I knew it was wrong translate Turkish
102 parallel translation
I knew it was wrong, but it isn't murder.
Evet yanlış ama cinayet işlemedi.
I guess I knew it was wrong all along, but...
Baştan beri yanlış olduğunu biliyordum ama...
I knew it was wrong. - I shouldn't have done it.
- Yapmamam gerekirdi.
I knew it was wrong, Father.
Bunun yanlış olduğunu biliyordum.
Every other woman I went out with, I knew it was wrong.
Çıktığım diğer tüm kadınların doğru olmadığını biliyordum.
I knew it was wrong when I did it.
Yaptığımda bunun yanlış olduğunu biliyordum.
I knew it was wrong.
Yanlış olduğunu biliyordum.
I knew it was wrong...
Hata yaptığımı biliyorum.
I knew it was wrong, but he was such a sweet guy.
Yanlış olduğunu biliyordum ama çok tatlı biriydi.
I knew it was wrong but I did it anyway.
Yanlış olduğunu bile bile yaptım.
I knew it was wrong right from the start.
- Başından beri yanlış olduğunu biliyordum. Tamam mı?
I knew it was wrong, but I could not refuse the command of the one I love.
Yanlış olduğunu biliyordum ama sevdiğim birinin emirlerini reddedemedim.
I knew it was wrong when I let it go.
Yanlış olduğunu bile bile gönderdim.
I knew it was immoral. I knew it was wrong.
Bunun yanlış olduğunu biliyorum.
But I knew it was wrong
- Ama yanlış olduğunu farkındaydın.
I knew Elsa was no nigger. I knew it was wrong.
Elsa'nın kara marsık olmadığını, bunun yanlış olduğunu biliyordum.
I knew it was wrong and immoral and completely ridiculous... but I don't know.
Yanlış, ahlaka aykırı ve tam bir rezalet olduğunun farkındaydım. Ama bilmiyorum.
I knew it was wrong.
Yanlış olduğunun farkındaydım.
I knew it was wrong... what they were gonna do.
Yapacakları şeyin... yanlış olduğunu biliyordum.
Suddenly, there was this dark space inside of me and I knew it was wrong.
Sonra birden bire, içimdeki bu karanlık boşluk ortaya çıktı. Ve yanlış olduğunu biliyordum.
I knew it was wrong then.
O zaman da biliyordum.
I knew it was wrong, but... I didn't care.
Yanlış yaptığımı da bildiğim hâlde, hiçbir şey umurumda değildi.
When I fell in love with her... I knew it was wrong but I didn't care.
Ona aşık olduğumda yanlış olduğunu biliyordum ama umursamadım.
( sighs ) I knew it was wrong to steal somebody's fianc? .
Birinin nişanlısını çalmanın yanlış bir şey olduğunu biliyordum.
He never told me what it was, but I knew from the moment I saw him, that something was wrong.
Ne olduğunu bana hiç anlatmadı, fakat onu gördüğüm anda bir şeylerin yanlış gittiğini fark ettim.
Then when this letter arrived with your husband's signature on it I knew something must be wrong because he knew Penny was dead.
Kocanlzln imzaslnl ta § lyan bu mektup gelince bir terslik oldugunu anladlm, § LinkLi 0 Penny'nin éldiigiinii biliyordu.
I knew how you felt about me... and it was wrong of me to exploit your feelings.
Bana karşı hislerini biliyordum ve bu duygularını istismar etmem, çok yanlıştı.
I always knew why I was coming in here, but if people are going to... take it wrong and give it this whole meaning that I never made it to have...
Her zaman buraya neden geldiğimi biliyorum ama insanlar bir şeyi yanlış yapar ve..... buna bir sürü kötü anlam yüklerler ben bunu asla yapmadım.
Then... By the time I graduated, I just knew it was wrong.
Sonra, mezun olduğum zaman, yanlış olduğunu anladım.
All the wrong people knew who I was anyway... so I figured I'd put up a flag and hope a friend sees it.
Dusmanlarin hepsi kim oldugumu zaten biliyordu. Ben de bir dostun gormesi umuduyla rengimi acik ettim.
I knew, I knew as soon as I said "hobby" that it was the wrong word, but by the time I said it, it was already it was gone, and there was no getting it back.
Ağzımdan çıktığı anda hobi kelimesinin yanlış kelime olduğunu biliyordum. Ama söylediğim anda laf ağızdan çıkmış oldu ve geri alma gibi bir şansım yoktu.
You knew what was wrong with me when I was sick, and you knew exactly how to fix it.
Ben hastalandığımda bana ne olduğunu ve tam olarak ne yapacağını biliyordun.
Before I knew it, I was in a room full of the wrong people... with the wrong money.
Kendimi yanlış insanlarla dolu bir odada yanlış parayla buldum.
I knew there was something weird about this hurricane, Russ, And I thought it was cover for the military, but I was wrong.
Bu kasırgayla ilgili garip şeyler ver Russ, askeri bir örtbas olduğunu sandım ama yanılmışım.
"l was angry then, but I realised later..." that I was in the wrong. - l knew it all the time... that you were in the wrong.
o zaman kızgındım, ama daha sonra anladım ben yanılmıştım zamanla anladım yanılmıştın sana çok şey söyledim kızgınlıkla oldu çok şey söyledim ama suskun kaldın kızgın olduğunda, sanki gözlerinde şimşekler çakıyor gerçektende, sinirli olduğun için bunun farkına varamıyorsun bende sana bakıyordum, dikkat etmedim
And I knew that humiliation was part of the package... but I did it because I had to... and you abruptly firing us is completely wrong.
Beni küçük düşüreceğini biliyordum ama bunu kabul ettim, çünkü mecburdum. Bizi kovman çok yanlış!
A lot of strange things happened the first day on the boat... and it looked like a confusing puzzle to me... while I was working there... but at the end of the day, somehow everything fell into place... and I knew... I just knew that there was something seriously wrong.
Teknedeki ilk günde bir sürü garip şey yaşandı... ve bana orada çalışırken... kafa karıştırıcı bir yapboz gibi görünmüştü... fakat gün sonunda, bir şekilde her şey yerli yerine oturdu... ve ben... ciddi anlamda ters giden bir şey olduğunu anladım.
I knew something was wrong. I just couldn't put my finger on it.
Bir terslik olduğunun farkındaydım ama tam teşhisi koyamıyordum.
Once we tied up everybody and searched all over... I knew the guy that told us about it was wrong.
Herkesi bağlayıp, her yeri arayınca anladım ki, bize bunu söyleyen herif herif yanılmış.
Not sharing it before I even knew the trick was in camp... don't put me wrong, Joanie.
Sadece, adamın kampta olduğunu öğrenene kadar bunu paylaşmadım. Beni yanlış anlama Joanie.
Look, if I was marrying the wrong person and the right person was out there and knew it,
Bak, ya yanlış kişiyle evlenseydim ve doğru kişi dışarıda bir yerlerde ise, bunu biliyordum.
I think she was afraid that if you knew the truth, you'd feel obligated to her some way - - that it would change things between you for the wrong reasons.
Gerçeği bilirsen kendini ona karşı bir şekilde, yükümlü hissetmenden korkuyor. Ve bunu aranızı yanlış gerekçelerle değiştireceğinden.
As that was coming out of my mouth, I knew that it was wrong.
Ağzımdan çıkanın yanlış birşey olduğunu biliyorum.
I knew I was wrong after I did it to her, but...
Ona bunu yaptıktan sonra hatamı anladım, ama...
Yeah, the others were too young to figure it out... but I remember. He tried to hide it, but I knew something was wrong. I just...
İnsanlar aç ve az beslenmiş olduklarında selle birlikte yer değiştirmeye devam ederlerse bu, bazı hastalıklar için mükemmel bir ortam oluşturur.
There was this conference with his teachers and Paul wanted to reschedule because... I knew something was wrong. I knew it.
Ögretmenleri ile toplanti vardi ve Paul tarihi degistirmek istedi çünkü bir seyin yanlis oldugunu biliyordum.
It means that when I committed my crimes, I knew that what I was doing was wrong.
Suçlarımı işlerken, yaptıklarımın yanlış olduğunu biliyordum demek.
The guy at the store said it didn't matter, but I knew he was wrong.
Dükkandaki adam sorun olmadığını söyledi, ama hatalı olduğunu biliyordum.
I knew it was the wrong DVD as soon as I put it on.
Onun yanlış DVD olduğunu biliyordum.
It's funny, because I never knew that a Jesus freak could throw such a good party, but I guess I was wrong.
Komik bir durum, çünkü bir İsa delisinin böyle güzel bir parti verebileceğini hiç bilmezdim. Sanırım yanılmışım.
She knew something was wrong and I talked her out of it.
Bir terslik olduğunu biliyordu ve onu vazgeçirdim.