English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I didn't lie to you

I didn't lie to you translate Turkish

240 parallel translation
" I didn't want to lie to you, Friede.
" Sana yalan söylemek istemedim, Friede.
Don't get me wrong, May, I didn't lie to you.
Beni yanlış anlama May, sana yalan söylemedim.
I didn't lie to you.
Sana yalan söylemedim.
When something like this happens to you I won't lie to you and tell you I didn't keep hoping it would happen all the speeches that you've made up in your bedroom or in the bathtub go out of your mind completely.
Başınıza böyle bir şey geldiği zaman... size yalan söylemeyeceğim, bunun olmasını diledim durdum hep... yatak odanızda ya da banyo küvetinizde hazırladığınız bütün konuşmalar... tümüyle aklınızdan uçup gidiyor.
I didn't lie to you
Size yalan söylemem
I didn't lie to you.
Ben sana yalan söylemedim.
Hey, I didn't lie to you...
Sana yalan söylemedim.
But I didn't lie to you, I swear it.
Ama ben yalan söylemedim yemin ederim!
How could you lie to me? I didn't lie!
- Bana nasıl yalan söyleyebildin?
- I didn't lie to you.
- Söylemedim.
Old lady, I didn't lie to you.
- Yaşlı bayan, sana yalan söylemedim.
I didn't want to lie to you.
Sana yalan söylemek istemedim.
- I didn't lie to you, Jessie.
- Hayır söylemedim.
I didn't mean to lie to you.
Sana yalan söylemek istememiştim.
I didn't mean to lie, but you lied to us!
Yalan söylemek istememiştim, ama sen bize yalan söyledin.
- I didn't lie to you!
- Sana yalan söylemedim!
And I didn't lie to you.
Oysa hiç yalan söylemedim.
When I told those guys about you, I didn't have to lie once.
Onlara senden bahsederken bir kez olsun yalan söylemedim.
- I didn't mean I wanted you to lie to me.
- Bana yalan söyle manasında demedim.
I didn't lie to you, Merlin.
Sana yalan söylemedim, Merlin.
- I didn't lie to you Dawson.
Sana yalan söylemedim Dawson.
You know I'd never lie to you. You saying you didn't steal my diamonds last night?
- Geçen gece elmaslarımı çalmadığını mı söylüyorsun?
We were on the bridge... I didn`t lie to you, Moudan.
Köprüdeydik ve sana yalan söylemedim, Moudan.
I didn't ask you to lie
Yalan söylemeni ben istemedim.
I didn't want to lie to you.
Size yalan söylemek istemedim.
I didn't lie to you, my muscles are healed, but that knife must have pierced my paraphoral nerve.
Sana yalan söylemedim. Kaslarım iyileşti. ama o bıçak paraforal sinirin kesti.
I lied to the other detectives, I didn't lie to you.
Öbür dedektiflere yalan söyledim, size değil.
- I didn't wanna lie to you.
- Sana yalan söylemek istemedim.
So I didn't tell you so you wouldn't have to lie for us. You lied to me so I wouldn't lie to Mrs. Kim? - Yeah.
- Bayan Kim'e yalan söylemek zorunda kalmayayım diye mi bana yalan söyledin?
Lana, I didn't lie to you.
Lana, sana yalan söylemedim.
I didn't write those letters to you, I didn't want to lie to you Raj
O mektupları ben yazmadım, ama sana yalan söyleme gibi bir niyetimde yoktu Raj.
I didn't come 10,000 miles for you to lie to me.
- Doğru.
You all right? I didn't mean to lie exactly.
Aslında yalan söylemek istememiştim.
I mean, I didn't want to come down here and lie to you about Annette.
Buraya kadar gelip sana Annette hakkında yalan söylemek istemiyordum.
I didn't want to lie... but I saw the look in your eye when you thought it was my grandfather.
Yalan atmak istemedim ama dedem olduğunu sandığındaki bakışını gördüm.
I didn't come all this way to lie to you.
Bunca yolu sana yalan söylemeye gelmedim.
I didn't lie to you!
Sana yalan söylemedim.
- Damn it, you scared me. Tiger, I told you I didn't lie to you.
Yoksa, bir bilardo müsabakası mı öneriyorsunuz?
I didn't come back here for you to lie in my face.
Bunca yolu yalan duymaya gelmedim.
You ran out so fast I didn't have a chance to lie.
- Oldukça hızlı bir bir kaçıştı. Yalan söyleme şansım yoktu.
They wanted me just to lie, you know, and say, "he didn't do it," whether I believed it or not.
Benden yalan söylememi bekliyorlardı. "O yapmadı." dememi bekliyorlardı.
No, I didn't lie to you.
Hayır söylemedim.
I didn't lie to you, trust me
Sana yalan söylemedim. İnan bana!
Believe me, I didn't lie to you
İnan bana. Yalan söylemedim.
If you didn't, I was gonna lie and say Tom Cruise used to live here.
İyi, çünkü beğenmeseydin Tom Cruise'un önceden burada yaşadığını söyleyecektim.
- Come on, I didn't lie to you.
- Sana yalan söylemedim.
I didn't wanna lie to you.
Sana yalan söylemek istemedim.
Well, I didn't lie to you.
Sana yalan söylemedim.
You said I didn't have to lie.
Sen söyledin ya, yalan söylememem lâzım!
As your lawyer, I can't stop you from lying, I can't even be in the room. But I would be remiss if I didn't prep you to lie better.
Avukatın olarak yalan söylemene mani olamayabilirim hatta oda da bile olamayabilirim fakat seni iyi olana kadar hazırlayamazsam işte o zaman ihmalkârlık yapmış olurum.
I didn't lie to you about anything.
Hiçbir konuda yalan söylemedim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]