I don't know how i feel translate Turkish
578 parallel translation
I don't even know how I feel.
Nasıl hissettiğimi bilmiyorum.
I don't know how you feel about Mah-Li.
Mah-Li için ne hissediyorsunuz bilmiyorum.
Don't you know how I feel?
Neler hissettiğimi anlamıyor musun?
I don't know how you'll feel about it but it's a worse crime than the other.
Bu konuda nasıl hissedersiniz, bilmiyorum. Ama bu, diğerinden çok daha kötü bir suç.
I don't know how I look, but I feel like the queen of Sheba.
Nasıl göründüğümü bilmiyorum ama kendimi Sheba Kraliçesi gibi hissediyorum.
I... I don't know how you feel about... Vienna.
Viyana hakkında ne düşünürsün bilmiyorum.
Look, Boeldieu, I don't know how to put it, but I feel awful about this.
Bakın, Boeldieu, bilmem ki size nasıl anlatsam.
You don't know how awful I feel about this, Anita.
Kendimi ne kadar kötü hissediyorum bilemezsin Anita.
I know how you feel. Anything to strike back at me, but don't do it this way.
Nasıl hissettiğinizi anlıyorum.Bana misilleme yapmak için her şeyi denediğinizi, ama böyle olmaz..
You don't know how badly I feel.
Ne kötü hissettiğimi bilemezsin.
You don't know how ill I feel!
Ne kadar kötü hissettiğimi bilemezsin!
I don't know how the others feel, but I'd like to keep this setup just the way it is.
Başkalarının ne hissedeceğini bilmiyorum fakat bu durumu olduğu gibi tutmak istiyorum.
You don't know how I feel about anything.
Benim hislerimi bilmiyorsun.
I'd like to know what you like and don't like and how you feel about being you.
Nelerden hoşlanıp, nelerden hoşlanmadığını bilmek isterim. Ve kendi hakkındaki hislerini.
- You know how I feel, don't you, Sam?
- Neler hissettiğimi biliyorsun, değil mi Sam?
I feel them, but I don't know how to explain them to you.
Bunları hissedebiliyorum, ama sana nasıl açıklarım, bilmiyorum.
You know how I feel about you, don't you?
Seni nasıl sevdiğimi bilirsin.
I know how you feel, kid, but don't be scared.
Ne hissettiğini biliyorum ama korkma.
I don't know how I feel.
Ne hissettiğimi bilmiyorum.
I know how you feel, but don't ask me to do anything that'll break my heart.
Ne hissettiğini biliyorum, ama beni kahredecek bir şey yapmamı isteme.
I don't know how you feel, but would you like a snifter before dinner?
Bu konuda ne dersiniz bilmem ama yemekten önce bir bardak içki ister misiniz?
Mariko, I know how you feel, but don't get nervous.
Mari-chan canını sıkan çok şey olduğunu biliyorum.
I think it'll be good. I don't know how you feel.
Siz ne düşünüyorsunuz bilmem ama bence iyi geçecek.
I don't know how you feel, but I'd like a drink.
Layığını buldu. Seni bilmem ama, benim canım içki içmek istiyor.
I don't know how the men on line feel about it... but so far as the staff is concerned, I'd just as soon have a commander-in-chief... with a little bit of cowardice about him.
Ön cephelerdeki askerler nasıl hissediyor bilmiyorum ama... Karargahtaki subaylar gibi başkomutanımız da biraz endişe duyup kendini korusa, ateşe atmasa iyi olacak.
I don't know how you feel, professor, but I feel like a knife that's just stabbed a friend in the back.
Siz neler hissediyorsunuz bilmiyorum Profesör, ama ben, sanki bir dostumu sırtından bıçaklamışım gibi hissediyorum.
They don't even know how I feel
Neler hissettiğimi bilmiyorlar bile.
I know how you feel about cops, but if you give me some leads I could- - l kept telling him, " Don't say nothing.
Polisler hakkında ne düşündüğünüzü biliyorum ama bir ipucu verebilirsen... Ona Sakın konuşma dedim.
Norman, don't you know how I feel about you?
Norman, sana karşı olan duygularımı bilmiyor musun?
I don't know how you feel about it, but I think it's very clear and objective.
Siz ne düşünürsünüz bilmem ama, sanırım gayet anlaşılır ve tarafsız.
I don't know how other brides feel on their honeymoon... but I'm having a lovely time.
Diğer gelinler balaylarında neler hisseder bilmem ama ben çok eğleniyorum.
I don't know how to make you feel safe, Mary.
Seni nasıl güvende hissettireceğimi bilmiyorum, Mary.
I know how you feel, even if you think I don't.
Bana inanmıyorsun, ama neler hissettiğini anlıyorum.
When I'm with you... I don't know how to say... I feel different.
Seninle birlikte bulunduğumda... nasıl söyleyeyim bilmem... farklı hissediyorum.
I know how you feel, but you do understand we have to make quite certain, don't you?
nasıl hissettiğini biliyorum, fakat kesinleştirmemiz gerektiğini anlıyorsunuzdur, değil mi?
I don't know how you feel but that money don't mean a thing to me anymore.
Ne hissettiğini bilmiyorum ama bu para benim için artık birşey ifade etmiyor.
I don't know how it is up North, of course, but down South there are times when Southern women feel the need for privacy.
Kuzeyde nasıldır bilmiyorum ama Güneyde kadınların arada bir yalnız kalmaya ihtiyaçları vardır.
I don't know how you fellows feel about it but I'm glad he's interested.
Siz ne diyorsunuz bilemem ama ben ilgilenmesine sevindim.
I don't know how Father and the others feel but you mustn't regret your choice
Babanın ve diğerlerinin ne düşüneceğini bilemiyorum ama seçiminden pişmanlık duymamalısın.
I don't know how young people feel nowadays, but... Isn't it hard to live with an overly virtuous man?
Bugünlerde gençler ne hissediyor, bilmiyorum ama erdemli bir adamla yaşamak zor değil mi?
I don't know. Do you think you'll be happy married to John if you still don't know how you feel about the other young man?
Diğer erkeğe karşı neler hissettiğini bilmeden Johnnie'yle mutlu bir evliliğinin olacağını düşünüyor musun?
And I don't quite know how I feel about it.
Ve ben bunun hakkında ne hissediyorum emin değilim.
I don't know how I feel myself.
Nasıl hissedeceğimi bilemiyorum.
I don't know how you feel about this.
Bu konu hakkında neler hissettiğini bilmiyorum.
You don't know what or who I am, Dad. How I feel, what I think!
Kim olduğumu, ne hissettiğimi, ne düşündüğümü bilmiyorsun.
You don't know how I feel If you did know, you'd reel
# Nasıl hissettiğimi bilsen eğer İnan ki başın öyle bir döner #
I don't know. I don't know how I feel...
NasıI olduğumu bilmiyorum...
I mean, I don't know how I feel about him.
Demek istediğim, onun hakkında ne hissettiğimi bilmiyorum.
You don't know how I feel!
- Eğer nasıl hissettiğimi bilseydin,..
I don't know how the wives'll feel about that but...
Eşlerimiz buna ne der bilemem ama ~
I don't know how you feel.
Sen ne hissediyorsun bilmiyorum.