I just don't see it translate Turkish
389 parallel translation
I don't know how she feels about me, and so I'm just kind of- - I'm taking it slow, but at the same time, it's really hard'cause I really want to, you know, see where this is gonna go.
Bana olan hislerini bilmiyorum ve bu yüzden biraz ağırdan alıyor gibiyim ama aynı zamanda çok da zor çünkü gerçekten de bu işin nereye uzanacağını görmek istiyorum.
Even if I keep denying it and say that I don't want to know... I can't just ignore it when I see it.
Bilmek istemesem de bunu gördüysem göz ardı edemem.
I don't like it any more than you do, but I... said I'd do it because I don't see why your grandfather should be kicked around just because we're a couple of...
Evet, New York'a gönülden bağlı olduğumu fark etmem için Manhattan'dan ayrılmam yeterliymiş sanırım.
Helen, you don't know what it means to me just to see you.
Helen, benim için seni görmenin nasıI olduğunu bilemezsin.
Well, you see, he just happens to need $ 99,000. And, after all, I don't see any reason why he shouldn't get it... if I'm throwing it out the windows.
Kendisinin 99 bin dolara ihtiyacı var ve bunu saçabilecek bir durumdayken ona vermemek için bir neden göremiyorum.
The way I see it, you don't live in this country, you just take up room in it.
Siz bu ülkede yaşamıyor, sadece yer kaplıyorsunuz.
Let's just hope I don't have to see it! What do you know about it?
Bunun hakkında sen ne biliyorsun ki?
I just don't see it.
Evet anlayamıyorum.
What's it to you, buddy, huh? I just don't like to see a lady getting bothered.
Rahatsız olmadığını söyledi, yürü git işine, olur mu?
So let's just call it a boat ride, and I'll see that you don't lose anything for having taken it.
Botla şöyle bir gezinti yapalım ve sen sahip olduğun herşeyi kaybetmeden ben gereğini yapacağım.
- I just don't much see the point in it.
- İnsanlar niye içki içer pek anlamam.
I don't see what's so cute about a congestion just cos it's yours.
Buna neyin neden olduğunu hiç bilmiyorum.
But I don't see how we can just sit by and ignore it any longer.
Ama ben nasıl oturabildiğimizi ve niye aldırmadığımızı anlamıyorum.
I just don't see how I can do it.
Nasıl olur bilemiyorum.
Oh, it's just that I don't see no sense in hurrying, that's all.
Sadece acele etmek anlamsız geliyor o kadar.
I just don't see the point of it.
Bana çok anlamsız geldiğinden.
That's not it. I just don't know what you see in him.
Hayır öyle değil, sadece onda ne bulduğunuzu anlamıyorum o kadar.
I just don't see anything peculiar about it, that's all.
Sadece bunda tuhaf bir şey görmüyorum, hepsi bu.
Sorry, I just don't see it.
Özür dilerim, ben sadece göremiyorum da.
And I know you're good friends and he really loves you but I just don't think it's good that he see you right now.
İyi dost olduğunuzu ve onun seni gerçekten sevdiğini biliyorum ama şu anda seninle görüşmesinin iyi olmayacağını düşünüyorum.
You've only got a few lines. Well, I don't see why we can't use the tape. Just because it's a little sticky.
Ama bant neden kullanilamiyormus azicik islanmis diye?
It's just, I don't see any chance for a Jewish state in Palestine at this time.
Ancak şu zamanda Filistin'de bir Yahudi devletinin kurulma şansı olmadığını düşünüyorum.
See, I've been doin'these most of my life... off and on... and I don't see nothin', so I just guess. Ink. It looks like ink.
Mürekkep.
I just don't want to see it happen to you like it did to me.
Senin başına da bunun gelmesini istemiyorum.
It's just that, see, I don't fit in business.
Görüyorsun, çalışmaya uygun değilim.
l mean, it's not that I don't trust you. It's just that, uh.... Well, see, uh....
Sana güvenmediğim için değil yalnızca...
Look, you're getting a topnotch education here and I just don't want to see you throw it away.
Dinle, burada çok iyi bir eğitim alıyorsun ve bunu bir kenara attığını görmek istemiyorum.
I need to go back he's basically gotten sucked back into the life that he left uh little something for the road don't worry I didn't make it when you saw that he was leaving you see how it just it impacts her so much
O bebeği doğurduğumu nasıl hayal bile edemiyorsam, doğurmadığımı da hayal bile edemiyorum. Ryan'ın morali gerçekten çok bozuktu, çünkü doğacak bebeğe bakmak için Chino'ya dönmesi gerekiyordu. Geri dönmem gerek.
I don't wanna do it in kind of a vulgar way and just take it off what I see here.
Sadece dışarıdan gördüklerime göre hareket edemem.
Why don't you send a letter to us... and we will be happy to, as I say, take it under advisement... just as we do all requests to see the chairman.
Bu sefer talebinizi bize gönderin. Yönetim kurulu başkanımıza yapılan tüm görüşme talepleriyle birlikte sizinkini de değerlendirmekten mutluluk duyarız.
It's just that I don't wanna see Maria make the same mistake I made — and that Peg made.
Olay şu ki Maria'nın benim ve Peg'in yaptığı hataya düşmesini istemiyorum.
I have that list now, so in case he calls, I just consult it and I don't have to see him.
Beni ararsa onu görmek zorunda kalmayayım diye bu listeyi hazırladım.
If I don't see you again at the end of today, it'll be just heaven for me.
Bugünün sonunda seni bir daha görmezsem bu benim için cennet olur.
I don't care what you do with it just as long as I never have to see it again.
Onunla ne yaptığın umurumda değil, Onu bir daha asla görmeyeceğim kadar uzak olsun.
I just don't see how it could occur.
Sadece nasıl meydana gelebileceğini bilmiyorum.
I just don't see what purpose it's gonna serve, you going.
Anlamadığım şey senin gitmen hangi amaca hizmet edecek.
See I just don't agree with everything I hear just because I hear it over the TV.
Sadece televizyondan duydum diye hiçbir şeyi kabul etmiyorum.
You see, it took me a while to work up the nerve to just drive here, and I think if I don't do it today, right now,
Buraya gelmek için cesaretimi toplamakta bayağı zorlandım. Eğer bugün yapmazsam, bir daha geleceğimi sanmıyorum.
I just don't see the point in talking about it.
Bu konuşmada önemli bir nokta göremiyorum.
I want to see him so much, but at the same time, it's like... I don't just want to see him, with no preparation.
Onu görmeyi çok istiyorum ama aynı zamanda da hazırlıksız görmek istemiyorum.
Don't you be angry, I just want it be modified a tiny bit. You see, my face is small.
Görüyorsun benim yüzüm küçük.
Rita, you and I, we see things different, we know that, but that don't have to be a bad thing, it just means we have a lot to learn from each other.
Rita, sen ve ben, her şeyi farklı görüyoruz, bunu biliyoruz ancak bunun kötü bir şey olması gerekmez, sadece birbirimizden öğreneceğimiz çok şey var demek.
No, I just don't see it happening.
Hayır, onun değişebileceğini sanmıyorum.
- I see it, I just don't get it.
- Görüyorum, anlam veremiyorum.
It's just possible that you and I don't see eye-to-eye... on our philosophies of education.
Eğitim felsefelerimiz... bire bir uyuşmuyor olabilir.
I just don't see what can we could do about it, that's all.
Ne yapabiliriz, bilmiyorum.
Mr. Tuvix... I'm not ready to assign you to the Bridge just yet, but why don't you join the senior staff for our noon briefing, and we'll see how it goes from there.
Bay Tuvix... size Köprü'de görev vermeye henüz hazır değilim, ama bugün öğleden sonra kıdemli subaylarla yapılacak olan toplantıya katılıp, nasıl olduğunuzu orada görürüz.
I was just thinking it might be nice to see each other when I wasn't, I don't know, falling out a window or something.
Düşünüyordum da ben bir pencereden aşağı uçmadan ya da başıma başka bir iş gelmeden de görüşebilsek iyi olurdu.
I just hope I don't live to see it.
Umarım o günleri görmem.
- Well, tell him that I don't care..... and that I didn't even mention it, and that... I didn't even see you, so that's just fine.
- İyi, ona de ki umrumda değil hatta hiç bahsetmedim bile, hatta seni görmedim bile, böyle daha iyi.
I mean, I'm sure there's more to you than modeling and dinosaurs and... maybe other people don't see it, but I do, and, well, I would just love to hear what you... think about.
Yani, eminim İnsanların göremediği, sende vücut ve dinazorlardan başka şeylerde vardır... Ama ben, sadece senin hakkında ne düşündüklerini duymak isterim.