go on like this.
- Git buradan.
I've really enjoyed... all the times I've spent with you, but... It just can't go on like this, so... I thought I had better make things clear...
Seninle çok eğlenceli anlar yaşadık ama sürekli böyle gitmeyeceğinden açıklığa kavuşturmam gerekli.
I can't go on like this, Mr. Poirot.
Bu şekilde devam edemem, Bay Poirot.
I can't go on like this!
Bu şekilde yaşayamam!
I can't stand to go on for ever like this.
Sonsuza dek böyle devam edemem.
I don't think we can go on like this, Ben.
Böyle devam edebileceğimizi hiç sanmıyorum Ben.
I can't go on like this.
Ben böyle ilerleyemem.
It's the right thing for everybody. I can't go on... not like this.
Bu şekilde... bunu sürdüremem.
Michael, I can't go on like this anymore.
Artık böyle devam edemeyeceğim.
I can't go on like this anymore either.
Ben de bu şekilde devam edemem.
I'm sorry, madam, it can't go on like this.
Üzgünüm bayan, böyle devam edemez.
I can't go on living like this, never having any money.
Parasız, pulsuz böyle yaşamaya devam edemem.
Elaine, I can't go on like this.
Elaine, böyle yapamayacağım.
I can't go on like this.
Bu halde devam edemem!
Oh- - I can't go on like this.
Böyle devam edemem.