I should've listened to you translate Turkish
95 parallel translation
I should have listened to you and stayed on the boat.
Seni dinlemeliydim ve gemide kalmalıydım.
Perhaps I should've been an artist... then He would've listened to me as He appears to have listened to you.
Belki de sanatçı olmalıydım. O zaman dinlerdi belki beni. Seni dinliyor gibi gözüküyor.
Jonathan told me that you people were no better than animals, and I should've listened to him.
Jonathan bana hayvandan farkınız olmadığını söylemişti. Ona inanmalıymışım.
I should've listened to you.
Sizi dinlemeliydim.
I should've listened to you.
Seni dinlemeliydim.
I should've listened to you from the start, but Jenny's in trouble now.
Peev, özür dilerim, seni en başında dinlemeliydim.
I guess I should've listened to you.
Sanırım seni dinlemeliydim.
I told you we should've listened to the whole thing.
Bu şeyin hepsini dinlememiz gerektiğini söylemiştim sana.
Maybe you should've listened to what I was saying, Healy.
Belki de ne söylediğimi dinlemeliydin Healy.
I had a premonition that Aviva was going to hurt you, so I tried to stop her. I should've listened to you, Prue.
Aviva'nın seni yaralayacağını gördüm, ve onu durdurmaya çalıştım.
Yeah, I guess you should've listened to him the other day.
Evet, sanırım geçen gün onu dinlemeliydin.
- I never should've listened to you. She was here.
- Dinlemiyorum, seni asla dinlememeliydim.
And I should have listened to Kreetago and destroyed you when I had the chance.
Ve ben Kreetago'yu dinleyip, hazır fırsatım varken sizi yok etmeliydim.
I should've listened to you about today.
- Bugün seni dinlemem gerekirdi.
You guys should have just stayed home, not listened to a word I said.
Sizin evde kalmanız ve beni dinlememeniz gerekirdi.
I should've listened to whatever it was you were saying.
Söylediklerini dinlemem gerekirdi.
- No, I should've listened to you.
Seni dinlemeliydim.
- I never should've listened to you.
- Seni hiç dinlememeliydim!
I should have listened to you, spices, and sent him away.
Sizi dinlemeliydim, baharatlar ve onu yollamalıydım.
- I'm sorry, I should've listened to you.
Özür dilerim. Seni dinlemem gerekirdi. Yapma.
You should've listened to Captain Bellick and gassed the whole block.
Kaptan Bellick'i dinleyip bütün bloğa gaz bombası atman lazımdı.
Figured it was no big deal but I should've listened to you.
Bir şey olmaz sanmıştım ama sözünü dinlemeliymişim.
- I so should've listened to you.
Keşke seni dinleseydim.
I should've listened to you this morning, not will.
Bu sabah seni dinlemeliydim, Will'i değil.
Yeah, I should've listened to you and, er...
Evet, seni dinlemeliydim, ve şey...
I should've shut up and listened to what you said, and not talk about things I don't know about.
Susup seni dinlemeliydim ve bilmediğim konular hakkında konuşmamalıydım.
I should've listened to you and Morgana.
Seni ve Morgana'yı dinlemem gerekirdi.
I should've listened to you.
Seni dinlemem gerekirdi.
I should have listened to you and not told him the truth.
Seni dinlemeliydim ve ona gerçeği anlatmamalıydım.
- Guess I should've listened to you.
Galiba seni dinlemeliydim.
I should've listened to you and followed your map.
Seni dinlemeliydim ve haritanı takip etmeliydim.
But you were right, and I should've listened to you.
Ama sen haklıydın ve seni dinlemeliydim.
I should've listened to you and taken my umbrella
Keşke sözünü dinleyip, şemsiyemi yanıma alsaydım.
I should've listened when you wanted to get on this sub three years ago.
Üç yıl önce bu denizaltıya binmek istediğinde kabul etmeliydim.
You called it the minute those yahoos got there. I should've listened to you.
Onlar buraya ilk geldiğinde seni dinlemeliydim.
Look, Rush, I realize I should've listened to you sooner.
Bak, Rush, seni daha önce dinlemeliydim.
You were rht, jim, i should've listened to you.
Haklıymışsın Jim, seni dinlemeliydim.
I should've listened to you.
Seni dinlemeliydim
I should've listened to both of you.
İkinizi de dinlemeliydim.
I should've listened to you.
Seni dinlemeliydim. Üzgünüm.
I hope you were saying, " Should've listened to my brother
Öyle mi? Umarım "kardeşim Danny'yi dinleyip Nelson Chui'yi serbest bırakmasaydım." diyorsundur.
I should've never listened to you.
Sizi hiç dinlememeliydim.
I should've listened to you when you told me to stay away from Luis.
Luis'den uzak durmamı söylediğinde seni dinlemeliydim.
Yes, I should've listened to you.
Evet, seni dinlemeliydim.
I should've listened to you, Siobhan.
Seni dinlemem gerekirdi Siobhan.
I should've listened to you. About Kendrick.
Kendrick konusunda seni dinlemeliydim.
You've never listened to me. Why should I listen to you?
Beni hiç dinlemiyorsun ben seni neden dinleyim.
You should've listened to me when I told you to exercise.
Sana egzersiz yapmalısın dediğimde beni dinlemeliydin.
I-I should've listened to you more.
Seni daha fazla dinlemeliydim.
You should've listened to me when I suggested that you put her on- -
Onu baypasa almanızı söylediğimde beni dinlemeli- -
I should've listened to your deadbeat father, gotten rid of you before you were even born.
Beleşçi babanı dinlemeliydim daha sen doğmadan senden kurtulmalıydım.