I feel like i know you translate Turkish
2,056 parallel translation
I feel like I know you.
Seni tanidigimi hic zannetmiyorum.
I feel like I know you.
Sizi tanıyor gibiyim.
I feel like I know you.
Seni tanıyormuş gibi hissediyorum.
One minute I'll just be sitting down real nice and calm and the next, I don't know, I feel like I'm gonna shit myself or I'm gonna puke or... I feel like I'm trapped in a sauna, you know?
Bir dakika gayet güzel ve sakin biçimde oturuyor oluyorum, hemen sonra, bilmiyorum, sanki altıma sıçacağım gibi geliyor ya da kusacağım gibi ya da sanki saunada kilitli kalmış gibiyim, anlıyor musun?
I don't know what it is but... I feel like you and I..... you know, we've got a really special connection.
Bunun ne olduğunu bilmiyorum ama aramızda çok özel bir bağlantı oluştu gibime geliyor.
I know you mean well, but I feel like there's just no more surprises in our marriage.
İyi niyetli olduğunu biliyorum ama artık evliliğimizde sürpriz yok gibi.
- I don't know, I just feel like eating while you're talking- -
Konuşurken ağzında bir şey çiğnemek gibi- -
And I was like, "this is it," you know, here in this really sexy way which I feel like will like help sell magazines.
Ben de derginin satışına katkıda bulunabileceğim böyle seksi bir yol olunca "işte budur" dedim.
Feel like I'm just getting to know you, Gizmo.
Seni tanımaya başlıyor gibiyim Gizmo.
I respect how you feel, Mags, and I know you love your tads, but we're gonna want to talk to them, in your presence, if you'd like.
Nasıl hissettiğini anlıyorum, Mags, ve senin çocukları sevdiğini de biliyorum, ama onlarla da konuşmak istiyoruz, istersen sende katılabilirsin.
Look, I know that you feel like you've got to be the best at what you do.
Bak, yaptığın işte en iyisi olman gerekiyormuş gibi hissettiğini biliyorum.
- You know what I feel like? - Hmm?
Nasıl hissediyorum biliyor musun?
You know, if God's so Wonderful, Why do I always feel like he's forsaken me?
biliyorsun, eğer tanrı bu kadar muhteşemse, neden kendimi sürekli onun beni yüzüstü bıraktığını hissediyorum?
I just suddenly feel like I have this new lease on things, you know?
Sadece aniden fark ettim ki, olaylara tamamen farklı bir gözle bakmalıyım, bilirsin işte...
You know, I've been doing a lot of yoga lately, so I feel like I'm peaking mentally and physically, so no problems there.
Yani zihinsel ve fiziksel olarak tavan yapmış durumdayım.
I-I just feel like you know everything about me, And I don't feel like you've shared as much.
Sen benim hakkımda her şeyi biliyorsun fakat bildiğin kadar şey paylaşmıyorsun gibi hissediyorum...
I know what it's like to be under the control of a man, to feel like you have no power and the only way to get that power back is to shut down.
Bir erkek tarafından kontrol edilmenin ve kendini güçsüz hissetmenin ne demek olduğunu tek çıkış yolunun içine kapanmak olduğunu biliyorum.
Terry Bellefleur... Sometimes I look at you... I feel like could actually turn out all right, you know?
Terry Bellefleur bazen sana bakıyorum da sanki her şey yoluna girecekmiş gibi hissediyorum.
I feel like... I'm getting to know you.
Ben artık... sizi tanıyorum gibi hissediyorum.
Sometimes, you know, I feel like I was born in the wrong time.
Bazen anlarsın ya yanlış zamanda doğduğumu düşünüyorum.
I tend to sort of want to stop because, yeah, I do, feel like a drug dealer sometimes because I'm preparing these engines for these people to go and hurt theirselves with and even though it's, you know, touch wood, not my fault, you know,
Bu işe bir son verme eğilimde olurum Bazen kendimi uyuşturucu satıcısı gibi hissediyorum Bu tip adamlar için kendilerini yaralayabilecekleri motorlar yapıyorum
I would prefer you didn't, but, for me, I feel like, I just feel like I got a choice, you know?
Bunu yapmamanı tercih ederim, sanki bir tercihim varmış gibi hissediyorum.
you know, that I feel like that because... because it's so fucking pathetic.
Çünkü böyle hissetmemin sebebi bu durumun çok zavallıca olması.
I feel like I don't even know you any more.
Seni hiç tanımamışım gibi hissediyorum.
You know what, I feel like there are so many unconventional parenting situations,
Bence geleneklere uymayan birçok ebeveynlik durumu var.
Hey Dad, I, uh... I finally feel like I'm getting to know you.
Selam baba, sonunda seni tanıyor gibi hissediyorum.
Tom, I know... now you can Photoshop me in there and make me feel like a bigger idiot. Dude, I didn't Photoshop it.
Beni de oraya fotoşopla da mutlu olayım
I know this won't make you feel better, but take it from a father who knows what it's like to let his child down.
Biliyorum bu iyi hissetmeni sağlamayacak. Ama çocuğunun böyle olmasına izin veren bir baba kim bilir nasıl haldedir.
I just feel like it's the end of something really good, you know?
Sanki güzel bir şeyin sonuymuş gibi geliyor.
We're gonna be competing tonight, honey, and I just feel like I should have my edge, you know?
Bu gece yarışacağız hayatım,... ve ben, enerjimin zirvesinde olmam gerektiğini hissediyorum.
Don't feel like you can't celebrate your anniversary'cause I'm suffering, you know?
Sakın ben acı çekiyorum diye,... yıldönümünüzü kutlamamazlık etmeyin.
I just feel like I've got to stop feeling so passive about things, you know?
Artık bir şeyler yapmak zorundayım diye düşünüyorum, anladın mı?
Thank you. You know, jane, I've been thinking about what you said, And I feel like this is the perfect opening
Jane, söylediklerin hakkında düşündüm ve babama onu sevdiğimi söylemem için bunun çok iyi bir açıklık olduğunu düşünüyorum.
Peter, I just feel like we're in over our heads with this whole thing, you know?
Peter, başımızdan büyük işlere karıştık gibi hissediyorum.
I know what it's like to feel stress and pressure and feel like nobody understands what you're feeling, and I know what it's like to feel scared.
Stres ve baskı altında olmanın nasıl bir şey olduğunu bilirim. Hissettiklerini kimse anlamıyormuş gibi hissetmenin ve korkmanın nasıl olduğunu bilirim.
I feel like I've made a home for myself here, you know?
Burada kendime bir düzen kurdum anlıyor musun?
♪ You know, I feel like we've really bonded.
Aramızda bir bağ oluştu gibi hissediyorum.
Do you know what I feel like doing for you right now?
Sana bunu yaparken ne hissettiğimi biliyor musun? - Ne?
I'm sorry. I just feel like I'm in a slump right now, you know?
Affedersin, kendimi biraz depresyonda hissediyorum da.
Uh, I feel like if I start messing with it, then, you know...
Bu ısrarların sanki hiç bitmeyecek gibi geliyor.
Um, you guys, I would feel way more comfortable if we let Ms. Myers know what's going on here. Like, as soon as possible.
Çocuklar, eğer olabildiğince hızlı bir şekilde bu konuyu bayan Myers'a anlatırsak kendimi çok daha rahat hissedebilirim.
I know my timing is really bad, but I just feel like this could be my last chance to tell you how I feel.
Zamanlamamın çok kötü olduğunu biliyorum. Ama bunun sana hislerimi söylemem için son şansım olduğunu düşünüyorum.
No, it's just, you know, he's so good at his job that I feel like I learn so much just being around him.
Ona tutuldun mu yoksa Dov? Hayır, sadece demek istediğim, yaptığı işte çok iyi sanki onun etrafında olursam çok şey öğrenecekmişim gibi hissediyorum.
I feel like I should, you know, pay you back for all your hospitality.
Bu konukseverliğin için sana geri ödeme yapmam gerekiyormuş gibi hissediyorum.
So I guess it's like I feel sad because I just feel like, you know, that my parents...
Biraz duygulandım şu an, çünkü benim ebeveynelerim...
I kind of feel like, the part that we should have seen was... You know what?
Bana göre, bence, görmemiz gereken kısım...
You know, I... I really feel like Denise is the girl I've waited my whole life for.
İçimden bir ses Denise'in tüm hayatım boyunca beklediğim kız olduğunu söylüyor.
And I keep a journal on the computer, and I was writing everything down because it made me feel less, um, you know, less like someone cut a baby out of me.
Anılarımı bilgisayara yazıyorum. Her şeyi... yazıyordum çünkü daha az hatırlıyordum. Birisinin içimden bir bebeği çıkarttığını daha az hatırlıyordum.
You're hurting very badly, and I know there's nothing you'd like more than to feel my hot body pressed up against- - Everything all right, lizzy?
Çok fena üzülüyorsun, benim ateşli vücudumu yeniden üstünde hissetmekten daha iyi bir şey yok- - Her şey yolunda mı Lizzy?
I feel like a real guy here, you know?
Burada gerçek bir erkek gibi hissediyorum, anlıyor musun?
Look, I know you moved around a lot as a kid, so I want you to feel like you always have a home, in my arms.
Bak, birçok çocuğun arasında dolanıyorsun ben de benim kollarımda bir evin varmış gibi hissetmeni istedim.