English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I want you to say

I want you to say translate Turkish

4,599 parallel translation
I want you to say the truth, whatever it is.
Her ne olursa olsun doğruyu söylemeni istiyorum.
I want you right now to say whatever you want.
Ne istiyorsan onu söylemeni istiyorum.
What I say is, before taking this tablets, I want to kill you by this bullets.
Ben de diyorumki, bu ilacı almadan önce, bu kurşunlarla seni öldürmek istiyorum.
- I would pass... There was something almost transgressive and exciting about seeing on TV somebody say about a movie, you know what you might always want to say to your friend, or your girlfriend or your mother or your sister,
Herhangi birinin bir film hakkında bu şekilde konuştuğunu ekranda görmek hem itici, hem de heyecan vericiydi.
Now while you do all this, I want you to smile at her and say kind things.
Şimdi siz tüm bunları yaparken ona gülümseyip güzel şeyler söylemenizi istiyorum.
I want to say goodbye to you.
Size hoşça kalın demek istiyorum.
"Greasy and amazing," and then he went on to say, "Trevor, you have such a hot, throbbing cock" "and I want to get all juicy on your cock." Okay.
"Kaygan ve muhteşem," and sonra "Trevor, aletin çok seksi ve sert," "aletindeki tüm suyu almak istiyorum." demeye devam etti.
I don't know what you want me to say.
Ne dememi istediğini bilmiyorum.
I just want to say that we all really appreciate what you're doing for us.
Bizim için yaptıklarınıza gerçekten çok minnettarız.
I want to say that I love you, Buddy.
Seni sevdiğimi bilmeni istiyorum Buddy.
I just want to say one thing to you..
Sana, sana, sana, sana bir şey söylemek istiyorum.
I just need to say that Kyle, I never want to see you again.
Hem de hemen. Tekrar söylemek isterim ki Kyle, seni bir daha asla görmek istemiyorum.
I just want to say one thing to you.
Sadece sana bir şey söylemek istiyorum.
Before we get into this next thing, I just want to say he's a young man, you dig?
İşe başlamadan önce şunları söylemek istiyorum. Genç bir delikanlı, değil mi?
- I don't want to talk her. - Well, what do you want me to say?
- O kadınla konuşmak istemiyorum.
If you don't want to say good-bye, you don't have to say good-bye, but I'm still going.
Vedalaşmak istemiyorsan tamam, ama ben yine de gideceğim.
Okay, but before I say anything. I just want to remind you that I think all this is a crock of shit. Clear?
Tamam, ama söylemeden önce, bunların hepsinin saçmalık olduğunu düşündüğümü sana hatırlatmak istiyorum, anladın mı?
I don't know what you want me to say.
Ne dememi istiyorsun bilmiyorum.
You want me to say I killed'em?
Onları benim öldürdüğümü mü söylememi istiyorsun?
I want to say thank you.
Size teşekkür etmek istiyorum.
So, if you want to spend the rest of your life with a pussy full of hair, I say, go with God and best of luck to you.
Yani hayatının geri kalanını kıllı biriyle geçirmek istiyorsan... sana Tanrı seni korusun ve iyi şanslar derim.
I want my entire team to hear what you have to say.
Söylemen gereken her şeyi tüm takımımın dinlemesini istiyorum.
Okay, don't look down here, I want you to stay looking at the clock and you count the seconds.
Sakın buraya bakma, saate bakıp saniyeleri say, tamam mı? - Sayıyor musun?
And I want to say thank you for being in my life.
Ve hayatımda olduğun için sana teşekkür etmek istiyorum.
You know, I want more numbers... than I'm likely to get.
Elime geçen sayılardan daha fazla yaşamak istiyorum.
I want you to go down to where the roads meet and say your name.
Yolların kesiştiği yere gidip, adını söylemeni istiyorum.
I thought you might want to say hello.
Merhaba dersin diye düşündüm.
I want her to say that she would sit there and watch as you beat the answer out of me to save this place.
Bu yeri kurtarmak için beni konuşturana kadar döverken öylece oturup izleyeceğini onun ağzından duymak istiyorum.
Billy, I don't know what you want me to say.
Billy, ne dememi istiyorsun bilmiyorum.
And I want to say thank you for making those efforts for us, and I promise you I'm going to do my best to meet you there, okay?
Bizim için bu kadar çabaladığın için sana teşekkür etmek istiyorum. Ben de seninle orta yolda buluşmak için elimden geleni yapacağıma dair sana söz veriyorum.
I just want to hear you say it.
Sadece senden de duymak istiyorum o kadar.
Actually, I want to hear you say those lovely three words.
Aslında senin şu güzel iki kelimeyi söylemeni istiyordum.
I've thought long and hard about what I want to say to you.
Sana söyleyeceklerim konusunda uzun uzun düşündüm.
Tam-Tam, when I say go, I want you to explain what day it is and who's coming. OK, love?
Tam-Tam, ben başla dediğimde senden bugün ne gün olduğunu ve kimin geldiğini söylemeni istiyorum, oldu mu tatlım?
All I can say is, don't make any major decisions after a blowjob. You know, let the blowjob wear off. Then you figure out what you want to do, you know.
Tek söyleyeceğim saksodan sonra büyük kararlar vermeyin bırakında saksonun etkisi geçsin biraz sonra ne yapmak istediğinize karar verirsiniz.
I mean, I don't know what else you want me to say.
Yani, başka ne söylememi istiyorsun bilmiyorum.
I'm just saying... if they ever get to be too much or if you want to talk...
Sadece diyorum ki sayıları çoğalırsa ya da konuşmak istersen...
- What do you want? - I hate to say it, but your eviction is scheduled for today.
- Bunu söylemekten nefret ediyorum ama evden tahliyenizin tarihi bugün.
I mean, she always had interesting things to say and whatever you want to know she - - she was right there.
Her zaman söyleyecek ilginç şeyleri olmuştur ve her ne bilmek istiyorsan o tam da oradadır.
You will hear this if I want to say it!
Ne söylemek istersem dinleyeceksin.
You want me to say I'm fuckin'sorry?
Üzgün olduğumu mu söyleme mi istiyorsun?
I pulled that intercept for you, but first there's something I want to say.
Bu veri yakalamayı senin için çıkardım ama önce söylemek istediğim bir şey var.
Mr. President, I want you to know, I thought...
Sayın Başkan, bilmenizi isterim... Ben düşünmüştüm ki -
No. It's like when you say, "Do you want to order Chinese food tonight?" And I go, "Maybe," and then we get Italian.
Hayır. "Bu akşam Çin yemeği söyleyelim mi?" dediğinde benim "Belki" demem, sonra da İtalyan yemeği yememiz gibi.
What, did you not want me to go with you? No, Kyle, I didn't say that.
- Ne yani, seninle gelmemi istemedin mi?
I'm not so sure I want to tell you, but... I have to say it out loud.
- Anlatmak istediğime emin değilim ama sesli söylemem gerek.
Well, I think when most people say they don't want to talk about it, it means it didn't go very well, but with you, I'd infer that, uh, it it went pretty well.
Çoğu insan konuşmak istemiyorum dediğinde bu işlerin iyi gitmediğini gösterir ama konu sen olunca işlerin gayet yolunda gittiği anlamını çıkarabilirim.
I do not want you to say anything to her.
Ona hiç bir şey söylemeni istemiyorum. Hiç kimseye.
You want somebody to hold your hand and say it's OK to go on this fucking goose chase. I'll need your help tracking timelines, piecing together...
Yardımına ihtiyacım olacak ;
You know, I just didn't think you'd want to. I got to say, of all the companies I've rotated through here, I never had someone get their ticket punched on the first day.
Söylemem gerek, burada o kadar adam gezdirdim hiçbiri daha ilk gününde cartayı çekmemişti.
I wasn't going to say anything because I didn't want To embarrass you.
Seni küçük duruma düşürmemek için hiçbir şey söylemeyecektim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]