English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I should have known better

I should have known better translate Turkish

177 parallel translation
I should have known better.
Anlamalıydım.
I should have known better.
Doğrusunu bilmeliydim.
I should have known better.
Bilmem gerekirdi.
Thank you. I should have known better than try to hold back from men who have operated the way you have behind enemy lines.
Düşmana karşı sizin gibi başarıyla görev yapmış askerlerden sır saklamamam gerekirdi.
- I should have known better.
- Tahmin etmeliydim.
I should have known better.
Şimdi daha iyi anlıyorum.
- I should have known better.
- Daha iyi bilmeliydim.
I should have known better.
Adresimi de bileceğini düşünmeliydim.
But I should have known better.
Ama yapmamalıydım.
I should have known better than try to keep a secret from you, my friend.
Senden sır saklamanın daha iyi bir yolunu düşünmeliydim dostum.
I should have known better than to trust him.
Ona güvenilmeyeceğini bilmem gerekirdi.
I should have known better.
Daha fazlasını bilmeliydim.
Because I should have known better... because whenever I do, I put my foot in it.
Böyle olacağını bilmeliydim... Ne zaman ciddîleşsem, pot kırıyorum.
I should have known better. I should have known that a guy like you'd be all booked up ahead of time, social-wise.
Sosyalleşme açısından senin gibi birinin önceden işleri olduğunu düşünmeliydim.
I should have known better.
Bunu tahmin etmeliydim.
I should have known better than to get mixed up with someone like that.
Böyle birisiyle birlikte olmadan önce, bunları daha iyi biliyor olmalıydım.
I should have known better than to try to talk to you.
Seninle konuşmanιn faydasιz olacağιnι bilmeliydim.
I should have known better than to talk to her unarmed.
Onunla silahsızken konuşmamalıydım.
It's a good thing I'm a lady or you'd need a nurse, buster. I should have known better than to help somebody who has no regard for other people!
Bak, Şahin, ya sen de öyle olduğunun farkına varsaydın?
I should have known better than to trust a cop.
Bir polise asla güvenmemeliydim.
I should have known better.
Akıl edemedim.
Having lived through the reigns of three Caesars, and seen the depths to which Rome has sunk beneath them, I should have known better than to believe a fourth could be different.
Üç ayrı Caesar döneminde yaşamış ve Roma'nın ne kadar dibe battığını görmüş biri olarak dördüncü Caesar döneminin daha farklı olmayacağını çok iyi anlamalıydım.
Yes, ma'am, I should have known better.
Evet, efendim, iyi biliyorum.
I was hoping the desert air would clear your brain, but I should have known better.
Açık hava beynini temizler sanmıştım ama böyle olmayacağını tahmin etmeliydim.
I should have known better than to... Than to...
Bilmeliydim ki, bundan bundan...
I should have known better than to go fishing with a giant.
Bir devle balığa çıkılmaması gerektiğini bilmeliydim.
i should have known better.
Daha iyi bilmeliydim.
I should have known better than to get involved with Italians.
Ne herif be. Italyanlara bulaşılmaması gerektiğini bilmeliydim.
No, I should have known better.
- Hayır, daha iyi biliyor olmalıydım.
I should have known better.
Kahretsin! Yapmamam gerektiğini bilmeliydim.
Because I should have known better than to let him drive.
Çünkü onun yarışa katılmasının daha iyi bir fikir olduğunu biliyordum.
I should have known better.
Daha iyi tanımalıydım.
I should have known better than to deal with the likes of you.
Sizin gibilerle anlaşma yapılamayacağını tahmin etmeliydim.
I should have known better than to waste my time.
Boşa zaman kaybedeceğimi bilmeliydim.
I should have known better.
Aslında anlamalıydım.
Aw, all right. I should have known better than to try this.
Pekala, bunu denememem gerektiğini bilmeliydim.
Well... Well, I should have known better than to try to help out some ungrateful amateur act from a... from a dirt-bag dimension like yours!
Sizinki gibi dandik bir boyuttaki birkaç nankör sözde aktöre yardım teklif etmemem gerektiğini çok iyi biliyordum.
I should have known better. Why did....
Sizi daha iyi tanımam gerekirdi.
I should have known better than to indulge my curiosity.
Merakımı tatmin etmek yerine, daha iyi bir şeyler yapmam gerektiğini bilmeliydim.
I should have known better than to trust the likes of Traynor.
- Traymor gibilerine güvenilmeyeceğini bilmeliydim.
So I should have known better.
Daha iyi düşünmeliydim.
Karl... I should have known better
Karl... ben tahmin etmeliydim...
I should have known better than to bring you.
Seni oraya götürmemeliydim. - Orada olduğum için şanslısın.
I should have known better than to trust you again.
Sana güvenemeyeceğimi bilmeliydim.
I should have known better than to reason with your kind, dhampir hunter
Kendi avcı soyundan daha ünlü olmalısın Melez.
I practically stamped "AMA approved" on it. I should have known better.
Neredeyse üzerine "AMA onayı" ( Amerikan Sağlık Birliği ) vurdum. Daha iyi tahmin etmeliydim.
I should have known better. Intelligence Officer!
İstihbarat Subayıymış!
I should have known better.
Daha önceden düşünmem gerekirdi.
I should have known you'd be better than anyone.
Senin herkesden iyi olduğunu bilmeliydim.
I'm sorry about all your friends... but you should have known better.
Tüm arkadaşların için üzgünüm ama daha iyisini bilmeliydin.
And little that I did know, I'm left with the feeling this was a person we should have known better.
O, onu daha iyi tanımak için, zaman ayırmamız gereken bir insandı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]