English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I don't know about you

I don't know about you translate Turkish

10,523 parallel translation
I don't know what you're talking about.
Neden bahsettiğini bilmiyorum.
So I have been thinking about you a lot, which is weird, because we don't even know each other, so I have to fill in the blanks, like a game of "Mad Libs."
Çok fazla düşünüyorum seni, Ki bu bayağı tuhaf Çünkü birbirimizi tanımıyoruz bile
I know you don't feel like talking about it.
- Biliyorum konuşmak istemiyorsun.
You don't... I know you don't feel the same way about me.
Sen sen benim gibi hissetmiyorsun.
Okay, look, if I'm being honest, I really don't know a whole lot about the logistics of two men being together, but, uh, I definitely want you to know how to take care of yourself and how to be safe for when the time comes.
Bak, eğer dürüst olmam gerekirse, gerçeketen iki erkeğin ilişkisi hakkında hiçbir fikrim yok ama ben kesinlikle kendini nasıl koruman gerektiğini öğrenmeni istiyorum ve zamanı geldiğinde, nasıl halletmen gerektiğini.
I don't know about you, but I like whiney Berk Hiccup
Seni bilmem fakat mızmız Berk Hiccup'ı... -...
I don't know about you, bud, but I've got a bad feeling about this.
Seni bilmem ama dostum benim içimde kötü bir his var.
You know, personally, I don't know what he's talking about.
Biliyor musun, şahsen neyden bahsettiğini bilmiyorum.
I don't know about you guys, but I was under the impression that a flight suit was supposed to fly.
Sizi bilmem ama bende o uçuş kıyafetinin uçması gerektiği kanısı vardı.
Then you don't know what you're talking about, because I've lived my whole life
O zaman neden bahsettiğinden haberin yok,... çünkü hayatım boyunca onun gibi olmamak...
Now, don't, don't act like you don't know what I'm talking about.
Şimdi, neden bahsettiğimi anlamıyormuş gibi yapma.
You know, I don't think that E.R. doctor knows what he's talking about.
Bence acildeki doktor ne dediğini bilmiyordu.
I don't know what you're talking about.
- Neyden bahsettiğini bilmiyorum.
I'm sure I don't know what you're talking about.
Neden bahsettiğini bilmediğimden eminim?
Hmm, I'm only with those people because I want to know why they're in my city, and I'm not blowing my cover just because you heard a guy's heart skip, but, lucky for you, I got the city wired in ways you don't even know about.
Ben onların yanında sadece şehrimde ne yaptıklarını öğrenmek için duruyorum ve senin bir adamın kalp atışını duyman yüzünden herşeyi mahvetmeye niyetim yok, ama şanslısın ki senin bile bilmediğin yerleri biliyorum.
You know, I take personal space pretty seriously, up to the point that I don't even care about this...
Biliyor musunuz, kişisel alanları baya önemli buluyorum öyle bir noktadayım ki artık
Yeah, I don't know what you're talking about, bro.
Hee, ne hakkında konuştuğunu bilmiyorum dostum.
I don't know about you, but I could do with one.
Seni bilmem ama ben bir tane içerim.
- I don't know what you're talking about. - Oh?
Neden bahsettiğinizi bilmiyorum.
I know you've been really bummed out about the movie, but I don't think moping around the house with Diane all day is healthy.
Film yüzünden moralin bozuk, biliyorum ama bütün gün evde Diane'le birlikte bunalım takılmak sağlıklı değil.
I've already told you I don't know what you're talking about.
Bahsettiklerin hakkında bir şey bilmediğimi söyledim.
- I know what this is about. You think I don't?
- Bunu neden yaptığını bilmiyor muyum sanıyorsun?
I know what this is about. You think I don't?
Bunun neyle ilgili olduğunu bilmiyor muyum sanıyorsun.
I want you to know I don't believe what they're saying about you.
Bilmeni isterim ki senin hakkında söylenenlere inanmıyorum.
I want you to know I don't believe what they say about you.
Bilmeni isterim ki seninle ilgili söylenenlere inanmıyorum.
I don't even know what you're talking about.
Neden bahsettiğinizi bilmiyorum bile.
But, you know, I don't have to worry about none of that.
Ama sen de biliyorsun ki bu konuya endişelenmeme gerek yok.
I-I don't know what you're talking about.
Neden bahsettiğinizi bilmiyorum.
I don't know what you're talking about.
Ne hakkında konuştuğunuzu bilmiyorum?
Ow. If something is bothering you and I don't know about it, I can't help you fix it.
Seni rahatsız eden bir şey varsa ve ben bilmiyorsam sana yardımcı olamam.
[Julian sighing] I don't know about you, but I could use a warm bath.
Seni bilmem ama bir sıcak banyo iyi gider benim için.
I think your babies are still alive. He's still alive, so I don't know what you're moping about.
Ben senin bebeklerin hayatta olduğunu düşünüyorum.
Kevin's voice : "Dear Audrey, " I know you don't think about me in a special way or at all, but I think about you... all the time.
" Sevgili Audrey, beni özel bir şekilde ya da herhangi bir şekilde düşündüğünü sanmıyorum ama ben sürekli seni düşünüyorum.
I don't know what you're talking about.
- Neden bahsettiğinizi bilmiyorum.
Okay, so they were cool with me coming out here for a couple of weeks, right, to meet Rita and to meet you, but, you know, they, like we talked about, you know, I, you know, kind of decided that I want to stay for longer, and when I was talking to them on the phone the other day, maybe, I don't know,
Tamam, birkaç haftalığına benim için buraya gelmeleri güzel, değil mi Rita ve seninle tanışırlar fakat onlarla hakkında konuşacağımız şeyler de olur sen bilirsin bunları....... uzun süre kalma kararını da vermiş olurum ve geçen gün onlarla telefonda konuştum, belki, bilemiyorum.
No, you don't know the first thing about what I might do.
Ne yapabileceğim hakkında en ufak fikrin yok.
I know you work with him, but you don't mind if I get really graphic about my night with Kevin, do you?
Onunla çalıştığını biliyorum ama Kevin'le geçirdiğim geceyi açık açık anlatsam bir sakıncası olmaz değil mi?
" Dear Audrey, I know you don't think about me
"Sevgili Audrey, bana hiç o gözle bakmıyorsun, belki de hiç bakmıyorsun..."
Show Audrey, "Excuse me, I got things going on you don't even know about."
"Afedersin senden sonra yapacak işlerim vardı, hemde senin hiç bilmediğin" Audrey'e göster bunu.
You know, I was about to plan a crazy, complicated revenge plan on you, but now I don't feel like doing that at all.
Senin için delice ve karışık bir intikam planı yapmak üzereydim ama şimdi, o his uçtu gitti.
I don't know what you're talking about.
Neden bahsettiğini anlamadım.
You probably know more about what's going on that I do, don't you?
Siz muhtemelen olan biten hakkında benden daha fazla şey biliyorsunuz değil mi?
There's a lot I don't know about you.
Senin hakkında bilmediğim çok şey var.
I told you, I don't know anything about a massacre.
Size söyledim, katliam hakkında bilgim yok.
I don't know about you guys, but I'm ready to catch some Z's.
Sizi bilmem ama çocuklar, ben biraz koyun sayacağım.
I don't know what you're talking about.
Ne dediğini anlamıyorum.
I don't know who you're talking about, Mr. Bello.
Kimden bahsettiğinizi bilmiyorum, Bay Bello.
I don't know about you guys, but I'll take that risk for Kudret.
Sizi bilmem ama ben Kudret abi için bu riski göze almaya hazırım beyler.
I-I don't know what you're talking about.
- Ben hakkında neler konuştuğunu bilmiyorum.
I don't know what the hell you're talking about.
Neden bahsettiğini bilmiyorum.
I don't know about you, but I would really like to get in there and look at those security tapes.
Seni bilmem ama ben oraya gidip güvenlik kamerası görüntülerini izlemeyi isterim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]