English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I should have been here

I should have been here translate Turkish

112 parallel translation
But I should have been here.
Ama burada olmalıydım.
I should have been here.
Orada olmalıydım.
I should have been here to supervise her packing.
Onun toplanmasını denetlemeliyim.
I should have been here.
Burada olmalıydım.
I should have been here.
Ben de orada olmalıydım.
I should have been here.
Burada kalmam gerekiyor.
I should have been here to protect you.
Seni korumak için burda olmalıydım.
Yeah, well, I should have been here, okay?
- Burada olmalıydım, tamam mı?
I should have been here two years ago.
İki yıl evvel burada olmalıydım.
I should have been here in plenty of time.
Burada çok zaman kaybettim.
I should have been here.
Yanında olmalıydım.
I should have been here, for you.
Yanında olmam gerekirdi.
I should have been here this summer to help you with the decision instead of leaving you here with yet another man who doesn't get it.
Bu yaz kararlarını verirken seni anlamayan bir adamdan yardım isteyeceğin yere benim burada olup sana yardım etmek gerekirdi.
I mean, I - I probably went out and ran a few errands or something like that, but I mean, um... I should have been here all day, for most part.
Bir şeyler almaya çıkmışımdır herhâlde ama çoğunlukla evdeydim.
I should have been here from the beginning.
En başından beri olmalıydı.
I should have been here to meet him.
Onu karşılamak için burada olmalıydım.
I can't understand why it should have been sent here...
Niçin buraya gönderildiğini anlayamıyorum.
But I don't think they should have been brought here.
Fakat bence buraya getirilmemeliydiler.
I'm repairing the electrics... which you should have been here to check.
Demek buradasın, kimse bana bir şey söylemiyor. Senin burada olup kontrol etmen gereken elektrikleri ayarlıyordum.
I've been packing some things, and I realised there's some equipment here that we should have down at the settlement.
Bazı şeyleri topluyorum. Yerleşimde ihtiyacımız olan ekipman olduğunu fark ettim.
I am strangely sure that had you stayed here we should have been overtaken by the most immense desolation.
Eminim ki, burada kalmış olsaydınız büyük bir yalnızlık tarafından kuşatılacaktık.
I get to ride out, see if i can find lawyer Maitland, he should have been here two hours ago - shan't be long.
Dışarı çıkıp Avukat Maitland'ı arayacağım iki saat önce burada olması lazımdı.
We've all heard the stories about Buddy, but I think we should make him feel welcome here at Weaver... rather than alienating him, which seems to have been the policy at his previous schools.
Biz Buddy hakkındaki öyküleri çoktan duyduk. Ama ben yine de onu kendimizden uzaklaştırmaktansa, ona hoş geldin dememiz gerektiğini düşünüyorum..., Önceki okulunda çok sorun yaşamış gibi gözüküyor.
What have you two been plotting down here or should I say, what else?
- Siz ikiniz burada ne planlıyordunuz? Yoksa "başka ne" mi demeliydim?
And what I realized during this very interesting week is that I have probably focused too much on breaking the glass ceiling, finding a woman to run things here when I should have been looking for the best person to run things here.
Bu çok ilginç hafta boyunca... burayı idare edecek en uygun kişiyi aramak yerine... tabuları yıkmak... bir kadın yönetici atamak... gibi konulara... kafamı fazla taktığımı anladım.
I want her in here, so we can begin what we should have been doing from the start
Onu burada istiyorum ki başından beri yapmamız gerekeni yapalım.
"I SUPPOSE I SHOULD HAVE BEEN MORE AWARE, " HERE WAS THE HOME OF MY DREAMS.
Aslında daha dikkatli olmam gerekirdi ama içimden biri haykırıyordu.
I've been reiterating that you should not have come here! You please go outside and sit.
Ben katile benziyor muyum?
- l thought about what you said about what's been happening around here lately and I decided that we should have dinner and figure a few things out.
- Burada son zamanlarda olanlar hakkında söylediklerini düşündüm. Ve yemek yememiz ve bazı şeyleri halletmemiz gerektiğine karar verdim.
If anyone can be mad here, then it's rather me. Seven years have I been behaving like I should have been.
Eğer burada biri sinirlenip çılgına dönecekse, o kişi de ben olmam gerekir 7 yıl davranmam gerektiği gibi davrandım.
Listen, I've been doing some thinking and I don't know whether it's because we're here or Rachel's giving birth but I think we should try to have a baby.
- Dinle, ben biraz düşündüm de.. .. bilmiyorum, belki burada olduğumuz içindir.. .. ya da Rachel doğum yaptığı için..
Shouldn't you have been here last time round? I should have, but fuck it. An hour late.
Bu işin bu kadar uzayacağını bilseydim, geç kaldık değil mi?
Not of the crime I've been imprisoned for, but... so many other crimes, which should have landed me in here years ago.
Mahkum edildiğim suçtan değil ama beni buraya yıllar önce sokması gereken onlarca suçtan.
I'm sorry. But you should have been here last night.
Özür dilerim, ama asıl dün gece burada olmalıydınız.
All I need is my husband who should have been here by now.
sadece kocamın yanımda bulunmasına ihtiyacım var.
I should have been here earlier.
Benim hatam!
Before it happened, I would have been there, on the couch, not over here, in mid-air, 91 cm from the couch... precisely 91 cm from where I should be.
O olaydan önce, orda olurdum, kanepenin üstünde, burda, boşlukta, kanepeden 91 cm uzakta olmazdım... tam 91 cm olmam gereken yerden.
And it's a complete waste of my time to come here when I should have been back in L.A. prepping for my first day of shooting on monday.
Pazartesi ilk çekimime hazırlanıp L.A.ye dönmüş olmam gerekirken buraya gelmek tam bir zaman kaybı.
See, I been tryin'to teach you guys to play my music, when what I should have been doing is listening to the music you guys already have here.
Sizinle benim müziğimi çalmanız için uğraşıp duruyorum, aslında yapmam gereken sizin kendi bildiğiniz müziği dinlemek olmalıydı.
I should have been with her at the hospital instead of hanging around here pretending I'm still in the game.
Oyuna dahil biriymiş gibi davranıp burada olacağıma hastanede onunla birlikte olmam gerekiyordu.
But y'all should really have signs up and down the hallways, 'Cause i been stuck up in here for about an hour, man.
Ama koridora levha yerleştirmelisiniz, çünkü yaklaşık bir saattir burada kaldım, adamım.
You should have been here when I was butchering the ox.
Öküzü keserken burada olmalıydın.
And, yes, I have not been the muslim I should have been. But who here has?
Ve evet, olmam gereken bir Müslüman olamadım ama burada kim olmuştur ki?
He never should have told her, I've been here this whole time.
Ona burada olduğumu asla söylememeliydi.
It should have been me the one hitting him with the car so that I could end up here.
Ona vuran ben olmalıydım.
THIS IS FOR PERSONAL USE ONLY AND NOT FOR RESALE I should not have been here today.
Bugün buraya gelmemeliydim.
What I have been doing for the past five years Is covering you guys in detention, which you should know Because you've been here evey year.
- Seneye koç olcam o yüzden sizle şimdi ilgileniyorum Her yıl aynısı oluyor
There have been times, I'll admit, when it's occurred to me that maybe I should put my career on hold and become a maker, but these last several hours here with you have erased those doubts forever.
Kariyerime bir süre ara verip yaratıcı olmam gerektiğini düşündüğüm zamanlar oldu fakat seninle geçirdiğim şu son birkaç saatte bütün bu çelişkilerim tamamen yok oldu.
For what I paid for that system, when it goes off, you should have been here in minutes.
Bu sadece kasadaki para. Bu sisteme ödediğim para karşılığında, alarm çalıştığında birkaç dakika içinde burada olmalıydınız.
I don't check my messages, You should have been here.
Ben mesajlarıma bakmıyorum, burada olmalıydın.
I should know, why I have been summoned here?
Ne olduğunu sorabili rmiyim?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]