I need you to know that translate Turkish
2,067 parallel translation
Look, I need you to know that T, he's a pretty good kid.
Bilirsiniz, cesaret göstermek zorunda, özellikle de yeni gelen olduğu için.
Hey, Violet, uh, I want to... say something, and I-I need you to know that I'm not trying to pick a fight.
Violet bir şey söylemek istiyorum ama tartışma çıkarmak için söylemediğimi bil.
You know, I mean, I love my job, and, um, all of us here, we've got... we've got our duties that we have to... we have to get done, and things need to be cleaned.
İşimi seviyorum burada hepimizin yapması gereken, hepimizin yapması gereken görevlerimiz var bunları halletmemiz lazım, buraların temizlenmesi gerek.
- I need you to let everybody know that they gotta be very careful right now.
- Şu andan itibaren herkesin çok dikkatli olması gerektiğini söylemeni istiyorum.
I-I need some time to figure some things out, and... if you target him, then it'll just push us closer together, and I know you're too smart for that.
Bazı şeyleri kafamda toparlamak için zamana ihtiyacım var ve onu düşmanın bellersen bu onunla beni daha da yakınlaştıracaktır. Ve senin bunu yapmayacak kadar akıllı olduğunu biliyorum.
I just need you to initial the boxes saying that you know what you're doing here and consenting to what we just talked about.
Az önce konuştuklarımızı ve ne iş yaptığını bildiğini gösteren yerleri paraflamana ihtiyacım var.
And I ll defend you at this hearing tomorrow, but in order to do that, I need to know what I am walking into.
Yarın seni bu duruşmada savunacağım, ama bunu yapabilmem için, neler olduğunu bilmeliyim.
I need to know that you are prepared.
Hazır olduğunuzu bilmem gerekiyor.
Yeah, I know, that's actually what I need to talk to you about.
- Evet, doğru. Ben de bunu konuşmak istiyorum. - Biliyorum...
You need to know something- - something that if Blair knew I was telling you, she'd probably never speak to me again.
Bir şeyi bilmen gerekiyor. Eğer Blair sana söylediğimi bilse muhtemelen benimle asla konuşmayacağı türden bir şey.
I need you to help make sure that Louis and his family don't know that she's trying to leave the city.
Louis ve ailesinin onun şehirden ayrıldığını bilmemelerine emin olmak için bana yardım etmene ihtiyacım var.
I know what I have to do, but I just need to know that you'll be there for me.
Ne yapmam gerektiğini biliyorum ama yanımda olacağını bilmem gerek.
Hey, hey. Look, look. I know that you're upset, but you do need to calm down.
Farkındayım, öfkelisin ama sakinleşmen gerek!
What I know is that you need to learn some manners.
Bildiğim şey, sizin biraz terbiye öğrenmeniz.
I just need you to know that.
Bunu bilmeni istiyorum.
Elena, I need to know that you and Jeremy are going to be OK.
Elena, Jeremy ile iyi olacağınızdan emin olmam gerek.
Okay, and I know that's sort of hard for you, so I need you to promise me.
Senin için zor olacağını biliyorum, bu yüzden söz vermeni istiyorum.
I know we haven't talked much, but I have something that I need to show you.
Son zamanlarda pek konuşmadık ama sana bir şey göstermek istiyorum.
- I don't know that you need to say anything.
- Bir şey söylemen gerektiğini düşünmüyorum.
Look, I just need you to know that I'm sorry, OK?
Sadece üzgün olduğumu bilmeni istiyorum, tamam mı?
So I need to know what you want that is real. So what do you want?
Gerçek olarak ne istediğini bilmem gerek.
I just need you to know that you were wrong.
Sadece hatalı olduğunu söylemek istiyorum.
This is what I know, that Cobb is still out there, and as long as he is, he will continue to kill, and that is all you need to know.
Cobb'un dışarıda bir yerde olduğunu ve öyle olduğu sürece öldürmeye devam edeceğini biliyorum. Bilmen gereken tek şey bu.
All you need to know is that as long as I'm still around, we're all in danger.
Bilmen gereken tek şey, ben etrafta olduğum sürece hepimiz tehlikede olacağız.
Because he's a really interesting guy and he does amazing things. But the fact of the matter is, you know some people culturally call people like that magicians but I am sure he would prefer to be called an illusionist. And that really tells you all you need to know.
Çünkü son derece enteresan bir adam, ve inanılmaz işler yapıyor ama buradaki asıl nokta çoğu insan onu sihirbaz olarak nitelendirir eminim ki o ilüzyonist denmesini tercih edecektir ama her şeyden öte bütün bu adlandırmalar aslında sana bilmen gereken her şeyi söylüyor.
Yesterday you told me that I was one of the smartest students here, so you know I don't need to cheat.
- Bu senin ödevin değil. - Dün bana buradaki en zeki öğrencilerden olduğumu söylediniz yani kopyaya ihtiyacım olmadığını biliyorsunuz.
I do need you to do that. And I want to know what you need from me.
Bunu yapmana istiyacım var ve benden ne istediğini bilmek istiyorum.
So, basically, I just need to know that you're feeling the same way.
Yani senin de aynı şekilde düşündüğünü bilmek istiyorum.
I just haven't met you yet they say all's fair in love and war but I won't need to fight it we'll get it right and we'll be united oh, you know that it'll all tn n out
Hepsinin adil olduğunu söylüyorlar. Aşkta ve savaşta Ama savaşmaya ihtiyacım olmayacak. Doğruyu bulacağız.
You know, that is a very important thing I need to think about because it's a critical decision.
Bak, üzerinde düşünmem gereken çok önemli bir şey bu çünkü çok hassas bir karardır.
Please, if I'm going to be completely honest with you, then I just need to know that you're on my side.
- Kim bu? Sana karşı tamamen dürüst olacaksam, yanımda yer aldığından emin olmam gerekiyor.
So, you know, I was just talking to Lloyd, and I was telling him that I think we need a vegetable garden on the roof.
Demin Lloyd'a çatıda bir sebze bahçesine ihtiyacımız olduğunu söyledim.
A-and I don't need to remind you that no one can know about this.
Bunu kimsenin öğrenmemesi gerektiğini hatırlatmama gerek yoktur sanırım?
Yeah, I know that, which is why I need you to be my eyes and my ears and my feet and my arms and my elbows and my spleen...
Evet, biliyorum. Bu yüzden, gözlerim, kulaklarım ayaklarım, kollarım, dirseklerim ve dalağım olmana ihtiyacım var.
I-I just need you to know that wherever you go, I'll always be there to help you.
Nerede olursan ol, her zaman sana yardım edeceğimi bilmeni istiyorum.
I don't know what to tell you about that, Jules, but... you really need help.
Bunla ne demek istediğini bilmiyorum, Jules, ama... gerçekten yardıma ihtiyacın var.
Look, I just need something that's a bit better than minimum wage that takes half a brain to do, you know what I mean?
Bak, asgari ücretten daha fazlasına ihtiyacım var. Bu da biraz zeka ister, ne demek istediğimi anladın mı?
I need to know that you're there.
Yanımda olduğunu bilmeliyim.
Hey, if--you know, I know that the paparazzi can be very vicious sometimes, so if you ever need anything, like, I mean anything at all, you know where to find me.
Biliyorsun, paparazziler bazen başına bela olabilirler seni rahatsız falan edebilirler, o yüzden ne zaman ihtiyacın olursa yani istediğin zaman, beni nerede bulacağını biliyorsun.
But the one thing I do know is that if you're lucky enough to meet someone who's sexy, smart, and funny, and who actually likes you, you give that person all the time they need.
Ama bildiğim bir şey var ki, Eğer seksi, akıllı ve komik ve gerçekten seni seven biriyle tanıştığın zaman,
- Well, you know, I've heard you say any number of times that, uh, they need to set boundaries with Max.
- Bilirsin, onların Max ile ilgili, aa, sınır koymaları gerektiğini defalarca sana söyledim.
Now look, I know that I promised I wasn't going to say anything, but you two need to talk.
Bakın, bir şey demeyeceğime söz vermiştim ama siz ikinizin konuşmanız gerek.
It's just that it doesn't matter because I know that I need to change and it... It doesn't have anything to do with you.
bu sadece farketmez aslında çünkü değişmeye ihtiyacım var ve o... bu sizi birlikte yapmaz.
It's just that it doesn't matter because I know that I need to change, and it doesn't have anything to do with you.
Sadece, önemli değil çünkü değişmeye ihtiyacım var, ve seninle ilgisi yok.
You know, I need you to just understand that I'm concerned about you and having an actual connection with someone.
Şunu bilmeni istiyorum ki biriyle gerçek bir bağ kurman konusunda bazı endişelerim var.
Apparently, Phil thinks I'm a piece of the furniture, you know, the kind that you put in the corner and you forget about until you need something to set your hot dog on?
Görünüşe göre Phil benim mobilya parçası alacağımı düşünüyor. Köşeye koymak için ve sen sosisli pişirmek için altına ne koyacağınızı unuttun.
Listen, I need one of you guys to be reasonable, and we both know that's not gonna be Mom.
Dinle, ikinizden birinin anlayışlı olmasına ihtiyacım var ve ikimiz de biliyoruz ki o kişi annem olamaz. Krep!
I just need you to know that I would.
Ben bırakacağım bilmeni istiyorum.
I know what I just did was incredibly cool, but I need to get that out of the way because I'm sensing that you were having romantic feelings.
Biraz önce yaptığım inanılmaz havalıydı, biliyorum ama bunu devre dışı bırakmalıyım, çünkü romantik hisler beslediğini hissediyorum.
I can't--no matter what happens between us... * for you * No matter where this winds up, I need to know that-
Aramızda ne olursa olsun ne olursa olsun oğlumu- -
I... I know you've felt alone before, but you don't need to feel that way anymore, because you've got me.
Biliyorum, daha önce yalnız hissediyordun, ama artık böyle hissetmene gerek yok.