English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I shouldn't be telling you this

I shouldn't be telling you this translate Turkish

100 parallel translation
I guess I shouldn't be telling you this,'cause it might spoil the picture for you.
Galiba bunu size anlatmamalıyım. Yoksa filmin tadını kaçırabilirim.
I shouldn't be telling you this, but I do so dread it when he has to take a murder trial.
Size bunu söylememeliyim ama bir cinayet davası almasını pek hoş bulmuyorum doğrusu.
I shouldn't be telling you this.
Sana bunu söylememeliydim.
Well, maybe I shouldn't be telling you some of this, but... Well, it was quite a week.
Belki bunların bazılarını size anlatmamalıydım ama bütün hafta öyle geçti.
I know I shouldn't be telling you this....
Biliyorum bunu size anlatmamam gerek...
I shouldn't be telling you this. I'm...
Sana bunu söylememeliyim...
I probably shouldn't be telling you this...
Muhtemelen bunu sana söylemem gerekir ama...
I know I shouldn't be telling you this. No. No.
Sana bunu söylememem gerektiğini biliyorum.
Russell, I shouldn't be telling you this, but he was cut from the football team yesterday.
Russell, bunu sana söylememeliyim, ama dün futbol takımından çıkartıldı.
And, uh, I shouldn't be telling you this, but...
Ve bunu size anlatmamalıydım ama...
I shouldn't be telling you this.
Aslında bunu size söylememeliyim.
I know I shouldn't be telling you this, but, uh... I think I'm just gonna bail out of this story.
Sana bunu söylememem gerekli ama sanırım bu hikâyeyi bırakacağım.
I shouldn't be telling you this but he thinks you're the cat's pyjamas.
Sana bunu söylememeliyim ama senin şipşirin olduğunu söylüyor.
Okay, Isabel, I really shouldn't be telling you any of this...
Bak, Isabel, bunları sana anlattığımı kimseye söyleme...
I shouldn't be telling you this yet, but in the coming months... certain individuals will be purged from their positions on charges of sedition... immoral conduct, even spying for alien governments.
Bunları henüz sizlerle paylaşmamalıyım ama önümüzdeki aylarda bazı şahıslar isyan, ahlaksız davranışlar ve yabancı hükümetler için casusluk yaptıkları iddiasıyla görevlerinden alınacaklar.
I shouldn't be telling you this. I could get in a lot of trouble.
. sana bunu söylememeliyim ona sorun.
I shouldn't be telling you this, but she wrote his name before she died.
Bunu sana söylememem gerek ama kız ölmeden önce onun ismini yazmış.
- Well, I probably shouldn't be telling a prospective buyer this, but I am eager to sell so you're going to get a good deal.
Aslında, potansiyel bir alıcıya bunu söylememem gerekir. Ama burayı satmayı çok istiyorum, bu yüzden iyi bir fiyat vereceğim
I probably shouldn't be telling you this because of national security but what the heck.
Belki ulusal güvenlik nedeniyle size bunu anlatmamam gerekiyor ama boşverin.
I shouldn't be telling you this, but if my straw poll is any indication, we may be seeing you at the next board meeting.
- Şey... Bunu sana söylememeliyim ama eğer işler benim sandığım gibi giderse bir dahaki yönetim kurulu toplantısında sen de aramızda olacaksın.
I know I shouldn't even be here telling you this.
Buraya gelip sana bunu söylememem gerektiğini biliyorum.
I shouldn't be telling you this. Webistics is the next Yahoo.
Sana bunu söylememeliyim ama "Webistics" yeni Yahoo olacak.
I shouldn't be telling you this, he's being fired for accepting bribes.
Bunu söylememem lazım ama rüşvet aldığı için kovuldu.
I know I shouldn't even be here telling you this.
Ve biliyorum, sana bunu söylemek için buraya gelmemeliydim bile.
I shouldn't be telling you this.
Sanırım bunu anlatmamalıyım.
I shouldn't be telling you about this, but you seem like such a good person. I'm sorry. Such a decent person.
Çok iyi... terbiyeli birine benziyorsun.
Well, I probably shouldn't be telling you this, but... a secret government agency called Manticore infected her with a deadly virus that's genetically targeted to my DNA.
Sanırım bunu sana söylememeliyim ama Manticore denilen gizli bir hükümet tesisi, ona, genetik olarak benim DNA'mı hedef alan... -... ölümcül bir virüs yerleştirdi.
What? I shouldn't be telling you this.
- Bunu sana söylememem gerekir.
I shouldn't be telling you all this. No.
- Hayır, hayır.
You know, I probably shouldn't be telling you this, but since you ask... I think certain people are starting to wonder where your heart is.
Muhtemelen bunu sana söylememem lazım ama madem sordun bence bazı insanlar kalbinin nerede olduğunu merak etmeye başladı.
YEAH, YOU KNOW, I PROBABLY SHOULDN'T BE TELLING YOU THIS,
Evet.
I shouldn't be telling you all this.
- Sana bunları anlatmamalıyım.
I probably shouldn't be telling you this, but he was pretty zapped.
Bunu söylememem gerekiyor belki ama epey sarhoştu.
You know, I shouldn't be telling you this... but I've developed this software that's going to revolutionize downloading.
Sana bunu anlatmamalıydım ama devrim yapacak, yükleme yapma yazılımı geliştirdim.
I really shouldn't be telling you this.
Sana bunu anlatmamam gerekir.
I shouldn't even be telling you this but whatever you said... - Yes but I only meant that she- -
benimle alakası yok ayrıca, bunu sana söylememem bile gerekiyordu ama her ne dediysen- -
But I'll tell you what does... I shouldn't be telling you this.
Sana bunları anlatmamam gerekirdi.
I shouldn't be telling you this.
Sana bunları anlatmamam gerekirdi.
I shouldn't be telling you this, but when we were picking out the flowers for you, he said that he was working up the courage to say he loves you.
... seni sevdiğini söyleyecek cesareti toplamaya çalıştığını söyledi.
I shouldn't be telling you this but you threatened me!
Sana söylememeliyim ama beni tehdit ettin!
Well, I shouldn't be telling you this.
aslında bunu sana söylememeliyim.
i probably shouldn't be telling you this.
Muhtemelen sana bunu anlatmamalıyım.
i definitely shouldn't be telling you this, but there is a way i can help you with your problem.
Hatta kesinlikle anlatmamalıyım. Ama bu sorunu çözmende sana yardımcı olabileceğim bir yol var.
Maybe I shouldn't be telling you this, but there is a state where the marriage laws are a little looser.
Belki de bunu size söylememem lazım ama evlilik kanunlarının daha gevşek olduğu bir eyalet var.
I really shouldn't be here telling you this but if what happened to you happened to me, I'd want to know.
Bunu söylemek için buraya gelmek istemezdim ama sizin başınıza gelen şey benim başıma gelse ben bilmek isterdim.
I'm sorry, I shouldn't be telling you this.
Üzgünüm, bunları sana söylememem lazım.
Um, look, I shouldn't be telling you this, but okay.
Sana bunları anlatmamam lazımdı, ama sorun yok.
I really shouldn't be telling you this, but you look so pathetic sitting here all night.
Bunu sana söylememeliyim ama. Bütün gece burda otururken çok acınası görünüyorsun.
I shouldn't be telling you this.
Sana bunu söylememeliyim.
I shouldn't be telling you guys this, but Becca is my absolute favourite.
Tamam. Muhtemelen bunu size söylememeliyim ama Becca benim en sevdiğim öğrencim.
No, I shouldn't be telling you this.
Hayır, sana bunu anlatmamalıyım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]