English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I don't know what i'm saying

I don't know what i'm saying translate Turkish

355 parallel translation
Honey, I don't know what you're saying this for but I know you don't mean it.
Canım, neden böyle yapıyorsun bilmiyorum ama söylediklerinde ciddi değilsin.
I don't know what I'm saying.
- Ne söylediğimin farkında değilim.
Because I don't know what I'm saying?
Ne söylediğimi mi bilmiyorum? İnan bana biliyorum ne söylediğimi.
I don't know what I'm saying.
Ne dediğimi bilmiyorum.
I'm so nervous, I don't know what I'm saying.
Çok gerginim, ne dediğimi bilmiyorum.
You don't even know what I'm saying.
Ne dediğimi bile anlamıyorsunuz!
I'm in such a state today I don't know what I'm saying.
Bugün öyle bir haldeyim ki ne dediğimi bile bilmiyorum.
Young man, I don't quite know what you're saying, but I know I don't like it.
Genç adam, söylediklerini tam olarak anlamıyorum, fakat hoşlanmadığımı biliyorum. Beni geri götür!
I don't know what I'm saying anymore!
Artık ne söylediğimi bilmiyorum!
I don't know what he's saying, but I don't like it!
Ne dediğini anlamadım, ama hiç hoşuma gitmedi bilesin!
I don't know what she's saying.
Söylediklerini anlayamadım.
What I'm saying is, I don't know what that jury is gonna think.
Jürinin ne diyeceğini bilmiyorum.
I don't know what you're saying, but whatever it is, the answer is no.
Ne söylediğini anlamıyorum. Ama her neyse cevabım hayır.
Well, I don't know much about nuclear physics, but from what I could make out, Cleaver was saying the whole project could go up, worse than Chernobyl.
Ama Bay Cleaver'ın söylediklerinden anladığım kadarıyla, bu proje Çernobil'den daha kötü olabilirmiş.
Sometimes, I don't know any longer what I'm saying.
Bazen ben ne dediğimi bilmez oluyorum.
It's early. I know, but I have a 10 : 00 dentist appointment at 9 : 00, and it's been a very long evening, and I don't know what I'm saying.
- Biliyorum, hayatım, ama dişçimle saat 10 randevusuna dokuzda gitmem gerekiyor, ve çok uzun bir geceydi.
I haven't had anything to eat in two days, and I'm just so hungry I don't know what I'm saying...
çok açım,.. Ben ne diyeceğimi bilmiyorum.
I don't know what I'm saying
Ne dediğimi bilmiyorum.
I don't know what I'm saying.
Ne söylediğimi bilmiyorum.
Gee, I don't know what I'm saying anymore.
Artık ne dediğimin bile farkında değilim.
I don't know, Miss, if you appreciate... the seriousness of what you're saying.
Söylediğiniz şeyin ne denli ciddi olduğunun farkında mısınız, bilmiyorum hanımefendi.
I don't quite know what I'm saying.
Neden bahsettiğimi ben de pek anlamıyorum.
I don't know what I'm saying.
Ne söylediğimin farkında değilim.
I don't know what I'm saying.
Ne demek istediğimi bilmiyorum.
This kid is and I'm just saying this because I don't know what the hell else to say he's a very smart....... you know, an ingenious guy that I think is one of the greatest guys I ever slept with, you know what I mean?
Bu çocuk... bunu söylüyorum, çünkü söyleyecek başka bir şey bulamıyorum... çok akıllı... ve marifetli bir çocuk... sanırım, yanında yattığım en mükemmel erkeklerden biri, anlıyor musun?
- Don't you know what I'm saying?
- Ne dediğimi anlamıyor musun?
I don't know what I'm saying.
Ne söylediğimi ben de bilmiyorum.
I don't even know what you're saying.
Ne dediğinizi bile anlamadım.
I don't know what I'm saying
Artık ne söylediğimi bilmiyorum.
Don't know what I'm saying.
Ne dediğimin farkında değilim.
I don't think you know what you're saying no to when you say no to Fernando Portacarrero.
Sanırım Fernando Portacarrero'a hayır derken neye hayır dediğinin farkında değilsin.
I don't know what I'm saying.
Ne söylediğimi bile bilmiyorum.
My man don't like talking about himself, you know, where he comes from, any of that mess, you know what I'm saying?
Adamım kendinden bahsedilmesinden hiç hoşlanmaz. Yani nereli falan olduğunu sorman gibi.
WHEN I SAY I'M WITH YOU, I DON'T MEAN IT LIKE AN EXPRESSION LIKE I'M SAYING I KNOW WHAT YOU MEAN.
Seninle aynı fikirdeyim dediğimde, senin ne demeye çalıştığını anlıyorum gibi bir ifadeyi kastetmiyorum.
No, Harvey, I don't know what you're saying, but I'm sure it's disgusting.
Hayır, Harvey, ne diyorsun bilmiyorum ama eminim iğrençtir.
I don't know what I'm saying anymore.
Ne dediğimi bilmiyorum artık.
I'm saying exactly what we've been always saying to each other that it's a big problem for me to have a child, I don't know, which culture could be best for him, or for her.
[ermenice konuşmalar] ne anlatıyorsun?
I'm drunk. I don't know what I'm saying.
- Sarhoşum.
I Don't Even Know What I'm Saying Anymore.
Artık ne söylediğimi bile bilmiyorum.
Imagine that director telling me I'm overacting in the first scene... and I don't know what I'm saying.
Yönetmenin bana ilk sahnede abartılı oynadığımı söylediğini düşünebiliyor musun... ve ne söylediğimi bilmediğimi.
But, I mean, he could've had anybody, basically, is what I'm saying. But I don't know. Suzanne, blond.
Ama bu kız, Suzanne, sarışın, bilmiyorum.
- I don't know what I'm saying.
- Ne dediğimi bilmiyorum.
I suppose I could tell you I just saw fresh paw prints out there which make me think they're already thinking about feasting in here, but I don't want to answer you because when you question me, you are saying to me that I don't know what I'm doing.
Sanırım söyleyebilirim ki dışarda taze pençe izleri gördüm bu da bana burada ziyafet düşündüklerini söylüyor, ama sana yanıt vermek te istemiyorum çünkü beni sorguladığında, bana ne yaptığımı bilmediğimi söylemiş oluyorsun.
I'm sorry, you know? No, that's not what I'm saying. I'm saying I don't need a limousine to know who I am, alright?
Eğer şarkılarımı sevmiyorsan, ben de söylemem.
I don't know. It's not exactly an exact science, you know what I'm saying.
Bilmiyorum, kesin bir bilim değil bu.
I don't know what I mean, but I know what I'm saying.
Ne dediğimi biliyorum. Söylediğimin anlamını bilmiyorum.
Because, ya know, I don't like hassling with assholes, you know what I'm saying?
Çünkü götlerle uğraşmayı sevmem, anlatabildim mi?
Don't let her walk out with a bad attitude...'cause if you do, you spend the next week... wondering if she's getting her fuck on with somebody else... you know what I'm saying?
Buradan sinirli bicimde gitmesine engel ol. Cunku olmazsan butun haftayi acaba... simdi baskasiyla mi yatiyor diye dusunerek... gecirirsin anlatabiliyor muyum?
What they're saying is that they know law and I don't, they're real lawyers and I'm not. They're just trying to humiliate me.
Sırf beni aşağılamaya çalışıyorlar.
I'm so nervous I don't know what I'm saying.
Şu ara çok heyecanlıyım. Ağzımdan çıkanı kulağım duymuyor.
If you don't answer thoroughly, things are going to get tougher, and you know what I'm saying.
Şu anda tutuklusun. Eğer sorularıma... cevap vermezsen işin zorlaşır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]