English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I don't want to talk to you

I don't want to talk to you translate Turkish

1,102 parallel translation
It's deputy! And I don't want to talk to you!
Sen şerif değilsin ve ben senlen konuşmuyorum.
But if I wasn't, I'd fight you right now, so I don't want to talk to you.
Ben silahşör değilim, ama olsaydım... Sizinle şimdi hesaplaşırdım sizinle konuşmak istemiyorum.
Now, I know you don't want to talk about what happened, but there are times when it's best to let things out.
Şimdi, olanlar hakkında konuşmak istemediğini biliyorum ama en iyisinin içindekileri salmak olduğu zamanlar vardır.
Listen, you can talk to him later, I mean, we don't want to keep the headmaster waiting.
Sonra da konuşabilirsin. Müdürü bekletmeyelim.
I don't want to talk about him, not when I'm with you.
Seninleyken onun hakkında konuşmak istemiyorum.
- I don't want to talk to you.
- Seninle konuşmak istemiyorum.
- I told you, I don't want to talk about him.
Onun hakkında konuşmak istemiyorum.
You know what I want to talk about, don't you?
Neden bahsetmek istediğimi biliyorsun, değil mi? Hiçbir fikrim yok.
If you don't want to talk to me in that way then I think I should go.
Benimle o tarz konuşmak istiyorsan gitmeliyim.
I don't want to be here when you talk to Dad about your crazy ideas.
Babama deli saçması fikirlerini açtığında burada olmak istemiyorum.
And now you don't even want me to talk? I hate you!
Sorun falan yok artık.
I don't know why I want to talk to you about it.
Nedenini bilmiyorum.
I don't want to talk to you. I don't wanna say anything to you.
Seninle konuşmak istemiyorum.
I don't know what it is, but the more I talk to you... the more I feel like you just don't want to go along with me.
Neden bilmiyorum, ama seninle konuştukça... yanımda olmak istemediğini hissediyorum.
Please, I don't want to talk about this with you.
Lütfen, bu konuyu seninle tartışmak istemiyorum.
I don't want you to talk about my father that way.
Babamdan bu şekilde bahsetmeni istemiyorum.
I know you don't want to talk.
Konuşmak istemediğini biliyorum.
OH, DON'T YOU THINK I HAVE OTHER PEOPLE WHO WANT TO TALK TO ME?
Benimle konuşmak isteyen... senden başka kimse yok mu sanıyorsun?
I don't talk to her every goddamned day of anybody's life, and you can do whatever you want.
Onunla her gün konuştuğum falan yok. Sen de istediğini yap.
If you knew anything about sports, there's about 6 teams up here, so I don't want to talk about it, OK?
Spordan anlasan burada altı takım olduğunu bilirdin. Ama bunu konuşmak istemiyorum, tamam mı?
Now I'm warning you, he's my son, and I don't want to talk about it.
Bak, o benim oğlum ve bu konuyu konuşmak istemiyorum. Tamam.
Every time I ask a question, you don't seem to want to talk about it.
Ne zaman bir şey sorsam konuşmak istemiyorsun. - Onlar geçmişte kaldı.
I don't even want to fuckin'talk to you right now.
Şu anda seninle konuşmak istemiyorum.
I don't want you to talk to them
Onlarla konuşmanı istemiyorum.
- I don't want to talk to you no more.
- Daha fazla konuşmak istemiyorum.
- I don't want to talk to you.
— Seninle konuşmak istemiyorum.
I don't want to talk out of turn, but you should put this town on alert.
Felaket tellallığı yapmak istemem, ama kasabayı alarma geçirsen iyi olur.
That is true, too. I didn't consider that. Why don't you give me a call at DC 101 if you want to talk about this.
Evet bu da doğru, bunu düşünmemiştim, eğer bu konu hakkında konuşmak istiyorsanız neden DC 101'i aramıyorsunuz?
The truth is I don't want to talk to you anymore
Gerçek olan seninle bir daha konuşmak istememem
I've tried to talk to you about what Lorien said that you have only 20 years left, but you don't want to talk about that.
Lorien'in söyledikleri hakkında, 20 yıllık ömrünün kalmış olması hakkında konuşmak istedim ama sen yanaşmadın.
I said, I don't want to talk to you.
Seninle konuşmak istediğimi söylemiştim.
Because you're either with us or against us, and I don't want to talk to people who are against us.
Merhaba Andrea. - Merhaba.
I don't want you to feel like you have no one to talk to.
Bu durumda kendini yalnız hissetmeni istemiyorum.
I don't want to talk to you.
Seninle konuşmak istemiyorum.
- No, I don't want to talk to you.
- Hayır, ben seninle konuşmak istemiyorum.
I don't care how late it gets, you want to talk this thing through.
Ne kadar geç olduğu önemli değil.
Look, Alison, I understand if you don't want to talk about it.
Bak, Alison, eğer konuşmak istemezsen anlarım.
I know you don't really want to talk to me anymore, but please listen.
Pekala biliyorum benimle konuşmak istemiyorsunuz ama yinede söylediklerimi dinlemenizi istiyorum.
What I want is your love So why don't you talk to me sweeter?
Öyleyse benimle neden daha tatlı konuşmuyorsun?
Look, whatever you've done, thanks, but I just don't want to talk about it right now.
Bak ne yaptıysan teşekkür ederim, ama şu anda bu konu hakkında konuşmak istemiyorum.
! I didn't want to talk to you before and I don't now!
Az önce seninle konuşmak istemediğimi söyledim!
I know you don't want to talk but don't let him drag you in.
Konuşmak istemiyorsun ama seni de sürüklemesine izin verme.
I don't know why you want to talk to me.
Benimle neden konuşmak istediğinizi anlamıyorum.
I don't want to talk to you about this.
Bu konuda seninle konuşmak istemiyorum. Biliyormusun? Bende bu konuda seninle konuşmak istemiyorum
I don't want you to talk.
Konuşmak istemiyorum.
I don't even want to talk to you about it.
Seninle bunu konuşmak bile istemiyorum.
Don't you want to talk about what I just said? I want to hear the birthday story.
Doğum günü hikayesini dinlemek istiyorum.
- I told you, I don't want to talk to you. - Mrs Wahl, please.
Söylemiştim, sizinle konuşmak istemiyorum.
I don't want to talk to you!
Seninle konuşmak istemiyorum.
I don't know. Do you want to talk?
Bilmiyorum.
You know, I don't really want to talk about it.
Aslında bu konuda konuşmak istemiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]