I gotta ask you something translate Turkish
71 parallel translation
I GOTTA ASK YOU SOMETHING. DO YOU BELIEVE IN GHOSTS IN REAL LIFE LIKE LISA MAE WAS SAYIN'THEY GOT UP AT THE GUTHRIES'?
Lisa Mae nin dediği gibi GUTHRIE lerdeki hayaletlere inanıyor musun?
God, I gotta ask you something.
Tanrı, sana bir şey soracağım.
- I gotta ask you something.
Sana bir şey soracağım.
I gotta ask you something.
Sana bir şey soracam.
Mike, I gotta ask you something.
Sana bir şey sormalıyım.
Listen, Dad, I gotta ask you something.
Baksana baba, sana bir şey sormalıyım.
I gotta ask you something.
- Sana özel bir şey sormalıyım.
Listen, I gotta ask you something.
Dinle, sana birşey sormam gerek.
I gotta ask you something.
Bir şey sormam gerek.
But I gotta ask you something.
Bir şey soracağım.
I gotta ask you something!
Sana birşey soracağım!
I gotta ask you something.
Sana bir şey soracağım.
Wait a minute. I gotta ask you something here.
Bir dakika. Sana bir şey sormalıyım.
I gotta ask you something before you go.
Gitmeden önce sana birşey sormam lazım.
I gotta ask you something- -
Bir şey soracağım...
Listen I gotta ask you something.
Sana birşey sormalıyım.
Okay, Brenda, I gotta ask you something.
Pekala, Brenda, sana bir şey sormalıyım.
I'm not good enough and... you are. L... Look, I gotta ask you something.
Yeterince iyi değilim ve sen öylesin, ben, bak, sana bir şey soracağım.
I gotta ask you something.
Sana bir şey sormalıyım.
Christina, I Gotta Ask You Something.
Hadi gel. Christina, sana bir şey sormam gerek.
Yeah? I gotta ask you something.
- Sana bir şey sormam gerek, eee...
Hey, I gotta ask you something.
Sana birşey soracağım.
Hey. I gotta ask you something and I really don't want you to get pissed off, but I have to ask you.
Sana bir soru sormam lazım ve seni sinirlendirmek de istemiyorum ama sormam gerek.
Nick, I gotta ask you something.
Nick, sana bir şey soracaktım.
I gotta ask you something.
Sana bir şey sormam gerek.
Hey, I gotta ask you something.
Sana bir şey sormalıyım.
So I'm gonna wrap this up, I know you're dying, but I gotta ask you something first.
Özetleyeceğim, biliyorum sıkıntıdan patlıyorsunuz ama önce size bir şey sormalıyım.
But if you want to become a Jedi, first I gotta ask you something.
Ama bir Jedi * olmak istiyorsan, öncelikle sana birşeyler sormam gerekiyor.
Hey, jesse, I gotta ask you something.
Jesse, sana bir şey sormak istiyorum.
Hey, dad, I gotta ask you something.
Baba, sana bir şey sormam gerek.
I gotta ask you something.
Sana bir şey sormam gerekiyor.
Something I gotta ask you.
Sana sormam gereken birşey var.
Listen, Peggy, I've gotta ask you something.
Peggy, sana sormam gereken bir şey var.
Liste, I've gotta ask you something and I hope you don't think this is too personal.
Dinle, sana sormam gereken bir şey var ve umarım fazla özel değildir.
Listen to me, Molly, I gotta ask you about something.
Beni dinle, Molly. Sana bir şey sormam gerek.
But you gotta tell me just one memory about something I ask.
Ama sana sorduğum şeyle ilgili sadece bir şey anlat.
I'm beatin'around the bush here and there's something I gotta ask you.
Burada gerçekten kendimi tutmaya çalışıyorum ama sana bir şey sormalıyım.
VONDA SINGS : I know something about love You've gotta want...
Aşk hakkında bir şeyler biliyorum Onu çok istemelisin
I know something about love You've gotta show it and
Aşk hakkında bir şeyler biliyorum Onu ispatlamalısın
I gotta ask you something.
Sana bir şey soracağım,
Now, listen. Something I gotta ask you.
Dinle sana bir şey sormalıyım.
I'm gonna ask you something, and you gotta promise to be honest and not spare my feelings just cos I could kill you.
Sana bir şey soracağım. Dürüst olmanı ve seni öldürebilirim diye bana gerçekleri söylemekten korkmamanı istiyorum.
I heard something, and I gotta ask you about it.
Birşeyler duydum, ve sana sormam gerekiyor.
I got something I gotta ask you.
Sana bir şey soracağım.
I gotta ask you to help me with something.
Senden bir şey için yardımını isteyeceğim.
I gotta ask you to do something for me.
Senden benim için bir şey yapmanı istiyecem.
Summer, I gotta ask you something.
Sana bir şey sormam lazım.
I gotta come right out and ask you something.
Sana açıkça birşey sormam lazım.
- I gotta ask you something, Charlie.
Sana bir şey sormam gerekiyor, Charlie.
You gotta ask for something off-menu, something spontaneous that I didn't approve.
Menüde olmayan bir şey iste. Doğaçlama yap.
Ah, I gotta ask you something.
- Bişey sormalıyım