I saw the way you looked at her translate Turkish
33 parallel translation
Look, I saw the way you looked at her, alright?
Ona bakış şeklini gördüm, tamam mı?
I saw the way you looked at her tonight during the play.
Bu gece oyun sırasında, ona nasıl baktığını gördüm.
Come on, I saw the way you looked at her the other day.
Haydi ama, geçen gün ona bakış tarzını gördüm.
- I saw the way you looked at her.
- Dün ona bakisini gördüm. - Rol yapiyordum..
I saw the way you looked at her, too.
Ona nasıl baktığını gördüm.
Oh, come on, I saw the way you looked at her.
Hadi ama, ona nasıl baktığını gördüm.
I saw the way you looked at her, John.
Ona nasıl baktığını gördüm, John.
I mean, I saw the way you looked at her.
Demek istediğim, ona bakışını gördüm.
I saw the way you looked at her when you found out she was pregnant.
Hamile olduğunu öğrendiğinde, ona nasıl baktığını gördüm.
I saw the way you treated her. I saw the way you looked at her, the way you threw her away when you were done with her, and now, now you're trying to do the same thing with me, again.
Onu nasıl tedavi ettiğini, nasıl baktığını gördüm onu nasıl sepetlediğini nasıl işini bitirdiğini gördüm şimdi de aynı şeyi bana yapmaya çalışıyorsun.
I saw the way you looked at her in the hall.
Koridorda ona nasıl baktığını gördüm.
I saw the way you looked at her.
Ona bakışınızı gördüm.
I saw the way you looked at her.
Ona bakış şeklini gördüm.
You don't think I saw the way you looked at her the other night, when you were so quick to come to her rescue?
Geçen gece ona nasıl baktığını ve ve onu kurtarmaya nasıl hızlıca gittiğini görmediğimi mi sanıyorsun?
I saw the way you looked at her when she undressed.
Soyunurken ona bakış şeklini gördüm.
I saw the way you looked at her. - And I saw the way she looked at you.
Senin ona, onun da sana nasıl baktığını gördüm.
I saw the way you looked at her, too.
Senin de ona bakma şeklini gördüm.
Barbie, I saw the way you looked at her.
Barbie, ona bakışlarını gördüm.
I saw the way you looked at her when you spared her life.
Hayatını bağışladığında ona nasıl baktığını gördüm.
I saw the way you looked at her.
Seni ona bakarken gördüm.
I saw the way you looked at her, Reg.
Ona nasıl baktığını gördüm Reg.
I saw the way you looked at her.
Ona nasıl baktığını gördüm.
'Cause I saw the way she looked at me when you told her we were gonna get married.
Evleneceğimizi söylediğinde bana nasıl baktığını gördüm.
I saw the way that you looked at her. I saw it.
Ona nasıl baktığını gördüm.
After I saw the way that you looked at her, I thought.
Ona bakış şeklini gördükten sonra düşündüm ki...
I saw how the way you looked at her.
Ona nasıl baktığını görmedim mi sanıyorsun?
I saw the way you both looked at her.
İkinizin de ona nasıl baktığını gördüm.