English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I don't want to bother you

I don't want to bother you translate Turkish

153 parallel translation
But maybe you have things to do, Miss, I don't want to bother you.
Ama belki yapacak işleriniz vardır bayan. Sizi rahatsız etmek istemem.
Just one more thing... I don't want you to bother your mistress about anything, ever.
Bir şey daha var... hiçbir şey için hanımefendiyi rahatsız etmenizi istemiyorum, asla.
Why not? I don't want to bother you.
Hem sana rahatsızlık vermek istemem hem de onunla beraberim.
- I don't want to bother you...
- Sizleri rahatsız etmek istemem...
I don't want to bother you, but I have to insist, for your own good.
Canını sıkmak istemiyorum ama ısrar etmek zorundayım. Kendi iyiliğin için.
- No, thanks, I don't want to bother you.
- Hayır, sizi rahatsız etmek istemem.
I'd sure like to, but I don't want to bother you any.
Kalmak isterim ama size zahmet vermek istemem.
I don't want to bother you.
Seni rahatsız etmek istemem.
You surely don't think I want to bother you too?
Benim de sizi rahatsız etmek istediğimi düşünmüyorsunuz, değil mi?
IT'S SUPPOSED TO BE VERY GOOD FOR THAT SORT OF THING. OH, I DON'T WANT TO BOTHER YOU, MISS.
Size zahmet vermek istemem, bayan.
I don't want to bother you but I don't think you'll be five for long.
Seni rahatsız etmek istemiyorum..... ama uzun süre beşinci kişi olabileceğimi sanmıyorum.
I don't want to bother you.
Sıkıntı vermek istemem.
I don't want to bother you.
Seni sıkmak istemedim.
Don't bother to ask any questions, because I want you to go.
Sakın itiraz etmeye kalkma, çünkü gitmeni istiyorum.
I don't want to bother you.
Başınızı belaya sokmak istemem.
Usually we all bring something I don't want to bother you
Genelde hep bir şeyler getiririz. Sizi rahatsız etmek istemem.
I don't want to bother you.
Rahatsız etmek istemem.
I don't want to bother you You've been traveling for a long time
Sizi meşgul etmek istemem uzun zamandır yolda olmalısınız
I sure don't want to bother you with that now.
Sizi şimdi meşgul etmek istemem.
I don't want to bother you.
Sizi rahatsız etmek istemiyorum.
I don't want to bother you.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim.
And I don't want to bother you with a lot of meteorological mumbo-jumbo, but the fact is, you see, whether we like it or not, fog, it moves.
Size bir sürü meteorolojik saçmalık anlatmak istemiyorum ama gerçek şu ki, hoşlansak da hoşlanmasak da, sorun sis - hareket ediyor.
I don't want to bother you.
Sizleri sıkmak istemem.
But if it's going to bother you, I don't want to...
Ama eğer size sıkıntı verecekse, rahatsız etmek is...
I don't want to be a bother to you.
Sizi rahatsız etmek istemem.
I don't want to bother you.
- Rahatsız etmek istemiyorum seni.
I want to go in the air. The waiters don't bother you?
Garsonlar rahatsız etmiyorlar mı seni?
- I don't want to bother you.
- Ben sizi rahatsız etmek istemedim.
Just enjoy. I don't want to bother you.
Keyfinize bakın, rahatsız etmek istemiyorum.
I don't want you ever to bother me again.
Bir daha asla beni rahatsız etmeni istemiyorum.
General, I don't want to bother you anymore or your family.
General, sizi daha fazla rahatsız etmek istemiyorum.
Thank you, but I don't want to bother you.
Teşekkürler ama size rahatsızlık vermek istemem.
Don't bother,'cause I never want to see you again.
Zahmet etme, çünkü seni bir daha görmek istemiyorum.
I don't want to bother you...
Size sıkıntı vermek istemem...
I don't want to bother you.
Yakınlardaydım da... 43 yaşındayım. Rahatsız etmek istemezdim.
- I don't want to bother you.
- Zahmet etmeni istemedim.
I don't want to bother you, but... can you write me a poem for Beatrice?
Sizi rahatsız etmek istemiyorum ama... Beatrice için bir şiir yazar mısınız?
I don't want to bother you, but, listen, my brother is... It's a difficult situation because what we tried to do here is...
Başınızı ağrıtmak istemem ama kardeşim biraz...
I DON'T WANT TO BOTHER YOU.
Sizi rahatsız etmek istemem.
I don't want to bother you but the boys'clothes are all mixed up.
Rahatsız etmek istemem... ... ama oğlanların elbiseleri karışmış.
I don't want to bother you with it.
Sizi bunlarla sıkmak istemem.
we don't want to bother you - i'd love to see how you're settled.
Rahatsız etmeseydik. - Evinizi şöyle bir görmek isterdim doğrusu.
- I don't want to bother you...
- Seni rahatsız etmiş olmayayım...
I don't want to bother you, but really.
Canını sıkmak istemiyorum ama bu gerçekten inanılmaz bir şey.
- Nothing. I don't want to bother you.
Yok bir şey, seni rahatsız etmek istemiyorum.
I just don't want to bother you with all that.
Yalnızca seni bunlarla sıkmak istemiyorum.
I don't want to bother you.
Seni rahatsız etmeyeyim.
I don't want to bother you.
Sorun olmaz değil mi?
No, I don't want to bother you in your private time at home!
Sizi evde özel bir anınızda rahatsız etmek istemiyorum. Olmaz.
I don't expect you to want to talk to me or anything so I'm not gonna bother you and give you a hard time camp outside your place and stalk you and you know...
Benimle konuşmanı ya da öyle birşeyleri beklemiyorum yani canını sıkıp zorluk çıkarmayacağım evinizin orada kamp kurup sızmaya falan çalışmayacağım.
I don't want you to bother me again.
Beni bir daha rahatsız etmeni istemiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]