I thought you might say that translate Turkish
75 parallel translation
I thought you might say that.
Böyle diyeceğini tahmin etmiştim.
I thought you might say that.
Böyle diyeceğinizi biliyordum.
I thought you might say that.
Ne söyleyeceğini tahmin ediyorum.
I thought you might say that.
Bunu söyleyeceğini biliyordum.
- I thought you might say that. Only...
- Ben de böyle diyeceğini umuyordum.
- I thought you might say that.
Soracağını biliyordum.
I thought you might say that.
- Bunu söyleyeceğini tahmin ettim.
I thought you might say that.
Böyle diyeceğinizi tahmin etmiştim.
I thought you might say that.
Bunu söyleyeceğinizi düşünmüştüm.
I thought you might say that.
Bunu söyleyeceğini tahmin ediyordum.
- I thought you might say that.
- Bunu söyleyeceğini düşünmüştüm.
You know, I thought you might say that.
Bunu söyleyebileceğini düşünmüştüm.
- I thought you might say that.
- Böyle diyeceğini tahmin etmiştim.
Yeah, I thought you might say that.
Evet, bunu söyleyeceğinizi tahmin etmiştim.
I thought you might say that.
Böyle diyeceğin aklıma gelmişti.
Yeah, I thought you might say that.
Aslında, bunu söyleyeceğini düşünmüştüm.
I thought you might say that, Kyle.
Bunu söyleyeceğini biliyordum, Kyle.
I thought you might say that.
Bunu söyleyeceğini tahmin etmiştim.
I thought you might say that.
Bunu söyleyebileceğini tahmin etmiştim.
I thought you might say that.
Böyle diyeceğini düşünmüştüm.
I thought you might say that.
Böyle söyleyebileceğini düşünmüştüm.
I thought you might say that, thus I prepared these.
Bunu söyleyebileceğini düşündüm ve bu yüzden bunları hazırladım.
I thought you might say that but unfortunately, the price has just gone up.
Böyle diyeceğini düşünmüştüm ama ne yazık ki, fiyat az önce yükseldi.
OK. I thought you might say that.
Bunu söyleyebileceğini düşünmüştüm.
Yes, I thought you might say that.
- Bunu söyleyebileceğinizi düşünmüştüm.
I thought you might say that.
Böyle diyeceğini biliyordum.
I thought you might say that.
Böyle söyleyeceğini biliyordum.
Do you know, I thought you might say that.
- Biliyor musun, böyle diyeceğini düşünmüştüm.
I thought you might say that.
Bunu söylemek düşündüm.
See, I thought you might say that, so I took a few precautions.
Bunu diyeceğini tahmin edip birkaç önlem almıştım.
- I thought you might say that.
- Böyle söyleyeceğini düşünmüştüm.
I thought you might say that.
Bunu diyeceğini tahmin etmiştim.
I don't quite know how to say it... but there's a mature quality about her that's disturbing in a child... and my husband and I thought that a school like yours... where you believe in discipline and the old-fashioned virtues... might perhaps teach her to be more of a child.
Nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum bir çocuk için rahatsızlık verecek kadar olgun tavırları var. Kocam ve ben, okulunuz gibi disiplin ve geleneksel ahlak kurallarına önem veren bir yerin ona biraz daha çocuk olmayı öğretmesi gerektiğini düşünüyoruz.
I thought you might say something like that.
Ne de olsa, yarın... dinlenme günü.
- I thought you might say something like that.
- Böyle bir şey söyleyeceğini biliyordum.
Hmm. I thought you might say something like that.
Bu tip bir şey söyleyeceğini tahmin etmiştim.
I thought you might say that.
Böyle söyleyeceğini düşünmüştüm.
I thought that you might say that.
Böyle konuşacağını biliyordum.
I thought you might be too big time now that you're pro to say hello to your QB.
Şimdi profesyonel olduğuna göre oyun kurucuna selam vermezsin sanıyordum.
Why would you say that? I just thought it might help
Alevi dağıtırsak, gücünü azaltabilir.
Yeah, I thought you might say that. There's five million in those two bags there.
Böyle diyebileceğini düşünmüştüm.
That's what I thought you might say.
Böyle diyeceğini tahmin etmiştim.
I thought you might say that.
- Bunu söyleyebileceğini tahmin etmiştim.
I thought he might say that, so you'd better tell him I'm pregnant. What?
Bunu diyeceğini düşünmüştüm o yüzden ona hamile olduğumu söylesen iyi olur.
I thought you might say that.
Böyle söyleyeceğini tahmin etmiştim.
I thought you might say something like that, so I also ranked you on the sibling scale, and guess what?
Böyle söyleyeceğini tahmin ettiğimden kardeşlik düzeyine baktım bil bakalım ne çıktı?
You know, some of you might not know this, but a year ago, I thought I might not even be here today, and I'm not exaggerating when I say that.
Bazılarınız bunu bilmeyebilirsiniz ama 6 ay önce, bugün burada olacağımı düşünemezdim bile, bunu söylerken abartmıyorum.
We thought you might agree, as Francis and I are the future of France and Scotland, and you are the future of Rome, that we might discuss the, uh, um... how should I say it?
Francis ve benim Fransa ve İskoçyanın geleceği olduğumuz ; konusunda bizimle hemfikir olduğunuzu düşünüyordum, ve sizinde romanın geleceği, bu sebepten ötürü şeyi görüşebiliriz gibi... Nasıl desem?
Of all the things I thought you might say, I wasn't expecting you to say that.
Söyleyeceğini düşündüğüm onca şey arasında bunu söylemeni beklemiyordum.
Thought you might say that. Which is why I nominated you for our "most wanted" list.
Bunu tahmin ediyordum ve seni "En Çok Arananlar" listemizde aday gösterdim.
You know, I thought you might say something like that.
Böyle bir şey diyeceğinizi tahmin etmiştim.