I didn't know what i was doing translate Turkish
237 parallel translation
I didn't know what I was doing when I was, you know, posing.
Ne yaptığımı bilmiyordum, poz verirken yani.
I didn't know what I was doing.
Ne yaptığımı bilmiyordum.
I didn't know what I was doing and then...
Ne yaptığımı bilmiyordum... sonra da...
You see, it was spring in Venice, and I was so young... I didn't know what I was doing.
Venedik'te bahardı, ben genceciktim... aklım bir karış havadaydı.
I didn't know what I was doing, Dan.
Ne yaptığımın farkında değildim, Dan.
I didn't know what I was doing.
Ne yaptığımın hiç farkında değildim.
Bartley, I didn't know what I was doing.
Bartley, ne yaptığımın farkında değildim.
I didn't know you, we were alone there and before I knew what I was doing, I stepped on the gas.
Sizi tanımıyordum, orada tek başınaydık ne yaptığımı bilmeden gaza bastım.
I didn't even know what I was doing.
Ne yaptığımın farkında bile değildim.
I didn't know what I was doing any more than when you take a breath.
Ne yaptığımı bilmiyordum, nefes alıp vermek gibiydi.
I didn't know what I was doing!
Ne yaptığımı bilmiyordum!
I've been away so long from towns and people, I just didn't know what I was doing.
Toplumdan o kadar uzun süre ayrı kaldım ki ne yaptığımı bilmiyordum.
But I didn't know what I was doing to you.
Ama ben sana ne yaptığımı bilmiyordum.
And then I was so upset, I didn't know what I was doing.
Sonra da öyle üzgündüm ki ne yaptığımı bilemedim.
- I didn't know what I was doing!
Nereye vurduğumu, ne yaptığımı bilmiyordum!
- I didn't know what I was doing.
- Ne yaptığımı bilmiyordum.
It all happened so fast, I didn't know what I was doing.
Her şey çok çabuk oldu. Ne yaptığımı bilmiyordum.
I didn't know what I was doing.
Ne yapıyordum bilmiyorum.
But I didn't know what I was doing.
Ne yaptığımın farkında değildim.
I didn't know what I was doing.
Ne yaptığımı bilmiyordum
I didn't know what I was doing.
Ne yaptığımı bilmiyorum
I just didn't know what I was doing.
Ne yaptığımın farkında değildim.
I was drunk, I swear. I didn't know what I was doing.
Sarhoştum, yemin ederim, ne yaptığımı hatırlamıyorum.
Didn't know what I was doing.
Ne yaptığımı bilmiyor muyum...
Look, I didn't know what I was doing, I swear.
Yemin ederim ne yaptığımı bilmiyordum.
I didn't know what he was doing.
Ne yaptığını bilmiyordum.
I didn't know what I was doing.
Ne yapacağımı bilemedim ki.
But I didn't know what I was doing.
Ama ne yaptığımı bilmiyordum.
I didn't know what I was doing.
- Ne yaptığımı bilmiyorum - Shh.
Well, a-all I know is I was... I was, uh, standing at the table, pouring the wine... when the little, round gentleman with the accent, he pushed forward the salt, and, uh, this gentleman pushed out the pepper, and pretty soon they were pushing all the things on the table, and I didn't know what they were doing.
Şey, tek bildiğim... masanın başında ayakta duruyordum, şarap dağıtıyordum... o sırada aksanlı küçük toparlak bey, tuzu öne doğru itti, ve ah, bu bey de biberi dışarı itti, ve çok geçmeden onlar masadaki her şeyi itiyorlardı,
I didn't know what this thing was doing in the cannon, you see.
Topta bunun ne işi olduğunu bilmiyordum, görüyorsun.
Because I didn't know what at the time I was doing.
Çünkü ben o an ne yaptığımı bilmiyordum.
I didn't know what I was doing.
Ne yaptığımın farkında değildim.
Down by the river, he forced himself on me so fast, I didn't know what he was doing.
Nehir kenarina yeni gelmiştik ki, bana öyle bir saldırdı ki, neye uğradığımı anlamadım.
I didn't know what she was doing.
Ne yaptığını bilmiyordum.
This was not easy, folks, because, you know, I didn't know what the hell I was doing, and I don't have a good voice for God.
Hiç de kolay değildi çocuklar, çünkü ne yaptığımı hiç bilmiyordum.
"L didn't know what I was doing. I did it on the spur of the moment"?
Nasıl "Ne yaptığımı bilmiyordum" diyebilirsin?
And I was young, I was playing and I wasn't, you know, too sure- - l knew what I was doing, but I just didn't know should I grab the wire or not, I don't know if I grabbed it or not, but I know I just, you know, got hurt.
Ve ben çok gençtim, Oynuyorum oynamamalıydım, bilirsin, eminim- - Ne yaptığımı biliyordum, fakat kabloyu tutup tutmayacağımı bilmiyordum, onu tuttuğumda nolup ne gideceğini bilmiyordum, sadece çok acı çektiğimi biliyorum.
I didn't even know what I was doing!
Ne yaptığımı bilmiyordum bile!
I didn't even know what I was doing.
Aklım başımda değildi.
I didn't know what I was doing.
Ne yaptığım farkında değildim.
THEN ALL THESE KIDS STOOD AROUND ME ACTING LIKE I DIDN'T KNOW WHAT I WAS DOING.
Sonra tüm çocuklar etrafımı sardı, ben ne yaptığımı bilmez davranıyordum.
And she didn't know what I was doing.
Benim ne yaptığımı da bilmiyordu.
And I didn't know what I was doing for a while.
Bir süre ne yaptığımın fakında değildim.
I didn't even know what you were doing was art.
Haberim bile yoktu ne yapıyordun, Sanat oldu.
I didn't know what he was doing.
Ne yaptigini bilmiyordum.
A lot of this stuff, I didn't realize when I was doing it... what it was really about or, you know, what it was connected to in my mind.
Bundan pek çok şey... Bunu yaparken neyle alakalı olduğunun farkına varamadım.
That night when I came out here, I didn't even know what I was doing.
O geçe buraya geldiğimde, ne yaptığımı bile bilmiyordum.
I didn't know if it was right... but he would tell me that we were having fun... and what we were doing wasn't wrong... because he was my dad.
Yaptığımızın doğru olup olmadığını bilmiyordum. Ama o bize eğlendiğimizi ve yaptığımızın yanlış olmadığını söyledi. Çünkü o benim babamdı.
I didn't know what I was doing or where I was going.
Ne yaptığımı, nereye gittiğimi bilmiyordum.
But I didn't know what I was doing, so I didn't know what to pack.
Ama ne yaptığımı ve ne alacağımı bilmiyordum.