I got a question for you translate Turkish
230 parallel translation
Kit, I got a question for you.
Kit, sana bir sorum var.
I got a question for you.
Sana bir şey soracağım.
I got a question for you.
Sana bir sorum var.
- Well, I got a question for you. What ever happened to Slim Razor?
Sana bir şey soracağım.
I got a question for you, Clinton.
Sana bir sorum var Clinton?
Well, I got a question for you.
Pekala, benim sana bir sorum var.
Hey, um... listen, I got a question for you.
kural kuraldır. Bakın, size bir sorum var.
Hey, I got a question for you.
Hey, sana bir sorum var.
Since we're all good friends here, I got a question for you.
Şimdi burada hepimiz arkadaş olduğumuza göre sana...
I got a question for you.
Size bir sorum var.
I got a question for you, Colonel.
Size bir sorum var Albay.
I got a question for you.
Sana bir soru soracağım.
- I got a question for you.
- Size bir sorum var.
I got a question for you, you lying son of a bitch.
Sana bir sorum var yalancı piç kurusu,
Hey, I got a question for you.
Sana bir sorum var.
I got a question for you, though.
Ama size bir sorum var.
- I got a question for you.
- Sana bir sorum var.
/ Yeah. I got a question for you, Jeff.
- Benim bir sorum var Jeff.
Mikey, wait up. I got a question for you.
Sana bir sorum var.
Good. Listen, I got a question for you.
Dinle, sana bir sorum var.
Listen, I got a question for you.
Dinle, sana bir sorum olacak.
I got a question for you, Dad.
Sana bir sorum var baba...
I got a question for you, though.
Her ne kadar sana sormam gereken bir soru olsa da.
Hold on, Mark. I've got a question for you.
Sana bir sorum var, Mark.
I got a serious question for you.
Ciddi bir soru soracağım.
Now I've got a question for you.
Bir sorum var : Sizin veya annenizin konuyla ilgili bilginiz var mı?
I've got a question for you.
Sana bir sorum var Diane.
Hi, Nathan, I've got a question for you.
Merhaba Nathan, Sana bir sorum var.
I've got a question for you.
Size bir sorum var.
Hey, I got a better question for you.
Hey, senin için daha iyi bir sorum var.
- I got a crazy question for you.
- Senin için çılgınca bir sorum var.
I've got a question for you.
Bir sorum var sana.
I've got a question for you.
Sana bir sorum var.
I've got a question for you.
- Benim de size bir sorum var.
But I've got a question for you.
Ama bir sorum var.
Well, i've got a question for you.
Sana bir sorum var.
I got a big question for you.
Senin için büyük bir sorum var.
I've got a question for you, if you don't mind, Mr. Lane.
Sakıncası yoksa, bir sorum olacak Bay Lane.
Listen, I've got a question for you.
Bak, sana bir sorum var.
I got a little question for you.
Sizin için küçük bir sorum var.
No, I've got a question for you. How's your aunt, by the way?
- Hayır sana bir sorum var
Now I've got a question for you
Benim de sana bir sorum var.
Hey, Marie, while you're holding that Bible, I've got a question for you.
Marie, hazır İncil elindeyken sana bir sorum olacak.
I've got a better question for you :
Benim sana daha iyi bir sorum var.
I've got a question for you.
Bir sorum var.
I've got a question for you.
Sana birşey soracağım.
I've got a question for you.
- Sana bir sorum olacak.
Hey I've got a question for you.
Kafamı kurcalayan bir soru var.
Look, about tomorrow, I've got a question for you.
Yarın için size bir sorum olacak.
I've got a question for you.
Bir şey soracağım.
Well, as long as you're feeling talkative, I've got a question for you.
Kendini konuşkan hissettiğin an benim de sana bir sorum olacak.