English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I don't remember you

I don't remember you translate Turkish

2,489 parallel translation
I don't know if you've felt it before but... the last romantic thing I can remember doing, bro, you know, like I say, it's been a while, and I wined and dined her, you know, did the whole nine yard thing.
Sen de yaşadın mı bilmem ama Yapıp hatırlayabildiğim son romantik şey Daha önce de söylediğim gibi
Never heard of either of them. And I imagine you don't remember going to a cardiologist a few days ago?
3 gün önce kardiyologa gittiğini de hatırlamadığını varsayıyorum?
I don't remember enough to prove I didn't, and you've shown me enough to prove I did.
- Yapmadığımı ispatlayamadım. Sen yaptığımı ispatladın.
And you remember I don't eat, don't ya?
Sen de yemek yemediğimi unutmadın, değil mi?
I don't think you remember what people are really like.
İnsanların nasıl olduğunu hatırladığını sanmıyorum.
If you can overlook the things I've done, and forgive me for them, I don't want to remember.
Yaptıklarımı sen unutabilsen beni affedebilsen bile ben hatırlamak istemiyorum.
I guess you don't remember.
Sanırım anımsamıyorsun.
I don't remember you there.
- Tabi ki oradaydım. Kaçtım.
- Let me just get this straight. # You want me to sign off on some 25 year-old, idealistic piece of bullshit that I don't even remember?
Bakalım doğru anlamış mıyım, sen 25 yıl önce yazıdığımı bile hatırlamadığım idealistçe yazılıp yarım kalmış bir kağıt parçasını tamamlamamı mı istiyorsun?
No, I mean, I don't remember you.
Hayır, yani seni hatırlamıyorum.
I don't remember you having problems.
Senin sorunlarının olduğunu hatırlamıyorum.
I don't know if you remember me.
Beni hatırlar mısınız bilmem.
I don't want to see you- - you know, I want to remember you happy.
Seni... seni mutlu halinle hatırlamak istiyorum.
But I want to tell you, I don't remember doing any of it.
Ama yaptığım şeylerin hiçbirini hatırlamadığımı sana söylemek istiyorum.
I'm not surprised you don't remember.
Hatırlamamanıza şaşırmadım. Hatırlıyorum.
I don't remember you being...
Senin pek dinine düşkün bir...
Yeah, I don't know how well you remember this, but apparently I guess I was kind of an asshole in high school.
Evet, bunu ne kadar hatırlarsın bilmiyorum ama sanırım lisede biraz pisliktim.
I don't remember the impact. It was instinct, you know, turning away from the gun.
Çarpma anını hatırlamıyorum, sadece bana doğrultulmuş bir silahtan kaçıyordum.
Now if you boys don't remember anything else I say, remember this... it's not what you are, it's what people think you are.
Söylediğim hiçbir şeyi hatırlamazsanız bile en azından şunu unutmayın olay ne olduğunuz değil, insanların ne olduğunuzu düşündüğüdür.
We met briefly, exchanged- - I don't know if you remember,
Kısaca tanışmıştık. Hatırlıyor musun bilmem ama bende güçlü bir intiba bırakmıştı.
I remember my father telling me that there are certain moments in life so precious you don't wanna let them slip away too quickly.
Babamın bana hayatta bazı değerli anlar olduğunu.. hemen bitmesini istemeyeğin kadar... değerli olduklarını söylemişti.
You didn't do it, or you don't remember doing it, considering the empty bottle of bourbon I found underneath your front seat?
Yapmadın mı yoksa ön koltuğun altında bulduğum boş viski şişesi yüzünden yaptığını mı hatırlamıyorsun?
I don't remember you being assigned to patrol.
Yoktu zaten.
You guys so remember me, and I don't remember you.
Tabii ki beni hatırlarsınız ama ben sizi hatırlamıyorum.
♪ I wish nothing but the best for you, too ♪ Don't forget me, I beg ♪ I remember you said
İleride çekimlerde yaşanan bazı komik anlar gösterilmektedir.
I'm disappointed you don't remember me, considering you patented my brain.
Beni hatırlamaman, hayal kırıklığına uğrattı beynimin patentini almış olmanı göz önünde bulundurursak.
And plus, it's... it's a lot more effort to try and remind you, and I don't even know if you're gonna remember.
Ayrıca seni arayıp hatırlatmak çok zahmetli bir iş ve tekrar hatırlayabileceğinden bile emin değilim.
We've met also, but I don't expect you to remember.
Seninle de tanışmıştık ama hatırlamanı beklemiyorum.
You do remember what I do best, don't you?
Yaptığım en iyi işi hatırlıyor musun?
I know you won't. You don't seem to remember anything that's happened.
Neler olduğunu hatırlamıyor gibisin.
I don't care that you don't remember where you are. Oh.
Nerede olduğunu hatırlamaman umrumda bile değil.
I don't really remember dating you last time, but if you're going to take a girl to a nice restaurant, a great show...
En son ki buluşmamızı hatırlamıyorum.
And I'm going to say this as honestly and politely as I can. I don't remember ever meeting you or who you are or anything about you.
Olabildiğimce dürüst ve nazikçe söylemeliyim ki... seninle tanıştığımı bile hatırlamıyorum veya kim olduğunu ya da senin hakkında herhangi bir şey.
You know, I don't remember these at all.
Bunların birçoğunu hiç hatırlamıyorum.
I don't know if you remember me.
Beni hatırlıyor musunuz, bilmiyorum.
If you don't remember, I can have your buddy Rob corroborate for me.
Eğer hatırlayamadıysan, arkadaşın Rob şahidim olabilir.
I don't know if you all remember, But yesterday you had some fun at my expense,
Bilmem hepiniz hatırlıyormusunz, ama dün benim giderlerimle dalga geçmiştiniz,
You remember Glen, don't ya, Bill?
Glen'i hatırlıyorsun, değil mi Bill?
I can't believe you don't remember.
Hatırlamadığına inanamıyorum.
I don't know if you remember me, but we met a while ago at your support group.
Beni hatırlıyor musunuz, bilmiyorum ama kısa süre önce destek gurubunuzda tanışmıştık.
And if you don't make me look good in front of Nora, just remember : I've got dirt on each of you, and I am not afraid to spill it.
Beni Nora'nın karşısında mahçup duruma düşürürseniz şunu unutmayın ki hepinizin kirli çoraplarını biliyorum ve bunları ortaya dökmekten çekinmem.
No. Don't you remember what you said to me when I was a kid?
Bana çocukken ne dediğini unuttun mu?
You don't remember the last thing you said to me when I was a kid?
Çocukken bana söylediğin son şeyi hatırlamıyor musun?
I don't suppose you remember his name?
Sanırım adını hatırlamıyorsun?
- Sorry, I don't remember you on my schedule.
Üzgünüm, sizi hatırlayamadım.
Shall I tell you something else you don't remember? - While you were having this taken I was there too. .
Size hatırlamadığınız başka bir şey daha söyleyeyim mi?
- I honestly don't remember you.
- Valla, bense seni hiç hatırlamadım.
Why don't you guys go driving around handing out tickets to people who don't deserve them, because if I remember correctly, that's sort of your boyfriend's thing.
Neden etrafta dolanıp da millete haketmedikleri cezalar yazmıyorsunuz çünkü yanlış hatırlamıyorsam, erkek arkadaşın bu tarz işlerle meşgul.
I don't have to ask if you remember Dobrashin Garasovic, do I?
Dobrashin Garasovic'i hatırlıyorsun değil mi?
You're right, I don't remember you.
Aynen öyle, seni hatırlamadım.
I am sure you don't remember when was the last time you lied.
Ben hatırlamıyorum eminim son kez ne zaman yalan söyledim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]