English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I need to talk to you

I need to talk to you translate Turkish

5,345 parallel translation
Sue, I need to talk to you for a minute.
Sue seninle bir dakika konuşmam lazım.
I need to talk to you about Kyle Walker.
Seninle Kyle Walker hakkında konuşmam gerek.
I need to talk to you about the death of your roommate.
Sizinle oda arkadaşınızın ölümüyle ilgili konuşmam lazım.
EXCUSE ME. GUYS, I NEED TO TALK TO YOU. UH...
Çocuklar sizinle konuşmam lazım.
Listen, I-I need to talk to you later.
Daha sonra seninle konuşmam gerek.
Luca, stop avoiding my calls, I need to talk to you.
Luca, çağrılarımı görmezden gelmeyi bırak. Seninle konuşmalıyım.
I need to talk to you, Commander Saxon.
Sizinle konuşmam gerekiyor Binbaşı Saxon.
I need to talk to you.
Seninle konuşmamız gerek.
I need to talk to you guys about something.
Sizinle bir konuyu konuşmam lazım.
I need to talk to you.
Seninle konuşmalıyım.
Jess : Uh, I need to talk to you about those tickets.
Şu biletler hakkında seninle konuşmam lazım.
I need to talk to you.
Seninle konuşmam gerek.
Oh. Uh, I need to talk to you.
Sizinle konuşmam lazım.
I need to talk to you about your surgical schedule.
Ameliyat programın hakkında konuşmak istiyorum.
I need to talk to you, but not in front of the kids.
Seninle görüşmek istiyorum ama çocukların yanında olmaz.
I need to talk to you about the adoption.
Evlatlık verme hakkında seninle konuşmam lazım.
I need to talk to you.
Seninle konuşacağım.
I need to talk to you.
Seninle konuşmam lazım.
But I have something I need to talk to you- -
- Ama sana söylemem gereken...
Eli, I need to talk to you.
Komik olmanın sırası değil. Eli, seninle konuşmam gerek.
Malcolm, I um... I need to talk to you about something.
Malcolm, seninle bir şey konuşmam lazım.
I want to... I got some big stuff I need to talk to you about.
Seninle konuşmam gereken bazı önemli şeyler var.
Oh, I've got some big stuff I need to talk to you about too, Will.
Benim de seninle konuşmam gereken önemli şeyler var, Will.
- I need to talk to you.
- Sizinle konuşmam lazım.
I need to talk to you privately.
Seninle özel olarak konuşmalıyım.
Hey, Tom, Wanda, I need to talk to you for a sec.
Böyle güzel bir günde bir insan nasıl böyle asık suratlı olabilir?
I really need to talk to you about Claire.
Sizinle Claire hakkında konuşmalıyım.
I need to talk to you.
Bay Queen?
Al, I just need to talk to you for a second.
Al, seninle bir şey konuşmam lazım.
Jenna, I need to be able to not talk to you for one day and not have you assume I'm not into you.
Jenna seninle konuşmadan ve senin senden hoşlanmadığımı varsaymadan bir gün geçirebilmeliyim.
I really need to talk to you about something.
Seninle bir konuda konuşmam lazım cidden.
I just need to talk to you for a second.
Birkaç dakika konuşmamız gerek.
Say something like, "vivian, I love you, But we need to talk about ottawa."
Vivian, seni seviyorum ama Ottowa hakkında konuşmamız lazım der gibi.
Hey... if you can hear me, I need to talk to somebody.
Beni duyuyor musunuz? Biriyle konuşmalıyım.
Do you know where he is? I really need to talk to him.
Nerede olduğunu biliyor musunuz?
I really need to talk to her and you.
Onunla konuşmam lazım. Seninle de.
I need to talk to you.
Konuşmamız gerek.
Well, if you ever need to talk to anyone, I'm here for you.
Dertleşmek istersen ben buradayım.
- I really need to talk to you.
- Seninle cidden konuşmam lazım.
Piper's parents felt they need to be present when you talk to her, so I suggested we all meet at The Spaghetti Station.
Piper'ın ailesi onunla konuşurken kızlarının yanında olmak istiyor. Ben de bu yüzden Spagetti İstasyonu'nda görüşmeyi önerdim.
I won't call you, I won't come to your door, but if you and your family ever need to talk, you just need a friend if things get to be too much, call me.
Seni aramam. Kapına da gelmem. Ama sen veya ailenden biri dertleşmek için bir arkadaşa ihtiyaç duyarsa ara.
I really need talk to you, and, um... I-I don't wanna do it on the phone.
Seninle gerçekten konuşmam gerek ama bunu telefonda yapmak istemiyorum.
I'm around anytime you need to talk.
Konuşmak istersen hep yanındayım.
Look, I'm so sorry to call you on Christmas Day. But, please, Simone, I need to talk to somebody.
Seni Noel akşamı aradığım için çok özür dilerim ama lütfen Simone, birileriyle konuşmam lazım.
I JUST NEED YOU TO COME DOWNTOWN AND TALK TO SOMEONE - -
Sadece şehir merkezine gelip biriyle konuşmanızı istiyorum..
And as much as I'd love some girl talk, you need to go to The Carlton Hotel.
Kiz kiza konusmayi çok istesem de, sen de Carlton Otel'e gitmelisin.
I'm around anytime you need to talk.
Konuşmak istersen her zaman yanındayım.
- Harvey, I need to talk to you. - Not now, Donna.
- Harvey, seninle konuşmam gerek.
I need to talk to you.
Mike.
I need to talk to him. Uh, do you know what Dylan does?
Dylan'ın ne iş yaptığını biliyor musun?
You can go get your boss. I need to talk to a grown-up.
Patronunu getirebilirsin, aklı başında biri ile konuşmam gerek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]