I think i can handle it translate Turkish
380 parallel translation
- I think I can handle it.
- Bunu yapabilirim.
- I think I can handle it.
- Hallederim ben.
But I think I can handle it.
Ama galiba üstesinden gelebilirim.
I just have a toothbrush to carry and I think I can handle it myself.
Sadece diş fırçam var, kendim taşırım.
I think I can handle it.
Sanırım halledebilirim.
I like it very much, and I think I can handle it.
Çok hoşuma gitti, sanırım üstesinden gelebilirim.
I think I can handle it.
Sanırım başa çıkabilirim.
I think I can handle it
Onla başa çıkabilirim!
- I think I can handle it. - Okay.
- Üstesinden gelebilirim sanırım.
With all the practice that I've been doing I think I can handle it.
Yaptığım onca antrenmandan sonra sanırım halledebilirim.
I think I can handle it.
Becerebilirim herhâlde.
- It'll be tricky, but I think I can handle it.
- Biraz zor olacak ama sanırım yapabilirim. - Hayır!
I think I can handle it.
Becerebilirim herhalde.
I think I can handle it.
Sanırım üstesinden gelebilirim.
No, I'm sitting up, but I think I can handle it.
Hayır, oturuyorum, ama sanırım kaldırabilirim.
- I think I can handle it.
- Sanırım olabilirim.
I think I can handle it.
Sanırım bunu da sürebilirim.
I think I can handle it.
Hayır, teşekkürler. Sanırım halledebilirim.
No, I think you and I can handle it.
- Sanırım sen ve ben halledebiliriz.
I can think of no one better equipped to handle it, Miss Uhura.
Bunu daha iyi yapabilecek başka birini tanımıyorum.
- I think you can handle it.
- Sen halledebilirsin.
I don't think we can handle it.
Bununla başa çıkabileceğimizi sanmıyorum.
I think we can handle it.
Sanırım yapabilirim.
You don't think I can handle it?
Sence bunu beceremez miyim?
I know it's a Warsaw Pact country, but I think we can handle it.
Bu yapılabilir, ve ayrıca başka seçeneğimiz de yok.
If you think you can handle it, I'd like to come back and discuss details.
Siparişin altından kalkabilirseniz, sonra geri gelip detayları konuşmak isterim.
I'll tell you... if you think you can handle it.
Kaldırabileceğini düşünüyorsan... sana anlatacağım.
I don't think I can handle it, that's all.
Götürebileceğimi düşünmüyorum. Hepsi bu.
I don't think there's anything you can't handle. I mean it.
İdare edemediğin bir şey olduğunu sanmıyorum.
You think I can handle it?
- Sam, sence becerebilir miyim? - Tabii ki de.
I think we can handle it.
Sanırım halledebiliriz.
I think we can handle it.
Sanırım başa çıkabiliriz.
I don't think we can handle it manually.
Elle beceremeyiz.
Look, I don't think you can handle it, okay?
Bak, bunu yapabileceğini sanmıyorum, tamam mı?
- What do you mean? - So he won't trod upon it. I think it's symptomatic of taking on more than you can, er... er... handle.
Bence bu halledebileceğinden daha fazlasını... üstlenmenin bir belirtisi.
As soon as I think you can handle it, partner.
Ne zaman idare edebilirim dersen, ortak.
I don't think I can handle it!
Bunu yapabileceğimi sanmıyorum!
, I can't let her remain slave at the monster hunger of course you can't, and we will rescue her but I think you should let Adam and me handle it right brother?
Ajanlarımızdan biri onun Hunger'ın yaratıkları tarafından dağlarda esir olarak tutulduğunu öğrendi. O benim annem! Hunger'ın yaratıklarının esiri olarak kalmasına izin veremem.
If you're gonna tell me you're a fag, I don't think I can handle it.
Eğer nonoş olduğu söylemeye çalışıyorsan, bunu kaldıramam.
I don't think so, we can handle it alone.
Katılmıyorum, tek başımıza halledebiliriz.
I don't see a problem with that, but I think he can handle it himself!
Benim açımdan sorun değil ama kendisi bu işin altından tek başına kalkabilir.
No, I don't think it's anything I can't handle.
Hayır, Halledemiyeceğim bir şey olduğunu sanmıyorum...
- I think we can handle it.
- Bence halledebiliriz.
But I think you can handle it, don't you think?
Bununla başa çıkabileceğini düşünüyorum. Sen ne dersin?
I think we have all the time we can handle as it is!
Bence kaldırabileceğimiz kadar zamanı beraber geçirdik zaten.
I think he can't handle it.
Yardım edebileceğini sanmıyorum.
You think I can't handle it, Stanley?
Altından kalkamayacağımı mı sanıyorsun, Stanley?
- You think I can't handle it?
- Kaldıramayacağımı mı düşünüyorsun.?
If they are, and I don't think I can handle it, then I'll split. I saw your watch.
Ordalarsa ve başa çıkamazsam kaçar gelirim.
If you think I can't handle it, let's talk to the campaign manager.
Ve eğer bu işi kıvıramayacağımı düşünüyorsan, gidip kampanya idarecisiyle konuşabiliriz.
But I don ´ t think I can handle it.
Ama yapabileceğimi sanmıyorum.