I don't think so translate Turkish
15,353 parallel translation
I... don't think so.
Ben öyle düşünmüyorum.
I don't think so.
Öyle düşünmüyorum.
No, I don't think so.
Hayır, asmadım.
I don't think so.
Üstünde çok kötü durduğunu mu?
I don't think so. Whoo!
Hiç sanmıyorum.
I don't think so.
- Sanmıyorum.
- I don't think so.
- Sanmıyorum.
I don't think so, either.
Bence de olamaz.
I don't think so, Mom.
Hiç sanmıyorum anne!
No, I... I don't think so.
Yoo, hiç zannetmiyorum.
I-I don't think so. Yeah.
- Sanmıyorum.
I been trying to think of the right thing to tell you to make you feel better, but I know it don't work that way, so, here's the thing.
Daha iyi hissetmen için sana söylenecek en doğru şeyi düşünüyordum ama biliyorum ki bu şekilde işe yaramayacak.
Have evidence I lied? No, I don't think so.
- Yalan söylediğime dair kanıt mı?
I'm sorry, I don't think so.
Üzgünüm, hiç sanmıyorum.
No, I don't... I don't think so.
Hayır, içeride olduğunu sanmıyorum.
I don't think so.
Pek sanmıyorum.
I don't think my relationship can take another minute of stalker brain, so I'll take either.
İlişkimin bu saplantılı beyne biraz daha dayanacağını sanmıyorum, ikisine de razıyım.
Well, I don't think so.
Hayır, sanmıyorum.
Oh, I don't think so!
- Hiç sanmıyorum!
I don't think so.
Sanmıyorum.
You know, I don't think so.
Şimdi olmaz.
- Don't think that I'm so weird.
- Tuhaf biri olarak -
So please don't be offended when I say this, but, uh, I think I need to talk to my lawyer.
Bu yüzden sakın alınmayın ama galiba avukatımı istiyorum.
I don't think so.
Hiç sanmam.
In fact, I don't think you ever paid up for last year, so you actually owe me $ 4.26.
Aslında geçen senekini de ödediğini sanmıyorum, yani bana 4.26 dolar borçlusun.
No, I don't think so.
Hayır. Sanmıyorum.
I don't think so.
Hiç sanmıyorum.
Yeah, I don't think so.
Hayır, sanmıyorum.
I don't think so. [laughs]
Ben öyle sanmıyorum.
I don't think so.
Tanıdığımı sanmıyorum.
I don't think so, Pops.
Rüyanda görürsün, babalık.
I don't think so.
- Sanmam.
No, I don't think so.
Sanırım hayır.
- Yeah, I don't think so.
- Hiç sanmıyorum.
No, I don't think so.
Yok, zannetmiyorum.
No, I don't think so.
Hayır, istemiyorum.
So, I don't think of it so much as peaceful as a place of profound legacy.
Bu yüzden böyle derin bir mirasa sahip olan bir yer bana huzur dolu olarak gelmiyor.
I don't think so.
Sanmıyorum
I don't think so.
Ben öyle düşünmüyorum.
No, I don't think so.
Hayýr, sanmýyorum.
So you don't think I could shake some trees around the department and watch a few dirty cops fall from the limbs?
Departmanı biraz sallayıp birkaç kirli polisi elime düşüremeyeceğimi mi sanıyorsun?
- I don't think so.
- Hiç sanmıyorum.
But I don't think so.
Ama öyle düşünmüyorum.
I don't think so.
Hayır, sanmıyorum.
My life is going great right now, so I don't know if you think my life isn't going great because I am fine.
Şu an hayatım harika gidiyor, yani nasıl düşündün emin değilim hayatımım pek iyi gitmediğini ama iyiyim.
Yeah, I don't think so.
Hiç sanmıyorum.
I think you need these more than I do. I don't think so.
- Bence, bu benden çok sana lazım.
- Well, actually, I made a few additions, so, maybe a little more than that. But I don't think it's the size of a man's home that defines him.
Aslında birkaç ekleme yaptım, o yüzden belki ondan biraz fazladır ama erkeği tanımlayan şeyin evinin büyüklüğü olduğunu düşünmüyorum.
- I don't think so.
- Haıyr öyle değil.
- What about surveillance? - I don't think so.
- Gözetleme olayı nasıl olur acaba?
I don't think so, General.
Hiç sanmıyorum general.
i don't think so either 27
i don't care how long it takes 27
i don't speak russian 17
i don't know 71756
i don't care 5140
i don't smoke 209
i don't understand 6275
i don't 12020
i don't understand what you mean 21
i don't give a shit 400
i don't care how long it takes 27
i don't speak russian 17
i don't know 71756
i don't care 5140
i don't smoke 209
i don't understand 6275
i don't 12020
i don't understand what you mean 21
i don't give a shit 400