English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I know you don't believe me

I know you don't believe me translate Turkish

274 parallel translation
Is that what you were thinking? I know that you don't believe me... but you know that's not what I'm expecting from you.
Söylediklerime inanmıyorsun biliyorum ama neden sana muhtaç olduğumu biliyorsun.
I know you don't follow Arsenal but they're a good bet, believe me.
Arsenal'i takip etmediğinizi biliyorum, ama inanın onlara oynamak iyi kazandırıyor.
If you don't believe me, you know what I say? ...
Madem bana inanmıyorsunuz, bakın ne söyleyeceğim...
Dr. Judd, I know you don't believe me, but you must be careful.
Dr. Judd, bana inanmadığınızı biliyorum ama dikkatli olmalısınız.
You look at me as though you don't believe it, but I know I'm right.
Bana sanki inanmıyormuş gibi bakıyorsun ama haklı olduğumu biliyorum.
I don't know why you want me to believe you, but I believe you.
Sana inanmamı neden istiyorsun bilmiyorum, ama sana inanıyorum.
Oh, I know you don't believe me.
Biliyorum, bana inanmayacaksın.
Tell me somethin', Jim boy. I know you got one of them Pulitzer prizes, but you don't really believe in all that evolution junk, now do you?
Söylesene dostum, Pulitzer ödülü aldığını biliyorum, ama bütün şu evrim zırvalıklarına artık inanmıyorsun değil mi?
But it's so funny, though, sometimes you'd never believe it, they call me Katharine, I don't even know it's my own name, I forget to answer.
Bazen bana Katharine derler, üzerime alınmam!
I don't know if you're lying to me, or if you're insane and I don't really care any longer, but that man, I believe was in the car that's been following us.
Yalan mı söylüyorsun, aklını mı kaçırdın bilmiyorum... ve artık umrumda da değil, ama sanırım o adam... bizi izleyen arabadaki adamdı.
I don't know, I don't know what to believe Kurt, but you're the only one who can help me don't you understand, only you can help.
Bilmiyorum, bilmiyorum, neye inandığımı bilmiyorum Kurt, ama bana yardım eden tek kişi sensin, bana sadece sen yardım edebilrsin.
You won't believe me, but I don't know.
İnanmayacaksın ama bilmiyorum. Nedir soyadın?
Believe me, I don't know what's happening, if you call back...
İnan bana, neler döndüğünü bilmiyorum, eğer tekrar ararsan...
I don't know how much they're paying you but you gotta believe me, it ain't enough.
Seni nasıl ikna ettiler. Bu iş karşılığında sana ne verecekller bilmiyorum ama, inan bana, ne verseler az.
I don't know what that fella Irving had, but, believe me, the way you took that part...
Şu Irving denen adamın neyi vardı, bilmiyorum, fakat, inanın bana, o rolü oynama tarzın...
I don't know, but believe me... you're just a name on a piece of paper... a picture on a seating chart, and that's all.
Bilmiyorum fakat inan bana... sen sadece kağıt üstündeki bir isimsin... oturma planı üstündeki bir fotoğraf, hepsi bu.
Des, I don't know the Holy Ghost for a fact, but you're in the Holy Ghost business, so you tell me about the Holy Ghost, I believe you.
Kutsal ruhun gerçek olup olmadığını bilmiyorum ama sen de bu işi yapıyorsun..... ve bu yüzden bana kutsal hayaleti anlatırsan, sana inanırım.
I don't know why you won't believe me.
Bana niçin inanmadığını bilmiyorum.
You don't believe me, but I... do know.
İnanmıyorsun ama, biliyorum.
I didn't know they were doing a story, or why you don't believe me.
Haber yazdıkIarını biImiyordum, inanmaIısın. - Boş ver!
Now, I know you don't believe me so I'm gonna show you.
Bana inanmadığını bildiğim için sana göstereceğim.
- I know I'm the last person you expected to see here... and maybe you don't believe this, but you're the gal for me... and I'm the guy for you, and we're gonna get married and there ain't two ways about it.
Evet? Burda görmeyi umduğun en son kişi olduğumu biliyorum. Belki buna inanmıyor olabilirsin, ama sen benim kadınımsın ve ben de senin erkeğinim.
I know you don't believe me, but... It doesn't matter.
Bana inanmadığını biliyorum ama önemi yok.
But i don't really know frank salazar, so - you expect me to believe that a man you don't even know... loans you a car in a dark place?
ama bu nedenle gerçek frank salazar! ın kim oldugunu bilmiyorum. buna inanmamı bekleyebilirsiniz.
You don't believe me? - I don't know!
Beni burada bırakmayınI
I know you won't believe me, but I don't wanna do this.
Biliyorum bana inanamazsın ama bunu yapmak istemiyorum.
'Look, I know you don't believe me.
Bana inanmadığınızı biliyorum.
And I know that you don't believe me, but I'm in love with Ronnie.
Ve bana inanmadığınızı biliyorum, ama Ronnie'yi seviyorum.
I know you don't believe me now, but it's the best thing.
Bana inanmadığını biliyorum ama en iyisi bu.
You don't know me. You have no reason to believe I wouldn't kill lbudan if it suited my fancy.
Hevesimi giderecekse Ibudan'ı öldürmeyeceğime inanmanız için hiç bir sebebiniz yok.
Now I know you don't believe that story, but hear me out.
Pekala buna inanmadığını biliyorum ama, şunu bir dinle.
Pardon me, I don't believe I know you.
Sizi tanıdığımı sanmıyorum.
I know you don't believe me, but it's true.
Bana inanmadığını biliyorum, ama bu doğru.
I know. You don't believe me. But you'll remember.
Biliyorum, bana inanmıyorsun, fakat hatırlayacaksın.
I know you don't believe me... but I can prove it to you.
Bana inanmadığını biliyorum ama sana kanıtlayabilirim.
I mean, I know you don't believe me yet.
Bana henüz inanmadığını biliyorum.
I know you don't believe a word I'm saying. Well, here's proof, Doctor. Your husband, me, my, Sean's blood type is O negative.
Biliyorum söylediklerimin hiçbirine inanmadın.Ama işte kanıt, senin kocan, ben-- - Sean'ın kan grubu 0 rh negatif.
I don't know nuttin'. You don't believe me? Try and find me.
Eğer bana inanmıyorsan, iş bittikten sonra beni bulmaya çalış.
Well, it's... I don't even know if you're gonna believe me.
Bana inanacağından bile şüpheliyim.
I don't know if I believe it but will you tell me about it?
Eğer inanırsam bilmiyorum ama bana anlatacak mısın?
I don't know anything of the kind. I know Cynthia is engaged to another, so you can hardly expect me to believe you.
Hiçbir şey bilmiyorum.Cynthia'nın başkasıyla nişanlı olduğunu biliyorum o yüzden size inanmamı bekleyemezsiniz.
You know I can't believe it When you say that you don't need me
Dediğinde ihtiyacım yok sana İnanmiyorum buna
Upbeat ] I know you don't think you're good enough for me, but believe me, you are.
Benim için fazla iyi olmadığını düşündüğünü biliyorum, ama inan bana, çok iyisin.
I know you don't believe me, but I felt them.
Bana inanmayacağınızı biliyorum, ama onları hissettim.
Believe me, you'll gain a little perspective next week, when you're, I don't know, studying to be a wet nurse, and you're script is lining the bottom of Guapo's birdcage.
- Haftaya sütnine falan olmaya kalkacaksın ve o metinler de Guapo'nun kafesinin altında olacak.
I know you don't believe me.
Bana inanmadığını biliyorum.
You don't believe me, that's okay. But I'm not crazy, I know that much.
Sen bana inanmıyorsun ama emin ol daha delirmedim.
You know, Scott, I don't think your mom will believe me.
Biliyorsun, Scott, ben, annenin bana inanacağından pek emin değilim.
Nick, I don't know why you don't believe me.
Nick, Bilmiyorum. Neden inanmıyorsun?
I believe the Good Book says "lf you don't know me, don'tjudge me."
Sanırım kutsal kitap diyor ki "Beni tanımıyorsan, hakkımda hüküm verme."
- I know you don't believe me -
- Bana inanmayacağını biliyorum- -

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]