I can do it myself translate Turkish
443 parallel translation
- I can do it myself.
- Kendim yapabilirim.
Look, I can do it myself.
Bak, ben de yapabiliyorum.
I can do it myself and save you the trouble.
Ben kendim yapabilirim ve de seni zahmetten kurtarabilirim.
I can do it myself.
Kendim halledeceğim.
L tell you, I can do it myself.
Size kendim yaparım dedim.
I can do it myself.
Kendim yapabilirim.
Stop it, I can do it myself
Hayır! ölecek olan siz olacaksınız!
I can do it myself.
Kendi başıma halledebilirim.
No, I can do it myself.
Hayır, kendim yapabilirim.
Well, listen, what the hell, I can do it myself.
Neyse canım. Ben hallederim.
No, I can do it myself.
Hayır, kendim yaparım.
- No, thank you, I can do it myself.
- Hayır, teşekkür ederim, tek başıma yapabilirim.
Look, I can do it myself, all right?
Kendim yapabilirim, tamam mı?
I can do it myself, thank you very much!
Kendim yapabilirim, çok teşekkürler!
- I can do it myself!
- Kendi şalımı kendim asabiliyorum...
I can do it all by myself.
Kendi işimi kendim görürüm.
And if I do say it myself, I can milk more money out of this province than any man alive.
Eğer bunu kendim söylesem, bu eyaletten ; dünyada yaşayan herkesten daha fazla parayı sağabilirdim.
I tried it once myself, and it won't do, my dear.
Ben de bir kere denedim ama olmuyor canım.
But I can't do it myself.
Ama bunu ben yapamam.
And if I do say it myself, I can teach you to cast a fly wherever you want to put one.
Söyleyeyim, istediğin yere olta sineği atmayı öğretebilirim sana.
For myself, I shall do what I can to make it easier.
Kendim için işleri kolaylaştıracağım.
Don't leave me alone. Because I can't do it all by myself.
Çünkü bütün bunlarla tek başıma baş edemem.
I can't explain it, but I wanna do it for myself.
Bunu açıklayamam ama kendim için yapmak istiyorum.
As a matter of fact, I tried it two or three times myself... and find that I can do much better at the racetrack.
Aslında kendim birkaç defa denedim ve hipodromda çok daha iyi yapabileceğimi öğrendim.
I'd stay here myself and see that you didn't get into any trouble But I can't do that So I am going to see to it that you are going to stay in this room.
İşe gitmem gerekmeseydi, evde bizzat kalıp başını belâya sokmamanı sağlardım.
Only don't send me away. I can't stand it if you do. I'll kill myself in the Seine.
Yeter ki beni gönderme, böyle yapmana dayanamıyorum, kendimi Seine'e atacağım, ciddiyim atarım!
I can't make myself do it.
Böylebir şeyi kendime yaptıramam.
I can do the hunt-and-peck system. I'll pick it out myself.
Avla ve kap sistemini uygulayabilirim. onu kendim seçeceğim.
Since you can't pray for me, I'll do it myself!
Madem benim için dua edemiyorsun kendim yaparım!
I can do it all by myself.
Tek başıma yapabiliyorum.
I, uh, can do it myself, little girl from Little Egypt.
Küçük Mısır'lı kız, bunu kendim de yaparım.
It's not something I can do all by myself.
Bu tek başıma yapabileceğim bir şey değil.
I don't know, Erich, whether I can bring myself to do it.
Bu işe kendimi tamamen, verip veremeyeceğimi bilmiyorum Erich.
I can't figure out why I'm trying to help a friend make a fortune when all I gotta do is be quiet about it and make a fortune myself.
Sesimi çıkarmayıp serveti kendim kazanacağıma neden arkadaşımın kazanmasına yardım ettiğimi bilmiyorum.
I can do it myself.
Kendim imzalarım.
Mind, now, look, if you can't do it properly, I'll do it by myself.
Yapamayacaksan bırak ben tek başıma yaparım.
I can do it by myself.
Yanıldın tahta bacak. Senden para falan isteyen yok.
It's as much as I can do to stop myself from drinking the entire crop.
Ürünün tamamını içmekten kendimi alıkoyabileceğim kadarını yapıyorum.
I can't do it by myself.
Tek başıma yapamam.
Suppose I got sick, which I don't often do, I can assure you, and I had to relieve myself in the night. It wouldn't be very convenient.
Diyelim hastalandım, ki sizi temin ederim sık hastalanmam, ve gecenin yarısında kendimi rahatlatmak ihtiyacı doğdu.
I can't do it all by myself.
Hepsini kendim yapamam.
I myself can do it at night.
Geceleyin kendim yaparım.
I can do it myself.
- Ben yaparım.
I can't do it all myself.
Her şeyi kendim yapamıyorum.
I can't do it to myself, even in a dream.
Ben asla yapamam, rüyada bile olsam.
I can't do it to myself.
Bunu kendime yapamam.
No, I can do it i myself.
Gerek yok, kendim yapabiliyorum.
I can stand right at the master switch to maintain control of that resonator, but I must do it myself.
Bu rezonatörün bakım kontrolü için,.. ... ana şalterin orada kalabilirim. Fakat bunu kendi başıma yapmalıyım.
- You know damn well I can't do it myself!
- Kendi başıma yapamadığımı biliyorsun!
I'm going to kill you. If I can't do it myself,
Peki, bunu aklında çıkarmak için bir şeyler yapsak ya.
If I can't do it myself, I'll make sure my boyfriend's bigger than yours.
Kendim yapamazsam erkek arkadaşımın seninkinden daha iri olmasını sağlarım.