English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I didn't think you'd mind

I didn't think you'd mind translate Turkish

61 parallel translation
When he asked me, I didn't think you'd mind.
Benden izin isteyince, sizin de bir şey demeyeceğini düşündüm.
I didn't think you'd mind.
Kızacağını düşünmemiştim.
I didn't think you'd mind.
Aldıracağını düşünmemiştim.
Yes, I didn't think you'd mind if we waited here for you.
Evet, aksini düşünmediğim için sizin gelmenizi bekliyorduk.
I didn't think you'd mind.
Bunu neden yaptığımı anladınız mı - Hayır.
- I didn't think you'd mind.
- Sakıncası yoktur sanırım.
I didn't think you'd mind.
Bir şey demezsin diye düşündüm.
I didn't think you'd mind.
Rahatsız olacağını düşünmedim.
You didn't think I'd mind?
Rahatsız olacağını düşünmedin mi?
I didn't think you'd mind.
Düşündüğünü sanmıyorum.
I didn't think you'd mind.
Karşı koyacağını sanmazdım.
Look, I didn't think you'd mind.
Önemsemezsin diye düşündüm.
I didn't think you'd mind some company.
Birinin arkadaşlık etmesini sorun etmeyeceğini sanıyorum.
Gordy Johnson asked me if I wanna go to the mall with him, and I didn't think you'd won't mind.
Gordy Johnson alışveriş merkezine gelmek ister misin diye sordu ve bende önemsemeyeceğini düşündüm.
- I didn't think you'd mind.
- Umurunda olmayacağını düşündük.
I didn't think you'd mind if I borrowed them.
Ödünç almama kızmazsın sanıyordum.
I didn't think you'd mind that part.
Buna üzüleceğini düşünmezdim.
I didn't think you'd mind.
Kızacağını düşünmedim.
I didn't think you'd mind.
Sakıncası olmayacağını düşündüm.
I didn't think you'd mind.
Umursayacağınızı düşünmedim.
Well, I didn't think you'd mind.
Sakıncası yoktur diye düşündüm.
I didn't think you'd mind me borrowing his name and his badge.
Umarım çantasını ve ismini ödünç aldığım için bana kızmamışsındır.
JUST- - FOR SOME REASON, I DIDN'T THINK YOU'D MIND.
Nedense, umursamazsın sandım.
You're late. Yeah, I didn't think you'd mind.
Evet, aldıracağını düşünmedim.
Yeah, I didn't think you'd mind.
Ha evet, aldırmayacağını düşündüm.
I didn't think you'd mind.
Bir sakıncası olacağını düşünmemiştim.
I didn't think you'd mind ifl borrowed it.
Sizden ödünç alırsam kızmayacağınızı düşündüm.
I didn't think you'd mind.
Bunu sorun edeceğini düşünmemiştim.
I didn't think you'd mind.
Sorun olacağını sanmıyordum.
You didn't think I'd mind?
Sorun olacağını sanmıyor muydun?
I didn't think you'd mind.
Yoo, öyle birşey düşünmedim.
Well, i didn't think you'd mind.
Senin için bir sakıncası olacağını düşünmedim.
I didn't think you'd mind.
İzin vereceğinizi düşündüm.
I didn't think you'd mind.
Önemsemiyeğini düşünmüştüm.
I didn't think you'd mind it.
Kullanmamda sakınca olmaz diye düşündüm.
- And I didn't think you'd mind.
- Ve ben de kızmazsın herhalde dedim.
I didn't think you'd mind.
Lily burada değil. Sorun etmeyeceğini düşünmüştüm.
I didn't think you'd mind.
Önemseyeceğini düşünmemiştim.
I didn't think you'd mind.
Üzgünüm, senin için sakıncası olmayacağını düşündüm.
Seeing as you felt comfortable enough to use my toiletries, I didn't think you'd mind if I used that brush to clean my toenails.
Görüyorum ki benim tuvaletimi kullanmakta oldukça rahatsın, ben de düşümdüm ki dış fırçanla ayak tırnaklarımı temizlesem sorun etmezsin.
I didn't think you'd mind.
Umursayacağını düşünmemiştim.
Yeah, sorry. I... I didn't think you'd mind.
Evet, özür dilerim... senin için sakıncası olacağını düşünemedim.
I didn't think you'd mind.
Sorun etmezsin diye düşündüm.
I didn't think you'd mind, what with the baby and all, but Mr Carson suggested you'd like to be informed, all the same.
Bebek ve diğer şeyleri düşününce sorun edeceğinizi düşünmemiştim ama bununla beraber, Bay Carson bilmeniz gerektiğini düşündü.
No, no, no, I didn't think you'd change your mind.
Yo, yo, hayır, fikrini değiştirmiş olacağını düşünmedim.
I didn't think you'd mind if Spot came along.
Benek de benimle gelirse sorun olmaz umarım.
I DIDN'T THINK YOU'D MIND, SINCE YOU'RE GONNA SELL THE PLACE.
Bu yeri satacağın için sakıncası olmaz diye düşündüm.
And since you have more than you can handle, I didn't think you'd mind sharing.
Sende üstesinden gelebileceğinden daha fazla olduğundan birazını paylaşmakta sakınca görmezsin diye düşündüm.
I didn't think you'd try to tamper with my mind.
Aklımı kurcalayacağını düşünmemiştim.
I didn't think you'd mind.
Umursamazsın dedim.
It was your snooker night, I didn't think you'd mind.
Bilardo gecendi. Dert etmezsin diye düşünmüştüm.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]