I never thought about that translate Turkish
286 parallel translation
I never thought about that.
Bunu hiç düşünmemiştim.
How come I never thought about that?
Bu benim iye aklıma gelmedi ki?
I never thought about that.
Bu hiç aklıma gelmemişti.
I never thought about that
Bu hiç aklıma gelmemişti.
I never thought about that, I suppose.
Sanırım bunu hiç düşünmemiştim.
I never thought about that.
Bunu hiç düşünmedim.
I never thought about that.
Ben onu hiç düşünmemiştim.
- I never thought about that.
- Bunu hiç düşünmedim.
I guess I never thought about that, man.
Sanırım ben bunu hiç düşünmemiştim.
- I never thought about that.
- Bunu hiç düşünmemiştim. - Gördün mü?
When I thought about it... I never once tried to understand, nor took it into consideration... the situation that she may be in.
Şimdi fark ettim de, bir kez bile durumunu dikkate almadım, anlamaya çalışmadım.
I've Been Thinking About This Last Year, And... Dad, I've Done Things That I Never Thought I'd Do.
Geçen yılı düşündüm de, hiç yapmayacağımı düşündüğüm şeyler yaptım baba.
I was thinking about this play again... and you know, Larry, I never said anything... but I never thought that part was so hot for you.
Aklımda bir oyun vardı aslında. Sana daha önce bundan bahsetmemiştim. O rolün sana bu kadar uygun olacağını hiç düşünmedim.
I've been working in a subway all my life, never thought about the guys that dug it.
Tüm hayatım boyunca bir metroda çalıştım.
I never thought of it that way before, but that's about the size of it.
Hiç o bakımdan düşünmemiştim, ama öyle denilebilir sanırım.
I never thought about fingerprints, that mine were on it.
Parmak izlerim olduğu hiç aklıma gelmemişti.
I never really thought about that. What would you say if she asked you about me?
Sana beni sormuş olsa, ne söylerdin?
It's just that I never thought about it before.
Sadece... bunu daha önce hiç düşünmemiştim.
I never thought about it that way.
Onu bu şekilde hiç düşünmemiştim.
You know, I never thought about it like that.
Hiç bu sekilde düsünmemistim.
She was crazy about it. So I just never did tell her that I thought it was upside down.
Onun için öyle çıldırdı ki... bana resmin ters duruyormuş gibi geldiğini söyleyemedim.
Never thought I'd talk about that...
Bunun hakkında konuşmayı hiç düşünmedim...
I never thought he'd get that grown-up's sad face... when I told him about Christmas.
O yaşlı, üzgün suratlı adamın... ona Noel'den bahsettiğimde bunu anlamasını beklemiyordum.
I never thought about it that way.
Hiç böyle düşünmemiştim.
If I thought about it for 40 years, I would never have thought that the safest place to smoke would be the teacher's lounge.
Kırk yıl düşünsem, sigara içilecek en emin yerin öğretmenler odası olacağı aklıma gelmezdi.
I'm sorry about your head. I never would have gone back to the compartment... if I thought that you were gonna...
Döneceğini bilseydim kompartmana... asla geri gitmezdim...
They understand things about pleasure that I've never even thought of.
Zevk hakkında düşündüğümden daha çok şey biliyorlar.
I never thought about it quite that way.
Hiç öyle düşünmedim.
I thought there's a rule, that you never ask about someone's identity?
Kimseyle kimliğimizi.. paylaşmama gibi bir kural olduğunu sanıyordum?
Before you came to work at this bar, I never thought that much about morality and integrity.
Sen bu barda çalışmaya başlamadan önce ahlak ve doğruluk gibi şeyleri pek düşünmezdim.
I just never thought about that before.
Onu daha önce hiç düşünmemiştim.
When I first heard about this I thought, if the mad woman wants to give her money away, she may as well give it to me, but I never really thought that the flying nun here would pull it off.
Bunu düşünceyi ilk duyduğumda, dedim ki, eğer bu manyak kadın parasını boşa harcamak istiyorsa, bana verebilir, ama bu uçan rahibenin bu işi kıvırabileceğini hiç düşünmemiştim.
I NEVER THOUGHT ABOUT IT THAT WAY.
Bu şekilde hiç düşünmemiştim.
"I would have never thought about that." "Thanks. Very nice of you."
"Hiç tahmin etmezdim." "Teşekkür ederim, çok kibarsınız."
I never thought about it like that.
Hiç böyle düşünmemiştim.
You know, I... I never thought about it like that. Sharp kid.
Bilirsin, ben... ben hiç öyle düşünmemiştim, zeki çocuk.
I haven't thought about that in 22 years, but I'll never forgive you.
22 yıldır bunun üzerine hiç düşünmemiştim. Seni asla affetmeyeceğim.
I never thought about it that far ahead.
Hiç düşünmedim.
When that didn't work, I thought about all the presents I never bought you.
İşe yaramadığında,... sana almadığım hediyeleri düşündüm.
Well, I never thought about it like that.
Ben hiç böyle düşünmemiştim.
That's something I never thought about Giuseppe :
Giuseppe`den hiç beklemedigim bir sey..
I bet you thought it would never catch up with you... that I don't know the shit you guys say about me.
Eminim asla sizin dilinizden anlayamayacağımı... arkamdan ettiğiniz pis lafları bilmediğimi sandınız.
I never thought about living that long.
O kadar uzun yaşamayı hiç düşünmemiştim.
Well, you see, I had become so fascinated with my invention that I never really thought about how that poor creature would suffer.
Gördüğün gibi, zavallı bir yaratığa bu kadar acı çektirebileceğini asla düşünmediğim icadımdan epey etkilenmiştim.
And every time we went back after that... I never brought the card again, but every time we went back I thought about it.
Ve oraya sonraki her gidişimizde... karneyi hiçbir zaman yanımda götürmedim.
I never thought it would be possible to be sorry about a thing like that.
Böyle bir şey için üzgün olunabileceği hiç aklıma gelmezdi.
Well, I never really thought about it quite like that.
Ben hiç o şekilde düşünmemiştim.
I never thought about it like that.
Aklımın ucundan bile geçmezdi.
- When I thought you dead, I did not care... about all the plays that would never come, only that I would never see your face.
- Senin öldüğünü sandığımda... hiç yazılmayacak oyunları umursamadım, sadece seni bir daha göremeyeceğim için.
I had never really thought about death... before that summer and the coming of Shadrach.
Daha öncesinde ölüm aklıma hiç gelmemişti ta ki o yaz Shadrach gelinceye kadar.
If I said that I never thought about having sex with you, I'd be lying.
Seninle sex yapmayı düsünmüyorum dedigimde Yalan soyluyordum