I really don't know anything translate Turkish
216 parallel translation
I really don't know anything, so I have nothing to tell you.
Gerçekten bir şey bilmiyorum, söyleyecek bir şeyim de yok.
I really don't know anything.
Sahiden dilime bir şey gelip gitmiyor.
I've been thinking about taking some pictures, and I don't really know anything about cameras.
Bir kaç fotoğraf çekmek istiyorum ve kameralar hakkında gerçekten bir şey bilmiyorum.
I really don't know of anything much Fanny has got except her feeling about Eugene.
Fanny'nin pek de bir şeyi yok bildiğim. Eugene'e duyduğu hisler dışında.
I really don't know anything about American sports.
Amerikan sporları hakkında gerçekten bilgim yok.
I really don't know anything.
Gerçekten hiçbir şey bilmiyorum.
You know, for the sake of that dinner, I really don't want anything to happen to you.
O akşam yemeğinin hatırına, size bir şey olmasını gerçekten istemiyorum.
I'm ashamed to say I really don't know anything about archaeology.
Arkelojiden pek anlamadığımı söylemekten utanıyorum.
But I don't really know anything about birds.
Ama kuşlar hakkında fazla bir şey bilmiyorum.
I don't really know anything about it at all. But you just started to tell me...
Ama tam bana anlatmaya başlamıştın...
Only us two, but I really don't know anything about it.
Evet ikimiz varız, ama benim gerçekten haberim yok.
No, I don't really know anything about it.
- Bu konuda hiçbir şey bilmiyorum.
Look, I'm really busy, and since you don't seem to know anything...
Bak, çok yoğunum zaten.. Bu olayla iligili birşey bilmiyorsun gibi geliyor bana.
Look, I'm really busy, and since you don't seem to know anything...
Bak.Çok yoğunum zaten.. Bu olayla iligili birşey bilmiyorsun gibi geliyor bana.
Master Bai, I really don't know... anything about the tunnel
Bai Efendi, gerçekten haberim yok... Tünelleri ilk defa görüyorum
You really don't know anything about this? I knew it.
Bu konuda gerçekten bir şey bilmiyor musun?
I know you really didn't need my test answers or anything, but I kinda got the feeling like, I don't know, like we were a team in there.
Aslında benim bilgime ya da hiçbir şeyime ihtiyacın yok, ama garip hissediyorum, bilmiyorum, sanki biz bir takımız gibi.
I really don't know anything
Gerçekten hiçbirşey bilmiyorum
I really don't know anything myself.
Gerçekten kendim hiç birşey bilmiyorum.
Uh, I really don't know what it is, but... I thought it was strange, because in 30 years... I've never seen Alex bring anything home from work.
O aslında tam olarak ne bilmiyorum ama bunun garip olduğunu düşündüm, çünkü 30 yıl boyunca Alex'in eve hiç iş getirdiğini görmedim.
I don't even know... because I've never really done anything like this before.
Bilmiyorum çünkü bunu daha önce hiç yapmadım.
I mean, we really don't know if there's anything left down there, do we?
Yani, aslında, aşağıda ne kaldığını pek de bilmiyoruz, değil mi?
Look, I really don't know anything.
Bak. Gerçekten hiç birşey bilmiyorum.
I don't know anything, really.
Birşey bilmiyorum, gerçekten.
I don't really know anything about cars.
Arabalardan anladığım yok. Harikasın canım.
I don't know anything about music, but I think you're really great.
Müzik hakkında bir şey bilmiyorum, ama senin harika olduğunu düşünüyorum.
Actually, I don't really know anything about you.
Aslında Luann senin hakkında gerçekten hiçbir şey bilmiyorum.
I, I I know this is an ideal sort of kissing moment you know, night, moon, boat, water lapping you know, it's, um... i t's perfect and I'm I'm not feeling that it would be nice but I don't really know anything about you and I'm I'm still on the rebound
Yani gece, ay, tekne, suyun sesi... her şey mükemmel ve hoş olmayacağını hissettiğimden değil ama hakkında hiçbir şey bilmiyorum ve ben... hala kafamı toparlayamadım.
I don't really know anything about birds.
Kuşlar hakkında pek çok şey bilmiyorum.
Well, all I know is that third trimester abortions are illegal, I don't really know anything about fortieth.
üçüncü dönemde düşürmenin yasal olmadığını biliyorum, kırkıncı dönem hakkında bir bilgim yok.
So I'm sorry what I said yesterday, I really don't know anything about her.
Dün söylediklerim için üzgünüm. Gerçekten de onu hiç tanımıyorum.
I was born there, but I don't really know anything about Chicago anymore.
Orda doğdum ama orası hakkında hiçbir şey bilmiyorum
Anyway, I don't know what the churches... specific position is on fornication and adultery these days But I felt really hypocritical not saying anything to you about it before, so... what is the official position these days?
Herneyse, kilisenin zina ya da aldatma... hakkındaki resmi fikri nedir bilmiyorum ama, bunları size daha önce söylemediğim için kendimi ikiyüzlü hissettim...
- I really don't know anything.
Gerçekten bir şey bilmiyorum.
You're the one that I don't really know anything about anymore, Frank
- Artık tanıyamadığım kişi sensin Frank.
Oh, no, no, I really don't know anything about computers
Yoo hayır hayır, bilgisayar hakkında gerçekten hiç birşey bilmiyorum.
And I don't want to know, because if I really thought about it, I wouldn't be able to do anything at all.
Çünkü bu konuyu etraflıca düşünürsem bir daha yapamayabilirim.
I know I don't have the right to ask for a miracle... because I haven't really been much of a believer in anything.
Biliyorum... Bir mucize olmasını istemeye hakkım yok çünkü hiçbir şeye gerçekten inanan biri olamadım.
And I know that my failures and my shortcomings don't really have anything to do with you, but I....
Benim hatalarımın, zayıflıklarımın seninle ilgisi olmadığını da biliyorum.
But, um, since I work in the TV business and I don't really know anything, I was wondering if you would consider, uh, letting me go, bec...
Ama, ben TV işinde çalıştığıma ve hiç birşey bilmediğime göre, düşünüyordum da belki siz benim gitmeme izin...
DANA, YOU KNOW, THIS IS KIND OF A SPECIAL DAY. I JUST REALLY DON'T WANT ANYTHING TO RUIN IT.
Dana, bu gerçekten özel bir gün ve hiç bir şeyin bunu mahvetmesini istemiyorum.
I don't really know anything about popular music.
Popüler müzik hakkında pek bir şey bilmem.
I really don't know anything!
gercekten hicbirsey bilmiyorum!
Come to think of it, I don't really know anything about you at all. I don't know.
Düşündüm de senin hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
- I really do. I don't know anything.
- Gerçekten var, hiç bir şey bilmiyorum.
I wanna know.I don't really know anything.And I want to know all.
"Bilmek istiyorum. Gerçekten hiçbirşey bilmiyorum. Ve herşeyi bilmek istiyorum."
After six years in the White House and eight as the governor's daughter, I don't really know anything else.
Beyaz Saray'da 6 yılın ardından ve 8 senedir bakan kızı olmaktan... Başka da birşey bilmiyorum.
You know, I don't think I saw anything, really.
Aslında bir şey gördüğümü bile sanmıyorum.
I really don't know anything.
Gerçekten bir şey bilmiyorum.
I'm not going to pretend like I know anything about paradoxes... or what follows them, and honestly, I really don't believe in that crap.
Paradokslar hakkında her şeyi biliyormuş gibi davranmayacağım ya da onları takip eden şeyleri ve dürüst olmak gerekirse, bu saçmalıklara inanmıyorum.
This doesn't really have anything to do with Dostoyevsky. I don't know why, but these subjects appeal to me for some reason.
Dostoyevskiyle pek bir ilgisi yok nedenini ben de tam bilmiyorum ama bu tip konular ilgimi çekiyor nedense...