I want to tell you something translate Turkish
884 parallel translation
- Paula, I want to tell you something - l know.
- Paula, sana bir şey söylemek istiyorum. - Biliyorum.
I want to tell you something, Madeleine.
Bir şey söylemek istiyorum Madeleine.
I want to tell you something.
Sana bir şey söylemek istiyorum.
And Leon, I want to tell you something which I thought I would never say... which I thought nobody ever should say, because I didn't think it exists.
Leon, asla söylemeyeceğimi sandığım, var olduğunu düşünmediğim için... kimsenin söylememesi gerektiğine inandığım bir şey söylemek istiyorum sana.
- Now, I want to tell you something very confidentially.
- Size çok gizli bir şey söylemek istiyorum.
Look, I want to tell you something about that dive.
Bakïn, size o dalïsla ilgili bir sey söylemek istiyorum.
Then I want to tell you something about him.
Size Tarzan hakkında bir şey söylemek istiyorum.
I want to tell you something... you don't fool me none no more.
Sana birşey söyleyeceğim Bay McCanles beni artık aptal yerine koyma.
I realised something could happen to me, so I want to tell you something.
Başıma kötü birşey gelebilirdi. Bu yüzden sana anlatacaklarım var.
I want to tell you something.
Sana bir şey anlatmak istiyorum.
I want to tell you something.
Size bir şey söylemek istiyorum.
- I know what you're gonna do, but first I want to tell you something.
Başka? Ne yapacağını biliyorum.
Steve, I want to tell you something.
Steve, sana bir şey söylemek istiyorum.
Jesse, I want to tell you something.
Jesse, sana bir şey söylemek istiyorum.
- Johnny, I want to tell you something.
- Johnny, sana bir şey söylemek istiyorum.
I want to tell you something, Ryker.
Sana birşey söyleyeyim, Ryker.
First I want to tell you something.
İlk olarak birşey söylemek istiyorum.
I want to tell you something, I haven't even told the women folk.
Sana kadın milletine bile söylemediğim bir şeyden bahsetmek istiyorum.
- I want to tell you something.
- Sana bir şey söylemek istiyorum.
I want to tell you something important.
Size önemli bir şeyden bahsedeceğim.
Because I wanted to talk to you, I want to tell you something about our city.
Çünkü seninle konuşmak istedim. Sana kentimiz hakkında bir şeyler söylemek istiyorum.
I want to tell you something, Miss Thornton... something you can teach your class someday.
Size bir şey diyeceğim, Bayan Thornton. Bir gün, sınıfınıza öğretebileceğiniz bir şey.
I want to tell you something- - let's not waste any more time, frank.
Zaman kaybetmeyelim, Frank.
I want to tell you something.
Size bir şey söyleyeceğim.
Costantina, I want to tell you something.
Costantina, sana bir şey söylemek istiyorum.
I want to tell you something, captain, and then perhaps you'll let me alone.
Sana bir şey söylemek istiyorum yüzbaşı, sonra belki beni bırakırsın.
PIDOTT, I WANT TO TELL YOU SOMETHING ABOUT ME.
Senin adına üzüldüm.
I want to tell you something too.
Ben de sana bir şey söylemek istiyorum.
SIT DOWN ON THE BED A MOMENT, EVE. I WANT TO TELL YOU SOMETHING.
İnsanlığın, şehirlerin fikirlerin, her şeyin.
But I want to tell you something.
Fakat şunu unutmayın delikanlı :
Betty, I want to tell you something.
Betty, bir şey söylemek istiyorum. Haydi Bak!
I want you to tell me something, and give it to me straight.
Bana bir şey söylemeni istiyorum, hem de dürüstçe. Anladın mı?
Well, I'll tell you, Bill, we already got a president, but any time you want to run for mayor or sheriff or something like that, you just let me know.
Şunu diyeyim Bill, zaten bir başkanımız var.. ama belediye başkanlığı ya da şerifliğe adaylığını koymak istersen... haberim olsun.
I want you to tell her something.
Ona birşey söylemeni istiyorum.
Miss Lilly, I do want to tell you something.
Bayan Lilly, size bir şey söylemek istiyorum.
- I just want to tell you something.
- Sana bir şey söylemek istiyorum sadece.
So I want you to tell me something about his character.
Bu yüzden bana karakterinden bahsetmenizi istiyorum.
You, Bill, want to tell me something that I know already... and you Storm, won't let him.
Sen, Bill, bana zaten bildiğim bir şeyi söylemek istiyorsun... ve sen Storm, onu bırakmayacaksın.
There's something I want to tell you.
Sana söylemek istediğim bir şey var.
I've got something I want to tell you. She and —
- Sana söylemek istediğim şeyler var.
But there's something else I want to tell you.
Fakat öncesinde söylemek istediğim başka bir şey var.
Anya there's something I want to tell you.
Anya sana söylemek istediğim bir şey var.
Now I want you to tell me something, and I want the truth too.
Bana bir şeyi söylemeni istiyorum Gerçeği öğrenmek istiyorum.
If you're saying all this because you don't want to tell me the truth, because you're hiding something from me, then maybe I can understand.
Bana doğruyu söylemek istemediğin, bir şey sakladığın için böyle konuşuyorsan, seni anlayabilirim.
Mom, Dad, there's something I want to tell you. Well...
Anne, baba, size söylemek istediğim bir şey var.
And before I die, there is something I want to tell you.
Ölmeden önce, size söylemek istediklerim var.
Theres something else I want to tell you and I cant...
Sana söylemek istediğim başka bir şey vardı ama...
Now I want you to tell me something.
Şimdi size bir şey sormak istiyorum.
Well, I want to tell you folks something.
Size bir şey anlatmak istiyorum dostlarım.
I'm gonna tell you something, Flaca, and I want you to listen tight.
Sana bir şey söyleyeceğim, Flaca, iyi dinlemeni istiyorum.
Deanie, I want to tell you something.
Sana bir şey söyleyeceğim, Deanie.