I thought i lost you translate Turkish
617 parallel translation
- I thought I lost you.
- Seni kaybettiğimi sandım.
Up! Geez, I thought I lost you.
Tanrım, seni kaybettiğimi sandım.
Oh, baby, I thought I lost you.
Ah, bebeğim, seni kaybettiğimi sanmıştım.
I thought I lost you. I was afraid to find out.
Seni kaybettiğimi sandım.
1 thought I'd lost you.
Seni kaybettiğimi... zannetmiştim
You probably thought I'd gotten lost.
Eminim kaybolduğumu düşünmüşsündür.
Miss Julie, I thought we'd lost you.
Bayan Julie, sizi kaybettiğimizi düşündük.
I thought I'd lost you forever.
Seni sonsuza dek kaybettim sandım.
You see, I thought I had lost you.
Ben seni kaybettiğimi düşündüm.
I... thought I'd lost you.
Seni kaybettim sandım.
Ivy, I thought I'd lost you forever. Why did you run away?
lvy, seni sonsuza dek kaybettim sandım.Neden kaçtın?
I thought I'd lost you.
- Seni kaybettiğimi sanmıştım.
Confound it, I thought you'd lost yourselves again.
Kahrolası, kendini tekrar kaybedeceğini düşündüm.
But for a moment I thought I had lost you forever.
Bir an için sizi sonsuza dek kaybettiğimi sandım.
- Dr. Sigmund thought you were lost. I was.
- Dr. Sigmund kaybolduğunuzu sandı.
I thought we lost you for good.
Ortalıktan kaybolduğunuzu sanıyorduk.
Oh, I thought you were lost.
Oh Kaybolduğunu düşündüm.
I thought you lost your grenade.
El bombanı kaybettiğini sanıyordum.
Angel of mine, when I thought I had lost you I suffered...
Meleğim, seni kaybettiğimi sandığım zaman acı çektim...
I saw you yesterday, but you were lost in thought.
Seni dün gördüm, ama çok dalgın görünüyordun.
- I thought I'd lost you in the woods.
- Ormanda kaybolduğunu sandım.
I thought I told you to get lost.
Sana koybolmanı söylemiştim.
Sorry to take you away from the gaming table, general, but I thought you'd like to know you lost a couple of pins off your chart today.
Sizi kumar masasından kaldırdığım için üzgünüm, General. Ama bugün savaş haritanızdaki birkaç iğneyi sökmeniz gerektiğini bilmek isteyeceğinizi düşündüm.
- I thought you might be lost.
- Kaybolmuş olabileceğinizi düşündüm.
Oh, my beautiful love, I thought I'd lost you.
Güzel aşkım, bir an seni kaybettiğimi sandım.
I thought I'd lost you!
Göremedim de sizi!
They were for you, I lost them. Then I thought it would look silly.
Sana gelmişlerdi, ama ben kaybettim sonra da aptalca görüneceğini düşündüm.
Thought I lost you, mate.
Kayboldun sandım dostum.
I thought you where lost.
Kaybolduğunuzu sanmıştım.
- I thought I'd lost him. - You found him again.
- Ondan kurtulduğumu sanıyordum.
I suddenly thought of you and I lost control.
Birden aklıma sen geldin ve kontrolümü kaybettim.
The truth is this guy over here comes to me and he says, he thought that I was that little girl, the other one got lost, and he says, he has got to bring me to England to see you.
Gerçek şu ki, bu beyefendi bana geldi ve küçükken kaybolduğumu düşündüğünü söyledi, ve beni sizi görmeğe İngiltere'ye götüreceğini söyledi.
I thought we lost you.
Seni kaybettiğimizi düşündüm.
And I thought you were lost, you little devil.
Ben de kayboldun sandım, seni küçük şeytan.
I thought I had lost you forever.
Seni sonsuza dek kaybettiğimi düşünmüştüm.
At dinner the other century, I thought you'd lost your wits.
Diğer yüzyılda öğlen yemeği. Espirütelliğini kaybettiğini sandım.
I thought I told you two to get lost.
Siz ikinize kaybolmanızı söylediğimi sanıyordum.
He's been out there 15 years, learned all their bad habits. I never thought you colonials got lost, Major.
Siz sömürgecilerin kaybolmadığını sanırdım Binbaşı.
I thought you lost your hair down in the Bayou Sallot.
Bayou Sallot'ta kafa derini yüzdüler sanıyordum.
- I thought you got lost again.
- Yine kayboldun diye düşündüm.
And I thought you just lost it.
Ben de yeteneğini kaybettin sanmıştım.
You know, I really thought I'd lost you.
Seni gerçekten kaybettiğimi sandım.
I thought we lost you like we did Mom and Dad.
Seni de annemler gibi kaybettiğimizi sandık.
I thought you got lost...
Sandım ki kayboldun...
I thought I told you to get lost.
Sana kaybolmanı söylediğimi sanmıştım.
Harold, i thought we lost you, old buddy.
Harold, seni kaybettiğimiz sandık ahbap.
- I thought you'd get lost.
- Kaybolursun diye korkmuştum.
Thought I lost you.
Seni kaybettiğimi sandım.
I thought I'd lost you.
Seni kaybettiğimi sandım.
Miss Quinton, I thought we'd lost you.
- Bayan Quinton, kayboldunuz sandık.
I thought you were lonely and lost in this little city.
Sandım ki bu küçük şehirde kayıp ve yalnızsın.