I can't wait to meet him translate Turkish
69 parallel translation
I can't wait to meet him.
Onunla tanışmak için sabırsızlanıyorum.
- I can't wait for you to meet him.
- Tanışmanız için sabırsızlanıyorum.
I can't wait for you to meet him.
Seni onunla tanıştırmak için sabırsızlanıyorum.
And I can't wait for Jane to meet him!
Onu Jane`le de tanıştırmak istiyorum.
- I can't wait to meet him.
Onunla tanışmak için sabırsızlanıyorum.
I can't wait for you to meet him, Shel.
Ben, onu karşılamak için sabırsızlanıyorum.Shel.
I can't wait to meet him.
Onu görmek için sabırsızlanıyorum.
I can't wait for you to meet him.
Onunla tanışman için sabırsızlanıyorum.
I can't wait foryou to meet him.
Onunla tanışman için sabırsızlanıyorum.
I can't wait to meet him.
Ama bu Ichi yüzde yüz katışıksız sadist. Onunla karşılaşmak için sabırsızlanıyorum.
I can't wait for you to meet him.
Sizi onunla tanıştırmak için sabırsızlanıyorum.
- I can't wait to meet him. Too bad, Joe.
- Onunla tanışmak için sabırsızlanıyorum.
- I can't wait to meet him.
- Onunla tanışmak için sabırsızlanıyorum.
I CAN'T WAIT TO MEET HIM.
Onunla tanışmak için sabırsızlanıyorum.
Oh, I can't wait to meet him.
Tamam, hoşça kal!
I can't wait to meet him.
- Tanışmak için sabırsızlanıyorum.
So your husbands out on a new project? I can't wait to meet him.
Onunla tanışmak için sabırsızlanıyorum.
Oh, Vern, I can't wait for you to meet him.
Vern, onunla tanışman için sabırsızlanıyorum.
I can't wait for you to meet him.
Okumanı sabırsızlıkla bekleyeceğim.
Great. And... I can't wait to meet him.
Onunla tanışmak için sabırsızlanıyorum.
I can't wait to meet him.
Onunla karşılaşmayı bekleyemiyorum.
I can't wait to meet him.
Tanışmak için sabırsızlanıyorum.
Well, I can't wait to meet him tomorrow night.
Tanışmak için yarın geceye kadar sabredemeyeceğim.
I can't wait to meet him.
Onla tanışmak için sabırsızlanıyorum.
Oh, I can't wait for you to meet him.
Ah, sizi onunla tanıştırmak için can atıyorum.
Well, I can't wait to meet him.
- Tanışmak için sabırsızlanıyorum.
Aw. I can't wait to meet him.
O elemanla tanışmak için can atıyorum.
I can't wait to meet him.
Onu görmek için can atıyorum.
I-I can't wait to meet him.
Onunla tanışmak için sabırsızlanıyorum.
Wow, I can't wait to meet him.
Vay be, onunla tanışmak için sabırsızlanıyorum.
Psst. Say, "I can't wait to meet him."
De ki "Bu adamla tanışmak için sabırsızlanıyorum."
I can't wait to meet him.
Bu adamla tanışmak için sabırsızlanıyorum.
Oh, I can't wait for you to meet him.
Sizi bir an önce tanıştırmak istiyorum.
Frankly, I can't wait to meet him.
Açıkçası, onunla tanışmaya can atıyorum.
I can't wait for you to meet him, though.
Onunla tanışmanı dört gözle bekliyorum.
I can't wait to meet him.
Tanışmayı iple çekiyorum.
Great. I can't wait to meet him.
Tanışmak için sabırsızlanıyorum.
I can't wait to meet him.
- Onunla tanışmak için sabırsızlanıyorum.
I can't wait to meet him. The prince will see you now.
- Onunla tanışmak için sabırsızlanıyorum.
And I can't wait to meet him.
Tanışmak için sabırsızlıkla bekliyorum.
CRYSTAL : Mm. Well, I can't wait to meet him.
- Tanışmak için sabırsızlanıyorum.
And I can't wait to meet him.
Ve onunla karşılaşmak için sabırsızlandığımı.
I can't wait for you to finally meet him.
-... tanışacağın için sabırsızlanıyorum.
I can't wait for him to meet my boys.
Benim oğlanlarla tanışmasını sabırsızlıkla bekliyorum.
I actually can't wait to meet him.
Ben de onunla tanışmak için sabırsızlanıyorum.
I can't wait for you to meet him.
Tanişmanizi iple çekiyorum.
I can't wait for you to meet him.
Tanışmanızı iple çekiyorum.