I don't know how to describe it translate Turkish
59 parallel translation
I don't know how to describe it.
Bunu nasıl anlatayım, bilemiyorum.
I knows how it feels, but-but I just don't know how to describe it.
Nasıl olduğunu biliyorum... ama-ama nasıl tarif edeceğimi bilmiyorum.
I just don't know how to describe it.
Nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum.
I don't know how to describe it, but I'm sure that I'd find what I'm looking for with you.
Nasıl açıklayacağımı bilmiyorum ama.. .. aradıklarımı sende bulacağıma eminim.
- I don't know how to describe it...
Nasıl diyeceğimi bilemiyorum...
I don't know how to describe it, but there's this connection, this bond.
Bunu nasıl tanımlayabilirim bilmiyorum ama bu bağ var... Hep olacak.
I don't know how to describe it.
Nasıl tarif edeceğimi bilmiyorum.
I don't know how to describe it, but I know there's something here.
Bunu nasıl tanımlayabileceğimi bilemedim, ama burada bir şeylerin olduğunu biliyordum.
I don't know how to describe it.
Bunu nasıI tarif edeceğimi bilmiyorum.
I don't even know how to describe it.
Bunu nasıl tarif edeceğimi bile bilmiyorum.
I don't know how to describe it.
Nasıl tarif edeceğimi bilemiyorum.
I don't know how to describe it, but it's more simple.
Nasıl tarif etsem bilmiyorum ama daha çok sadelik.
When you see the stern where 1, 500 people had died, I don't really know how to describe it.
1500 kişinin öldüğü kıç bölümünü gördüğümde onu nasıI tarif edeceğimi bilemedim.
I don't even know how to describe it, Brooke.
Bunu nasıl tanımlayabileceğimi bile bilmiyorum Brooke.
I really don't know how to describe it accurately... but whatever it is, it's flaring the lens.
Bunu nasıl düzgün anlatabileceğimi bilmiyorum... ama her ne ise, objektifi yakıyor.
I don't know how to describe it.
Nasıl desem bilmiyorum.
I don't know how to describe it, but it was just like dread.
Nasıl anlatacağımı bilmiyorum ama dehşetti.
I don't know how to describe it.
Nasıl tarif edilir bilmiyorum.
I don't know how to describe it, but I just knew it was over.
Nasıl açıklayacağımı bilmiyorum ama o anda her şeyin bittiğini biliyordum.
I feel more... oh, I don't know how to describe it.
Kendimi daha çok....... nasıl söylesem..
I don't even know how to describe it.
Bunu nasıl anlatacağımı bile bilemiyorum.
Well, I don't know how to describe it.
Şey, bilemiyorum nasıl anlatsam.
I don't know how to describe it.
Nasıl tanımlanır bilmiyorum.
I don't even know how to describe it.
Nasıl tarif edeceğimi bile bilmiyorum.
I Don't Even Know How To Describe It.
Nasıl tarif edeceğimi bilmiyorum.
I don't know how to describe it.
Bu hissi nasıl anlatsam bilemiyorum.
I don't know how to describe it,
Nasıl tanımlayacağımı bilemiyorum.
My heart is pounding, and I feel like... I don't even know how to describe it.
Kalbim çarpıyor ve kendimi nasıl tarif edebileceğimi bilemiyorum.
Well, I don't know how to describe it. I mean, she's in the room, but it's as if she's not really in the room at all.
Bunu nasıl açıklayacağımı bilmiyorum, şu an odada ama sanki değil.
I don't know how to describe it.
Nasıl anlatsam, bilmiyorum.
I don't know how to describe it.
Nasıl anlatacağımı bilmiyorum.
I don't know how to describe it. It's like she's a zombie walking around in a trance.
Kendinden geçen bir zombi gibi geziniyor.
I don't know how to describe it- - something's not quite right.
Nasıl tarif edeceğimi bilmiyorum- - Bir şeyler doğru değil.
I don't even know how to describe it.
Nasıl tarif edebileceğimi bile bilemiyorum.
I just- - I don't know how else to describe it.
Daha iyi nasıl açıklarım, bilmiyorum.
I don't know how to describe voices, but I think I'd recognize it if I heard it again.
Sesini nasıl anlatabilirim bilmiyorum ; ama tekrar duysam tanırım herhalde.
I don't know how to describe it.
Nasıl anlatılır bilemiyorum.
I don't know how else to describe it... enraged.
Başka nasıl tarif edeceğimi bilmiyorum, çileden çıkmış gibiydi.
I don't know how to describe it.
Nasıl anlatacağımı bilemiyorum.
I don't know how to describe it, exactly.
Tam olarak nasıl tarif edeceğimi bilemiyorum.
I don't know how to describe it.
Nasıl anlatabilirim bilemiyorum.
I don't know how to describe it.
Ben bunu açıklamak için nasıl bilmiyorum.
I'm learning about space and all the celestial objects, and, you know, how there are planets and solar systems... and sometimes there could be, you know, multiple universes, but people don't know how to describe that yet, but it's a new theory,
Uzay ve gökyüzündeki bütün objeleri. Bilirsin ya nasıl gezegenler ve güneş sistemleri olduğu... ve bazen birden çok galaksi olabilir. İnsanlar bunu henüz nasıl tanımlayacağını bilmiyor ama yeni bir teori var..
I don't know how to describe it other than it felt as if the life was being drawn out of me through them.
Nasıl tarif edebilirim bilmiyorum ama onlarla hayat ruhumdan çekiliyor gibiydi
- I don't know how to describe it.
- Nasıl tarif edeceğimi bilmiyorum.
I don't know how to describe it.
Nasıl tarif edeceğim, bilmiyorum.
I don't know - - I don't know how to describe it, but he was... He tied one of'em up and...
Nasıl tarif edilir bilmiyorum ama o sanki birini bağlamıştı ve onu kesiyordu.
I don't know how to describe it.
Nasıl tarif edebileceğimi bilmiyorum.
I don't know how to describe it, but it felt wrong.
NasıI tarif edeceğimi bilmiyorum ama yanlış geldi.
I don't know quite how to describe it, but I... started seeing flashes of things that could happen to her.
Ama onun başına gelebilecek şeylerin anlık görüntülerini görmeye başladım.
I don't know how to describe it, but- -
Nasıl anlatsam bilemiyorum...