I know it's a lot to ask translate Turkish
101 parallel translation
I know it's a lot to ask, but... if I could owe you the rent for a couple weeks -
Biliyorum, biraz fazla ama... kirayı bir kaç hafta borçlanabilirsem sadece kirayı.
I know it's a lot to ask.
Biliyorum biraz ağır bir soru.
I know it's a lot to ask of a boy your age... but it seems like you're the best friend he's got.
Senin yaşındaki bir çocuktan bunu istemek fazla... ama görünüşe bakılırsa, onun en iyi dostu sensin.
I know it's a lot to ask - to work in silence for once!
Sessiz çalışmanı istemeye hakkım yok biliyorum.
- I know it's a lot to ask.
- Büyük bir istek olduğunu biliyorum.
I know it's a lot to ask, but, um, would you talk to him for me?
Bunu istemek fazla olabilir ama, onunla siz konuşur musunuz?
I know it's a lot to ask
Biliyorum, çok büyük bir şey istiyorum sizden.
- I know it's a lot to ask.
- Biliyorum sormam gereken çok şey var.
I know it's a lot to ask.
Büyük bir rica, biliyorum.
I know it's a lot to ask, but do you think you could forgive me?
Çok şey istediğimi biliyorum ama beni affetmen mümkün mü?
I know it's a lot to ask, but I can't think of anything else.
Çok şey istediğimi biliyorum, ama aklıma başka bir çözüm gelmiyor.
Listen, I know this is so not cool to ask, but if the situation comes up... and it's not too weird... a little word of encouragement from you might help a lot.
- Bunu istemek hiç hoş değil, biliyorum. Ama konusu açıldığında, onu cesaretlendirecek bir iki söz söylersen, çok yardımı dokunacak. - Tabi.
I know it's a lot to ask of you, I know, but I just really think that we can do this.
Senden bunu istemeye hakkım yok, biliyorum, ama bunu başarabiliriz.
I know it's a lot to ask, but this is a difficult transition for them.
Çok şey istediğimi biliyorum ama bu onlar için çok zor bir dönem.
Listen, I know it's a lot to ask.
Dinle, çok şey istediğimi biliyorum.
I know it's a lot to ask, Lana.
Çok şey istediğimi biliyorum Lana.
I know it's a lot to ask but I was hoping that you might be able to do something.
Çok şey istediğimi biliyorum ama senin bu konuyla ilgili bir şey yapabileceğini umuyordum.
You know, it's not like I ask you to do a lot of stuff.
Sürekli senden bir şeyler istiyor değilim. - Tamam.
I know it's a lot to ask. That's why it's called a favor.
- Az şey istemediğimin farkındayım.
I know it's a lot to ask.
Biliyorum ağır bir yük.
I know it's a lot to ask, but... I'm asking.
Çok fazla şey istiyorum biliyorum, ama yine de istiyorum.
Now, I haven't figured out the weapon problem, and I know it's a lot to ask a jury, but the correctness of it came to me in my sleep and I am going to break this case.
Henüz silah olayını çözemedim ve jüriden fazla şey istediğimi biliyorum ama bunun doğru olduğunu rüyamda gördüm ve bu davayı çözeceğim.
I know it's a lot to ask.
Pek çok sorun yaratacağını biliyorum.
I know it's a lot to ask, it's just, carlos and i think of you as family.
Çok şey istediğimizi biliyorum ama Carlos ve ben seni aileden biri olarak görüyoruz.
Dr. Burke, I know it's a lot to ask, but I would really appreciate if you'd let me try my running whip stitch.
Dr. Burke, çok soru sorduğumu biliyorum, ama eğer dikiş atmayı denememe izin verirseniz çok sevinirim.
Look, I know it's a lot to ask... but, please, can you just keep up the lie?
Bak, senden çok şey istediğimin farkındayım ama lütfen, bu yalanı sürdürmeye devam et.
I know It's a lot to ask but I need your help.
Biliyorum fedakarlık olacak ama yardımına ihtiyacım var.
I know it's a lot to ask, but I need help.
Çok şey istediğimi biliyorum ama yardıma ihtiyacım var.
Well, I know it's a lot to ask, but if something should happen, I... Well, I don't want her to be alone.
- Biliyorum çok şey istiyorum ama bir şey olacak olursa onu yalnız bırakmak istemiyorum.
I know it's the same thing I wished for at my birthday and it's a lot to ask, but...
Doğum günümde de aynı şeyi istediğimin farkındayım ve çok şey istiyorum ama...
I know it's a lot to ask.
Fazla şey istedik.
It's a lot to ask, I know, but it's only two days march.
180 bin lira.
I know it's a lot to ask, but... could I take Amanda to the prom?
Çok şey istediğimi biliyorum ama Amanda'yı baloya götürebilir miyim?
I know it's a lot to ask, but I think it could be worth it.
Biliyorum çok şey istiyorum fakat sanırım buna değmesini sağlayabilirim.
I know it's a lot to ask, which is why I'm offering Carlos $ 50,000.
Bu biraz uzun biliyorum, ama zaten o yüzden Carlos'a $ 50,000 vermek istiyorum.
- I know it's a lot to ask, Vinnie.
- Çok şey istediğimi biliyorum, Vinnie.
I know it's a lot to ask, but it's really urgent.
Biliyorum çok şey istiyorum ama gerçekten çok acil.
I know it's a lot to ask, but I have a feeling something bad is going to happen tonight and you're the only one that can protect her like I can.
Çok şey istediğimi biliyorum ama bu akşam kötü bir şey olacağına dair içimde bir his var ve onu benim gibi koruyabilecek tek kişi sensin.
I know it's a lot to ask, but just hang on a little longer.
Dayanmak zorunda kalacağınız çok şey olacağını düşünüyorum fakat, sabırlı olun lütfen.
- Well, I know it's a lot to ask, but what I'd really like is an anonymous source at the D.A.'s office.
- Biliyorum çok şey istiyorum ama savcılıkta isimsiz bir kaynağım olmasını gerçekten isterdim.
I know it's a lot to ask, but I won't let you down.
Çok şey istediğimin farkındayım, ama seni hayal kırıklığına uğratmayacağım.
Excuse me, detective blair, I know that it's a lot to ask, But can I have five minutes with mr.
Dedektif Blair biliyorum çok şey istiyorum ama Bay Blessing'le beş dakika görüşebilir miyim?
Listen, there's a lot about Isobel that Alaric can tell you but I need you to hold off a little while before you talk to him. - I know it's a lot to ask of you but will you do that for me? - Why?
- Elena, Alaric sana Isobele hakkında çok şey anlatabilir, ama onunla konuşmadan önce biraz beklemeni istiyorum.
I know it's a lot to ask.
İstediğim şeyin ne kadar zor olduğunun farkındayım.
I know it's a lot to ask and to put on your plate.
Ağır bir şey istediğiminin farkındayım.
You know, I know it's a lot to ask... but is there any way that I can go in there for like half a second?
Biliyorum, çok şey istiyorum ama içeri yarım saniyeliğine girip bakmak için şansım var mı?
I-I know it's a lot to ask, a-and I don't want to take any time away from your lady friend...
Biliyorum, çok şey istiyorum. Kız arkadaşınla geçireceğin vaktini çalmak da istemem.
I know it's a lot to ask...
Biliyorum çok fazla şey istiyorum...
- I know it's a lot to ask... - Justin, I'm-I'm not gonna tell anybody.
- Çok şey istediğimi biliyorum... - Justin, kimseye söylemeyeceğim.
I know it's a lot to ask, but yes.
Biliyorum bunu istemek çok fazla ama evet.
Mrs. Stewart, I know it's a lot to ask, but I'm asking.
Bayan Stewart, çok şey istiyoruz farkındayım ama sormak durumundayım.