I didn't see you come in translate Turkish
52 parallel translation
- I didn't come in here because I wanted to see you.
- Seni görmek istediğimden gelmedim buraya.
I didn't come in here to see you do your dummy act, Fabian.
Buraya senin kukla gösterin için gelmedim, Fabian.
I didn't come to see you in your professional capacity.
Buraya mesleki yeteneğinizi görmek için gelmedim.
I see she didn't come in with you.
Bakıyorumda seninle gelmemiş.
I didn't see you come in, Tommy.
Geldiğini görmedim.
I didn't come in to see you on my own.
Sizigörmeye yalniz gelmemistim.
In that case... why on earth didn't I come to see you?
O zaman... Ne diye sizi ziyaret etmemişim hiç?
- How come I didn't see you in school today?
- Neden bugün seni okulda görmedim?
Oh, hi, Willie. I didn't see you come in.
Bir şey yapmadığını mı söylemek istiyorsun?
- Marcie, I didn't see you come in.
Marcy, geldiğini görmemişim.
I didn't see you come in.
Geldiğini görmedim.
Mr. Worf, I didn't see you come in.
Bay Worf, geldiğini görmemişim.
I didn't expect to see you. Come on in.
Seni görmeyi beklemiyordum.
I didn't see you come in.
Geldiğini görmedim!
Oh, sorry, I didn't see you come in.
Özür dilerim, girdiğini görmedim.
I didn't see you come in.
İçeri girdiğini görmedim.
Danielle, I didn't see you come in.
Danielle, geldiğini görmedim.
As far as I'm concerned, I didn't even see you come in here.
Bildiğim kadarıyla, buraya geldiğini bile görmedim.
You didn't come see me in the hospital when I was getting my lips done!
Sen de hastaneye dudaklarımı yaptırmak için yattığımda gelmemiştin!
If I didn't ever see you before... and I don't think I did, then I don't think you should be here... in this hallucination... because in my experience, the mind, which is where hallucinations come from... shouldn't be able to make up anything that wasn't there to start with... that didn't enter it from experience from the real world.
Seni daha önce hiç görmediysem ki gördüğümü sanmıyorum, o zaman burada olmaman gerekirdi bence bu halüsinasyonun içinde... .. çünkü tecrübelerime bağlı olan, halüsinasyonların doğduğu akıl başta var olmayan bir şeyi uyduramamalıydı gerçek dünyadaki tecrübelerden kaynaklanmayan bir şeyi.
Oh, hi, Eddie, I didn't see you come in.
Oh, merhaba, Eddie, geldiğini duymadım.
I didn't see you come in.
İçeriye girdiğini görmedim.
The last time I went in the hospital, the time I didn't make it out, why didn't you come see me?
En son hastaneye yattığımda. Öldüğüm zaman. Neden beni görmeye gelmedin?
I mean, you didn't even come in to see me this morning.
Bu sabah beni görmeye bile gelmedin.
I didn't come in to see you this morning because I don't want all these fucking dimwit actors gossiping about you.
Bu sabah seni görmeye gelmedim. Çünkü bu lanet oyuncuların arkandan konuşmasını istemedim.
I DIDN'T SEE YOU COME IN.
İçeri girdiğini görmedim.
I thought your husband went upstairs looking for you, and I didn't expect to see you come in from over there.
Sanmıştım ki eşiniz size bakmak için yukarı çıktı. Oradan çıkacağınızı beklemiyordum.
I didn't see you come in.
Jenny.
How may I help you? I'm sorry, I didn't see you come in, love.
Kusura bakma, seni fark edemedim tatlım.
Hey, Mr. Ponzo, I didn't see you come in.
Hey, Bay Ponzo, Seni göremedim.
I didn't even see You guys come in here.
Geldiğinizi fark etmedim bile.
I didn't see you come in.
Geleceğinizden haberim yoktu.
I didn't hear you come in I didn't see you there
Geldiğini duymadım. Cidden korktum.
You didn't come to see me when I was in prison.
Hapisteyken beni ziyaret etmedin hiç.
You know it's not in theaters anymore, and I'm pretty sure it didn't come out on DVD because I wanted to see that.
Artık sinemada gösterilmiyor ve DVD'sinin de henüz çıkmadığına eminim çünkü takip ediyordum.
Hey! I didn't see you come in.
Girerken görmedim seni.
- Oh. Good. I didn't see you come in.
İyi bari, geldiğini görmemiştim.
- I didn't see you come in.
Girerken görmedim seni.
I don't want to get involved in anything if I didn't see the whole... the whole incident, because, you know... when I come, I come heavy.
Eğer tamamını görmessem... olaya bulaşmam sandım çünkü ben bulaşırsam sert bulaşırım.
I didn't see you guys come in.
Geldiğinizi görmedim.
I didn't see you come in.
Geldiğinizi görmemişim.
Ah.. I didn't see you come in.
Geldiğini görmemişim.
- Because I certainly didn't come down here to tell you I remember the first time you were in this office, and I never thought I'd see the day when I told you congratulations, Mike.
Çünkü kesinlikle buraya, ilk kez bu ofisteki halini hatırladığımı ve seni tebrik edeceğim günü göreceğimi hiç düşünmediğimi söylemeye gelmedim, Mike.
I didn't even see you come in. - We've heard so much about you.
- Senin hakkında çok şey duyduk.