English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I did not kill him

I did not kill him translate Turkish

87 parallel translation
I was only having a little drink... i did not kill konrad, i tell you i did not kill him.
Biraz içki içiyordum... Konrad'ı öldürmedim. Öldürmedim diyorum!
I tell you, i did not kill him!
Konrad'ı ben öldürmedim.
But I did not kill him.
ama ben onu öldürmedim.
No, I didn't kill him! I did not kill him!
Hayır, onu öldürmedim, öldürmedim.
I did not kill him, merely tucked him away very much as I found him, after he'd missed three appointments.
Onu öldürmedim, sadece bulduğumda sakladım onu I didn't kill him, merely I tucked away 3 randevusunu kaçırdıktan sonraydı.
I did not kill him
Ben öldürmedim.
I did not kill him!
Onu ben öldürmedim!
I don't understand it either, but I did not kill him.
Bunu da anlayamıyorum, ama onu ben öldürmedim.
I did not kill him.
Onu ben öldürmedim.
- So I did not kill him.
- Demek ki onu öldürmemişim.
I'm sorry about your brother... but I did- - I did not kill him.
Kardeşin için üzgünüm ama onu ben öldürmedim.
- No, I did not kill him.
- Hayır, onu ben öldürmedim.
Master Bra'tac, I did not kill him.
Üstad Bra'tac, onu ben öldürmedim.
The fact is, I did not kill him.
Gerçek şu ki, onu ben öldürmedim.
- I did not kill him.
- Ben öldürmedim.
I did not kill him.
- Ben onu öldürmedim.
But I swear to God, I did not kill him.
Ama Tanrı adına yemin ederim ki, onu ben öldürmedim.
I followed him in his car, but I did not kill him.
Onun arabasını takip ettim, fakat ben öldürmedim.
- I only told him a story. I did not kill him.
- Ben ona masal anlattım, öldürmedim ki.
- I did not kill him!
- Onu ben öldürmedim!
You know Pete, what happened with vampire that I did not kill him?
Biliyormusun Pete, şu ölümsüzlük olayını düşünüyorum da öldürmediğimiz diğer vampir'e ne oldu merak ediyorum.
No, I-I-I did not kill him.
Hayır. Onu öldürmedim ben.
I did not kill him. You got to believe me.
Onu ben öldürmedim.
- I did not kill him.
Onu ben öldürmedim.
I did not kill him. We went out a couple of times a few weeks ago.
Önceki haftalarda birkaç kez dışarı çıkmıştık.
I hated Ollie Drewett. But I did not kill him.
Ollie Drewett'ten nefret ederdim ama onu ben öldürmedim.
But I did not kill him, huh.
Onu ben öldürmedim ki.
But I did not kill him.
Fakat onu ben öldürmedim.
- I did not kill him - then anyone.?
- Onu ben öldürmedim. - O zaman kim yaptı?
But i did not kill him.
Ama öldürmedim.
I really did not intend to kill him that day.
O gün niyetim onu öldürmek değildi.
- Not only did she kill him, but when I think of that poor horse...
- Yalnız adamı öldürse neyse, ama o zavallı atı düşündüğümde...
I would feel remorse, and you must not forget that, even if I didn't kill him, I did think about killing him.
Hoşçakal dedim ve çıktım. Ona ne oldu bilmiyorum. Size anlatmak istediğim şey buydu.
Even if I did kill him Those eight bodyguards will not let me go I need you to handle those eight guys
Onu öldürsem bile 8 koruması beni hayatta bırakmaz o 8 kişiyi halledebilecek biri lazım
Stark " ll kill you anyway once I send him these photographs of you and us sitting here nice and cosy... chatting about which guys you did or did not kill.
Burada rahatça oturup öldürüp öldürmediğin kişilerden bahsederken çekilen fotoğrafları gönderdiğimde Stark seni öldürecek nasılsa.
Just tell me, did I kill him or not?
Ben sadece kahrolasının peşinden gidiyordum! - Steven...
You tell him that I did not kill her.
Ona kızını öldürmediğimi söyle.
I said I loved my husband enough that I would kill for him... not that I did.
Sadece kocamı, uğruna adam öldürecek kadar sevdiğimi söyledim öldürdüm demedim.
I won't spare you! Why did you kill him, eh? I'll not spare you!
Sana merhamet etmeyeceğim!
I asked you very expressly to find him... I did not ask you to kill him.
Sana onu bulmanı söyledim... Öldürmeni değil.
I did not mean to kill him.
Onu öldürmek istememiştim.
But mike did not kill him.I mean, he's alive, you swear?
Ama Mike onu öldürmedi. Hayatta, değil mi? Yemin et.
I did not want to have to kill him. Sometimes things happen that are just out of your control.
Onu öldürmek zorunda kalmayı istemezdim ancak bazı zamanlar, kontrol edemediğiniz şeyler olabiliyor.
I... did not want to kill him.
Ben onu öldürmeyi istemedim.
And once, when his father drinking again, I said that if he did not let us, I will kill him
Dövme faslı başlayınca, gitmemize izin vermezse onu öldüreceğimi söyledim.
I did not mean to kill him neither.
Onu öldürmekten de bahsetmiyorum.
- What if I misheard him? - Okay, even if Friddle did kill those people, that does not give you the right to take the law in your own hands.
- Peki, Friddle onları öldürdüyse bile bu sana kuralları koyma hakkı vermez.
We should talk to them because if Ramey did kill her brother... let's go. I'm not defending him.
- Onu savunmuyorum.
I wanted him to know that he needed me In which battle did I not kill the most people?
Bana ihtiyacı olduğunu bilmesini sitedim her savaşta birçok insan öldürmedim mi?
- Okay, I admit that I was paid to change Bernie's dosage and to give him E.C.T., but I did not kill Dr. Elliot.
- Tamam, Bernie'nin ilacını değiştirmek ve onu elektro şok terapisine sokmak için para aldığımı kabul ediyorum. Ama Dr. Elliot'ı ben öldürmedim.
Yeah, I mean, I'm not a rocket scientist, but if the O'Tooles thought that Jimmy Sheehan was alive, it means that they did not kill him.
Evet, bilim adamı değilim, ama eğer O'Toole'lar Jimmy Sheehan yaşadığını sanıyorlarsa, adamı onlar öldürmemişlerdir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]