I didn't want to kill him translate Turkish
51 parallel translation
I didn't want you to kill him.
Onu öldürmeni istemedim.
I didn't want to kill him.
Onu öldürmek istemedim.
I didn't want to kill him.
Onu öldürmek istememiştim.
I didn't want to kill him!
Onu öldürmek istemedim!
I want you to know I didn't kill him.
Onu öldürmediğimi bilmeni isterim.
I didn't want to kill him... just to make him stay.
Onu öldürmek istemedim- - yalnızca kalmasını sağlamak istedim.
And then, I didn't want to kill him. And then, I couldn't kill him.
Sonra öldürmek istemedim daha sonra da öldüremedim.
I didn't want to hurt him, thus I pretended that I was kill Dundee the cliff.
Stratejimin bir parçası olarak... hepinizi yanıltmak için yaptım bunu!
I didn't want to kill him...
Onu öldürmek istemiyordum...
I didn't want him to kill me, too.
Beni de öldürmesini istemedim.
Look, I-I didn't want to kill him.
- Sadece onu öldürmek istemedim.
I didn't want to kill him, I wanted to kill you!
Onu öldürmek istemedim, seni öldürmek istedim.
You went with it because you didn't want to see him kill her and you knew he wouldn't do it but I was shocked by him thinking that way, "An experiment."
Kanıyordunuz çünkü kızın ölmesini istemiyordunuz. Yapmayacağını biliyordunuz. Yine de "deney" diye düşünmesi ürkütücüydü.
I want you to know, though it may sound weird... that I didn't kill him.
Bilmeni istiyorum ki, sana biraz garip gelecek ama onu ben öldürmedim.
I didn't want to kill him.
Ölmesini istemedim.
But why do you think they didn't just kill him? Maybe they knew that we would ultimately... make peace with England, and they wouldn't want to kill... a potential great-great-grandfather of a Winston Churchill or a Benny Hill. I don't no.
Ama sence neden onu sadece öldürmemişler?
I swear I didn't want to kill him.
Yemin ederim onu öldürmek istemedim.
I want someone with him at all times to make sure you didn't kill him.
Onu öldürmediğinden emin olmak için yanında sürekli birini istiyorum.
I didn't want to fucking kill him or fucking burn that lad ever!
Adamı öldürmek ya da o çocuğu yakmak istemedim!
I didn't want him to get inside my head so he could kill me, but it worked both ways.
Kafamın içine girmesini istememiştim böylece beni öldürebilirdi, ama bu ikimiz için de işe yaradı.
I didn't want to kill him.
Babanı öldürmeyi istemedim.
I didn't want to kill him. I know.
Onu öldürmek istemedim.
But I didn't want to kill him.
- Ama onu öldürmek istemedim.
I didn't want to kill him.
Onu öldürmek istemiyordum. Bunu biliyorsun.
Because I didn't want to kill him.
Çünkü onu öldürmek istemedim.
Nigel, baby, you would never want to kill a cop If you didn't have some delusional idea That there was something going on between him and I.
Nigel, bebeğim asla bir polis öldürmek istemezsin sadece o ve benim aramda bir şeyler var sanıyorsun diye.
I didn't want to kill him.
Ama onu öldürmek istemedim.
I didn't want to kill him, but he was going to the cops.
Onu öldürmek istememiştim ama polise gidecekti.
But I didn't want to kill him.
Ama onu öldürmek istemedim.
Because to me, you know, respectfully I was looking out for the team. I didn't want to kill him.
Çünkü bence tüm saygımla söylüyorum takım için en iyi olan neyse onu yaptım.
I really didn't want to kill him.
Gerçekten onu öldürmek istemedim.
They didn't just want to kill Rollins, they wanted him to disappear.
Rollins'i sadece öldürmek istememişler ortadan kaldırmak istemişler.
I didn't want Phil to go to jail, and I certainly didn't kill him.
Phil'in hapise girmesini istemiyordum ve kesinlikle onu öldürmedim.
I bet he wishes people didn't want to kill him.
Bahse varım, insanların onu öldürmek istememesini diliyordur.
I mean, if they didn't intend to kill him... [camera shutter clicks]... They wouldn't want to get recognized, either.
Onu öldürme niyetleri yokken neden tanınmak istesinler?
Cause I didn't want him to kill you too.
Ben istemedim Çünkü onu çok seni öldürmek için.
But I didn't want to kill him.
"14 yıl üye oldu." Ama onu öldürmek istemedim.
I-I-I didn't want to kill him.
Onu öldürmek istemedim.
I didn't want to kill him.
Onu öldürmeyi istemedim.
I didn't want to kill him.
I onu öldürmek istemedim.
It was terrible, the way he kept bashing Emil in the face, and then he forced me to help him get rid of the body. I didn't want to do it, but I was afraid that if I didn't, that he would- - he would kill me, too.
korkunçtu emil in suratına suratına vuran oydu sonra da beni ona yardım edip cesetten kurtulaya zorladı yapmak istemedim fakat eğer yapmassam beni de öldüreceğinden korktum yalan söylüyor söylediklerinin ve olanlarının tam tersi oldu hadi gidelim o bana vurdu biliyosun tamam siz
I didn't want to kill him, I just snapped.
- Öldürmek istemedim, çıldırdım birden.