I didn't do it on purpose translate Turkish
117 parallel translation
Now, I didn't do it on purpose. That's not right.
İnanın bana.
I'm sure that, as far as the flowerpot goes, he didn't do it on purpose.
Eminim ki saksı düşmüş de olsa bunu kasıtlı yapmadı.
I didn't do it on purpose.
- Bilerek yapmadım ki.
I know you didn't do it on purpose He thought I'm one of Wei's men So he took the first strike
Bilerek yapmadığını biliyorum beni onlardan biri sandı ilk bana saldırdı bende cevap vermek zorunda kaldım
I didn't do it on purpose.
İstemeden oldu.
I didn't do it on purpose.
Bilerek kırmadım.
Sorry, I didn't do it on purpose!
- Özür, bilerek yapmadım.
- I didn't do it on purpose, Tim.
- Kasti yapmadım, Tim.
I didn't do it on purpose.
Niyetim bu değildi.
- I sure didn't do it on purpose.
- Gerçekten isteyerek yapmadım.
- She knows I didn't do it on purpose.
- Özellikle yapmadığımı biliyor.
I didn't do it on purpose!
Kasten yapmadım.
- I didn't do it on purpose.
- Kasten yapmadım.
- I'M SURE SHE DIDN'T DO IT ON PURPOSE.
- Eminim isteyerek yapmamıştır.
I didn't do it on purpose.
Bunu kasten yapmadım!
No, I didn't do it on purpose.
Hayır, bilerek yapmadım.
I didn't do it on purpose.
Bunu isteyerek yapmadım.
I didn't do it on purpose.
Bile bile yapmadım ki.
I didn't do it on purpose.
Bilerek yapmadım.
I mean, he should have been watching where he was going, but I realized that he didn't do it on purpose so I shook it off and I left.
Gittiği yere bakması gerektiğini düşündüm ama onun kasıtlı olarak yapmadığını farkettim bundan dolayı onu sarstım ve bıraktım.
I didn't do any mischief ( on purpose ), it just happened ( accidentally ).
Yaramazlık yapmadım... yaramazlık kendiliğinden oluştu. Yaramazlık yapmadım...
I didn't do any mischief ( on purpose ), it just happened ( accidentally ).
yaramazlık kendiliğinden oluştu.
I didn't do it on purpose, did I?
Ona deli olurdu. Bilerek yapmadım ya!
I didn't do it on purpose.
Bunu bilerek yapmadım.
I didn't do it on purpose, doofus.
- Bilerek yapmadık herhalde ahmak.
I didn't do it on purpose.
Kasten yapmadım.
Well, I didn't do it on purpose.
İsteyerek yapmadım ki.
I didn't do it on purpose.
Bilerek yapmadım ki.
- I didn't do it on purpose.
- İsteyerek yapmadım.
- I didn't do it on purpose, it was on the table.
- İsteyerek olmadı. Masanın üstündeydi.
- I didn't do it on purpose!
- Bilerek yapmadım.
- I didn't do it on purpose.
- Bilerek düşmedim.
A flat. I didn't do it on purpose.
Bilerek yapmadım.
I didn't do it on purpose!
Bu amaç için yapmamıştım!
Come on, please. I didn't do it on purpose.
Haydi ama lütfen, kasten yapmadım.
Believe me, I didn't do it on purpose.
İnanın, isteyerek yapmadım.
That... I didn't do it on purpose.
Bunu bilerek yapmadım.
I didn't do it on purpose, Young-rae!
Valla bilerek yapmadım, Young-rae!
I broke Little Man but i didn't do it on purpose
'Küçük adam'ı kırdım ama bunu bile bile yapmadım.
I swear I didn't do it on purpose.
Yemin ederim bilerek yapmadım.
I didn't do it on purpose!
- Tamam değil! Kasten yapmadım!
I didn't do it on purpose, believe me.
İnan bana, isteyerek yapmadım.
I didn't do it on purpose.
Kasti yapmadım.
I didn't do it on purpose!
- Bilerek yapmadım ki!
Mahi, I didn't do it on purpose..
Mahi, Bunu bilerek yapmadım..
I didn't do it on purpose.
İsteyerek olmadı!
I didn't do it on purpose...
Bunu yapmak istedim...
Not for sale I didn't do it on purpose.
Bilerek yapmadım.
I didn't do it on purpose!
Bilerek yapmadım!
- I didn't do it on purpose!
- Bilerek yapmadım!
- I didn't do it on purpose!
- Kasıtlı yapmadım ki!