I don't know your name translate Turkish
612 parallel translation
I don't know you. What's your name?
Sizi tanımıyorum.
I don't even know your name.
Adını bile bilmiyorum.
Look here, Sir... I don't even know your name.
Bakın, efendim... daha adınızı bile bilmiyorum.
I don't want to know your name.
İsminizi bilmek istemiyorum.
I don't doubt you know your own daddy's name.
Herhalde öz babanın adını biliyorsundur.
I don't know why I associate with you, Mr. Barnard or Mr. Chalmers Bryant or Mr. Embezzler, or whatever your name may be.
Neden sizinle arkadaşlık ediyorum bilmem Bay Barnard, ya da Bay Chalmers Bryant... ya da Bay Dolandırıcı, ya da adınız her neyse.
- But I don't even know your name.
- Adınızı bile bilmiyorum.
- I'm afraid I don't know your name.
- Korkarım adınızı bilmiyorum.
Stanley, do you realize, I don't even know your last name? G
Stanley, daha soyadını bile bilmediğimin farkında mısın?
I'm afraid i don't know your name. Bulic.
- Adınızı hatırlayamadım.
I think you're all right, but I don't even know your name.
Seni sevdim. Bence iyi birisin, ama daha adını bile bilmiyorum.
I beg your pardon, but... we're looking for a man, and I'm afraid we don't know his name.
Özür dilerim, ama bir adama bakmıştık ama maalesef adını bile bilmiyoruz.
I don't even know your name.
Daha adını bile bilmiyorum.
I don't believe I know your name, sir.
Tanıştığımızı sanmıyorum, bayım.
I don't even know your first name, Congresswoman darling.
Senin daha adını bile bilmiyorum, milletvekilim sevgilim. - Phoebe.
- I don't even know your name.
- Adını bile bilmiyorum.
You know everything about me, practically from the time I was born... and I don't even know your first name.
Siz neredeyse doğduğum andan beri benim hakkımda her şeyi biliyorsunuz ama ben sizin ilk adınızı bile bilmiyorum.
- I don't know your name.
- Adını bile bilmiyorum.
I don't even know your name
Adını bile bilmiyorum.
But I don't even know your name.
Ben adınızı bile bilmiyorum.
Well, I don't know your name.
- Ama ben sizin isimlerinizi bilmiyorum. Merhaba.
I don't know your name.
Henüz isminizi bilmiyorum.
- I don't know your first name.
- Ama ilk adınızı bilmiyorum.
I don't know your name But I'm a-stakin'my claim
I don't know your name But I'm a-stakin'my claim
That bus stop will be coming up soon and I don't even know your name.
Otobüs durağına varmak üzereyiz ve adını dahi bilmiyorum.
Now I can give you the name of your bishop if you don't know it.
Şimdi, eğer bilmiyorsanız, piskoposunun adını verebilirim.
- I don't know what your name is but...
- Adın ne bilmiyorum ama...
I don't even know your name.
Senin adını bile bilmiyorum.
I don't know your name.
Senin ismini bilmiyorum.
I don't know your name.
Adınızı bile bilmiyorum.
I don't know whether it was a misunderstanding or a mistake, but all of your people were introduced under your name.
Yanlış anlama mı oldu, hata mı oldu bilmiyorum? ... oradakilerin hepsi sizin isimlerinizle tanıştırıldılar.
I don't even know your first name. MAN :
- Adını bile bilmiyorum senin.
I'm afraid I don't even know your name.
Korkarım adınızı bile bilmiyorum.
I'd i ntroduce You two, only i Don't know your name. No need.
Sizi tanıştırırdım ama adınızı bilmiyorum.
I don't want to know your name.
Ben de senin adını bilmek istemiyorum.
I don't know your name.
Adını bilmiyorum.
And I don't even know your name!
Ve ismini bile bilmiyorum!
And yet I don't even know what your name is.
Ve ben daha adını bile bilmiyorum.
I don't even know your name.
Hatta adını bile bilmiyorum.
- I don't even know your name.
- Adınızı bile öğrenemedim.
By the way, Gramps, I still don't know your name.
Bu arada ihtiyar. - Adını hala bilmiyorum.
Oh, that's right. I don't even know your name.
İyi ama, sizin adınız nedir?
I'm confused, I don't even know your name... or where you are from.
Çok şaşırdım, isminizi bile bilmiyorum... yada nerden geldiğinizi?
Thanks to this lady, I don't even know your name...
Çok sağolun, Adınızı bile bilmiyorum...
We've been together a fortnight and I don't know your first name.
İki haftadır birlikteyiz ama daha adını bile bilmiyorum.
I don't know your first name.
Adını bilmiyorum.
I don`t even know what your name is.
Daha adını bilmiyorum.
I'm here, waiting, ready to follow you, and I don't even know your name.
Buradayım, bekliyorum, seni izlemeye hazırım, ama adını dahi bilmiyorum.
But I'm afraid I don't know your real name.
Ama korkarım gerçek isminizi bilmiyorum.
I don't even know your name.
Adını bile bilmiyorum hala.
I don't know your name, stranger, but your face is familiar.
İsmini bilmiyorum yabancı ama yüzün tanıdık.