I know this sounds crazy translate Turkish
235 parallel translation
I know this sounds crazy, but if I should do an autopsy... I think I'd find every organ in perfect condition... as perfect as the body is externally... everything in working order.
Bunun kulağa çılgınca geldiğini biliyorum, ama eğer otopsi yaparsam bütün organları yerli yerinde ve mükemmel şekilde çalışır halde bulacağımı düşünüyorum.
I know this sounds crazy, but... I could've sworn the smoke came after me.
Kulağa çılgınca gelecek ama dumanın peşimden geldiğine yemin edebilirim.
I know this sounds crazy, but I've... I've got books here.
Çılgınca olduğunu biliyorum ama yanımda kitaplar var.
Mike, I know this sounds crazy, but it's gonna be lonesome around here.
Mike, çılgınca gelecek ama yokluğun hissedilecek.
I know this sounds crazy, but ever since yesterday on the road I've been seeing this shape.
Bu delilik gibi gelebilir, ama dün yolda olanlardan beri bu şekli görüyorum.
You know, I know this sounds crazy... but I actually miss the old girl.
Biraz çılgınca gelebilir ama... aslında o yaşlı kızı özlüyorum.
I know this sounds crazy, but I just got carried away. I couldn't resist these...
Çılgınca göründüğünü biliyorum ama öyle kendimden geçtim ki kendime engel olamadım.
i know this sounds crazy, honey.
Bu çılgınca geliyor biliyorum, tatlım.
I know this sounds crazy... but I make up excuses to come into the ward every day... just to see you.
Çılgınca geldiğini biliyorum ama her gün, sırf seni görmek adına bu koğuşa gelmek için bahaneler uyduruyorum.
I know this sounds crazy, but the two men standing behind me will give me 50 bucks if I stand here and eat one of your egg rolls.
Kulağa çılgınca geldiğini biliyorum ama, eğer sizin böreğinizden bir parça alıp yersem arkamdaki iki adam bana 50 dolar verecek.
I know this sounds crazy, but you're killed. - You're shot.
Çılgınca geliyor ama öldürülüyorsun.
I know this sounds crazy, but... I have never known anyone who is so...
Çılgınca gelecek ama hiçbiri bu kadar...
I know this sounds crazy but I think I'm falling in love with her.
Çılgınca gelebilir ancak galiba ona aşık oluyorum. - Tanrım!
I know this sounds crazy, but I think Thomas was his dog.
Delice olduğunu biliyorum ama sanırım Thomas köpeğiydi.
Look, I know this sounds crazy, but... if you want, we could have dinner.
Bak çılgınca geleceğini biliyorum ama istersen bir ara akşam yemeği yiyebiliriz. - Şey ben, ben...
I know this sounds crazy, but...
Çılgınca geldiğini biliyorum ama.
I know this sounds crazy, but it looks like volcanic lava pouring onto the street.
Bunun çılgınca geldiğini biliyorum, ama volkanik lav sokağa akıyor.
I know this sounds crazy, Ed, but you have to do it.
Mantıksız geldiğini biliyorum, Ed ama bunu yapmalısın.
Look, I know this sounds crazy, but...
Bak, bu sana delilik gibi gelebilir ama seni seviyorum.
I know this sounds crazy, Captain, but I'm not Steth.
Söyleyeceğimin kulağa çılgınca geleceğini biliyorum, kaptan, ama ben Steth değilim.
You know, best. You know, I know this sounds crazy, but I really don't want to be in a room with you.
Bu çılgınca gelebilir ama seninle aynı odada olmak istemiyorum.
I know this sounds crazy, but every time this cat hisses at me I know it's saying, "Rachel!"
Delice geliyor biliyorum ama yemin ederim ama bana ne zaman tıslasa Rachel dediğini biliyorum.
I know this sounds crazy, Max, but I feel something about him.
Bunun çılgınca geldiğini biliyorum, Max, onun hakkında birşey hissediyorum.
I called him.'cause- - I know this sounds crazy. but I was missing all these pantyhose. and I thought he might've taken them.
Onu aradım çünkü, çılgınca gelecek ama külotlu çorabımı kaybetmiştim ve onun aldığını sandım.
But, see, I sort of asked for a miracle, and I know this sounds crazy, but... I think I sort of got it.
Ama ben bir çeşit mucize istedim, ve biliyorum biraz saçma ama... galiba mucize oldu da.
I know this sounds crazy. They kidnapped my mother, tried to get my father to help them but he rescued us.
Çılgınca geliyor biliyorum, ama annemi kaçırıp... babamı yardıma zorladılar, ama bizi kurtardı.
Look, Frank, I know this sounds crazy but you've got to believe me.
Kulağa çılgınca geliyor, ama inanmalısın.
I know this sounds crazy, but I think it's for real.
Kulağa çılgınca geldiğini biliyorum ama bence gerçek.
Bart, I know this sounds crazy, but do you think you can drive a car?
Bart, biliyorum bu çılgınca gelecek ama araba kullanabilir misin?
I know this sounds crazy, but unless you leave here... millions of people are going to die.
Bunu duymak çılgınca gelecek ama, eğer buradan ayrılmazsanız... milyonlarca insan ölecek.
I know this sounds crazy'cause I just met her... but I think I'm falling for her.
Biliyorum saçma gelecek onunla yeni tanıştım... ama ona aşık oluyorum.
Look, I know this sounds crazy but... you guys all heard about Flight 180, right?
Bakın, bunun kulağa saçma geldiğini biliyorum. Ama hepiniz 180 sayılı uçak kazasını duydunuz değil mi?
Dad, I know this sounds crazy, but I'm really scared for the others.
Baba, bunun saçma geldiğini biliyorum. Ama diğerleri için çok endişeleniyorum.
I know this sounds crazy, but one of the clearest visions I ever had was after a blood transfusion.
Çılgınca gelecek ama, en net görüntülerden birini kan naklinden sonra gördüm. Tamam, tamam.
I know this sounds crazy but I'm here about Zachary Clark.
Bunun çılgınca olduğunu biliyorum ama buraya Zachary Clark için geldim.
Well, I got this call from Tess Carlisle and I know this sounds a little crazy but did you tear up some flowers of hers?
Şey, Tess Carlisle beni aradı... ve biliyorum bu biraz çılgınca ama... onun çiçeklerini kopardın mı?
Now, I know you're gonna think this sounds crazy... but I noticed you at the pool even before we spoke
Sana çılgınlık gibi gelecek ama, seni konuşmamızdan önce fark ettim.
Listen, I know this all sounds a little crazy, but...
Dinle, kulağa çılgınca geldiğini biliyorum, ama...
I know it sounds crazy, me worrying about all this.
Çılgınca olduğunu biliyorum, ama hep bunu düşünüyorum.
I know how crazy all this sounds, but I don't care.
Tüm bunların çok saçma göründüğünün farkındayım ama umurumda değil.
I know how crazy this sounds.
Çok saçma, biliyorum.
Look, I know that this sounds crazy but I think I love you.
Bu çılgınlık gibi gelebilir ama galiba seni seviyorum.
I know it sounds crazy but this is the greatest sandwich in the world!
Delice olduğunu biliyorum ama Chandler o dünyanın en harika sandviçi!
- Excuse me? - Yeah, I know that this sounds crazy, and it's probably really hard for you to accept, but think about it, Charlene.
- Evet, kulağa delice geldiğini biliyorum ve bunu kabullenmen büyük ihtimalle çok zor ama bir düşün Charlene.
I know it sounds crazy but I can't help feeling like this is somehow my fault.
Çılgınca gelir biliyorum ama bazı şeyler benim hatamdan kaynaklanıyor gibi hissederken yardım edemem.
You know, sometimes - i mean, this sounds crazy -
Kulağa çılgınca gelecek ama...
I know this all sounds crazy.
- Biliyorum çılgınca geliyor.
And I know that this sounds crazy... ... but it's as if I have always known you were out there.
Biraz tuhaf geldiğini biliyorum ama sanki hep bir yerlerde senin var olduğunu biliyordum.
This sounds crazy, I know, but you have to believe me.
Kulağa çıIgınca gelecek, biliyorum. Ama bana inanmak zorundasın.
I know it sounds crazy... and the timing is unlikely... but you have to understand the preacher's leaving the area today... and he's not gonna be back until spring... and I ask this only for my daughter.
Kulağa delice geldiğinin farkındayım. Zamanlamam da kötü. Ama vaiz yarın buradan ayrılacak ve bahara kadar geri gelmeyecek.
I know this sounds totally crazy, my mom's gonna flip out, but I don't want you to leave.
Biliyorum, annem çılgına dönecek ama gitmeni istemiyorum.