English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I know it's a long shot

I know it's a long shot translate Turkish

86 parallel translation
Ed, I know it's a long shot, but there's no other way to reach the men in a hurry.
Ed, zor bir girişim ama adamlara ulaşmanın başka yolu yok.
I know it's a long shot... - Damn wild goose chase is what it is!
Çok uzakta olduğunu biliyorum ama, hayalet kovalamak gibi bir şey bu.
I know it's a long shot... but if this letter thing does work out... and I do get to go out with Debbie... how do you think I should handle it?
Biliyorum zor birşey ama eğer bu mektup olayı işe yararsa ve Debbie ile çıkabilirsem sence bunu nasıl yapmalıyım?
I know it's a long shot, but it's the only shot we got, right?
Başarı şansı pek yok, ama elimizdeki tek şans, değil mi?
I KNOW IT'S A LONG SHOT,
Başarı ihtimalı çok az biliyorum,
You know, it's not so terrible. I told you it was a long shot.
Ölüm yok sonunda, sana ihtimalleri söylemiştim.
Listen, I know it's a long shot, but by any chance, did she find that funny?
Dinle, uzun zaman oldu biliyorum, ama şans eseri, bunu komik bulmuş olamaz değil mi?
- I know it's a long shot but I figured I better get out and do a little flirting or I'd forget how.
Biraz düşük bir ihtimal ama çıkıp biraz flört edeyim dedim.
I know it's a long shot, but....
Bunun zor olacağını biliyorum ama...
I know it's a long shot.
Bunun zor olduğunu biliyorum.
I gave it a shot long enough to know it's not my place.
Bir deneme yaptım... benim yerim olmadığını bilmek için yeterince uzun süre vardı.
I know it's a long shot, but pop that box and dust the quarters, too, all right?
Düşük bir ihtimal ama kasasını aç ve çeyrekliklerdeki parmak izlerini de al.
NESSA : I know it's a long shot, but when did you notice it was missing?
Biliyorum uzun zaman oldu, ama kayıp olduğunu tam olarak ne zaman anladın?
I know it's a long shot... but do you know anyone who would want to hurt her?
Ufak bir ihtimal ama ona zarar vermek isteyen birini, tanıyor musun?
I mean, it's a long shot. But, you know, if she used it...
O kullanıldığında Bu, biliyorsun, uzun bir vuruş, ama...
I know it's a long shot, but I had the Marlins in the World Series.
- Olmaz olmaz dememek lazım.
I know it's a long shot, but see if you can pin down where they might meet.
Biliyorum zor olacak ama, nerede buluşacaklarını öğrenmeye çalış.
I know it's a long shot.
Ufak bir ihtimal olduğunu biliyorum.
- I know it's a long shot.
Bunun zor bir ihtimal olduğunu biliyorum.
Yeah, I-I know it's a long shot, but I'd like to get my hands on that footage, see if he caught something on tape.
Evet, biliyorum uzaktaydı ama uzun süren bir atıştı, belki kesette bir şeyler yakalamıştır.
Derek, I know it's a long shot. I know that.
Derek, çocuk oyuncağı olmadığını biliyorum.
- I know it's a long shot.
- Uzak ihtimal olduğunu biliyorum.
Now, I know it's a long shot, but I e-mailed them.
Bunun uzun bir iş olduğunu biliyorum, ama yine de e-posta gönderdim.
I know it's a long shot.
Düşük bir ihtimal olduğunu biliyorum.
Look, I know it's a long shot, but you never know.
Bak, bu sadece bir fırsat. Ama asla emin olamazsın.
I know it's a long shot, but I thought if someone had technology... that could reverse the effects... you can get it.
Bunu yapması zor biliyorum, ama bu teknolojiye sahip birinin... bunu gerçekleştirip... sonuca ulaştırabileceğini düşünmüştüm.
- Look, I know it's a long shot.
- Biliyorum, bu düşük bir ihtimal.
I know it's a long shot, max.
Bunun çok uzun sürdüğünü biliyorum Max.
I know it's a long shot.
Düşük bir ihtimal olduğunu biliyorum. Unuttuğun bir şey var.
Look, I know it's a long shot, but if I get this job, I'll be traveling all the time.
Bak, olur mu bilmiyorum ama... eğer şu işi alırsam, sürekli iş seyahatlerine gideceğim.
I know it's a long shot, but I think...
Düşük bir olasılık ama...
I'll know Thursday, but it's a long shot.
Perşembe öğreneceğim benimkini ama uyumlu olması zor gibi.
Look, I know it's a long shot, but her father died earlier this year...
Bak, küçük bir ihtimal, ama babası bu yılın başında öldü.
I know it's a long shot.
Bir mucize lazım.
Now I know it's a long shot, but I'm just gonna call Alex and invite him to brunch and I'll forget to tell him that it's here, hosted by you, the freak.
Biraz zor bir ihtimal olsa da, Alex'i arayıp barança davet edeceğim. ve buranın senin evin olduğunu söylemeyi, unutmuş gibi yapacağım.
I know it's a long shot, but Declan and I figure we ought to check it out.
- Evet. Küçük bir ihtimal biliyorum, ama Declan'la benim bakmam gerektiğini düşündüm.
i know it's a long shot, but monica's parents said that she was heading west.
Küçük bir ihtimal ama Monica'nın ailesi batıya gittiğini söylemişti.
I know it's a long-shot, but I don't want to find out later that the killer was on these lists.
Ufak bir ihtimal olduğunun farkındayım ama sonradan katili bu listeden olduğunu öğrenmek istemiyorum.
I know it's a long shot, but I think the going will suit her.
Uzun bir iş olduğunu biliyorum, ama gitmek ona uyar bence.
I know that it's a long shot, but isn't saving your life Worth gambling on a long shot?
Evet uzak bir ihtimal, ama uzun vadede kurtulabilecek olman bu riske girmeye değmez mi?
I know my new plan is a long shot, but it's the only hope left.
Yeni planımın gerçekleşme ihtimali biraz düşük biliyorum. Ama bu bizim son şansımız.
Okay, last question, and I know it's a long shot, but did anybody happen to shut off the dean's playlist?
Dekan ın çalma listesini kapatabildiniz mi?
Well, look, I know it's a long shot, But, uh, if you should come across something In your investigation...
Bak, düşük bir ihtimal olduğunu biliyorum ama soruşturmanda bir şeye rastlarsan- -
I got to try this. I know it's a long shot.
Ama bunu odasında Jennifer Love Hewitt posteri asılı o Philadelphia'lı şişko çocuğa borçluyum.
I know it's a long shot, but if we can figure out what these numbers signify, we might be able to find the ticket's real owner.
Biliyorum çok zor bir ihtimal, ama bu numaraların ne anlama geldiğini bulursak, kuponun gerçek sahibini bulabiliriz.
I mean, I know it's just a long shot, but, you know, if you might let us look through all the driver's licenses, then he might just pop up.
Çok ufak bir ihtimal olduğunun farkındayım ; ancak ehliyetlere falan bir göz atmamıza izin verirsen bir şeyler çıkabilir.
Please, look, I know it's a long shot, but one year is as bad as three years as far as college...
Bak, zor bir ihtimal biliyorum. Ama bir yılın üç yıldan eksiği yok.
It's a long shot, I grant you, and even then, we still don't know if any of Will's original chromosomes exist in the creature.
Bu gerçekten zor bir yol. Hatta henüz yaratıkta Will'in herhangi bir kromozomu var mı bilmiyorum.
I know it's a long shot, but- -
- Uzak ihtimal ama...
I know it's a long shot, but we were hoping you could join.
Zor bir ihtimal olduğunu biliyorum ama gelmeni umuyoruz.
Also, um, I know that it's a long shot, but I sent Daniel Day-Lewis "The Blue Rose," along with a note and a rosebush that only grows in Ireland.
Ayrıca, biliyorum ufak bir ihtimal ama Daniel Day-Lewis'e "Mavi Gül" ü gönderdim, yanında bir not ve sadece İrlanda'da yetişen bir gül ağacı ile birlikte.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]